ÖNDER YILMAZ Ankara – Türkiye’de 10 ev işçisinden 8’inin kayıt dışı çalıştığı, her 5 ev işçisinden sadece birinin etkin sosyal güvenlikten faydalandığı tespitini yapan İLO’nun önerileri arasında, “Toplu pazarlık ve toplu sözleşme hakkı. Kayıtlı istihdama geçişleri için önlemler alınması, iş tanımlarını belirleyen yazılı sözleşme yapılması, evde çalışanlar için asgari ücret, ulaşılamama hakkı” dikkat çekti. İLO Türkiye Ofisi Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Diyalog Yöneticisi Ayşe Emel Akalın, “analizler bize gösterdi ki ne ev işçileri kendilerini ‘işçi’ olarak tanımlıyor ne de işverenler. Çünkü daha çok kadınların rolleri olduğu için bir paylaşım alanına dönüşüyor” diye konuştu.
Akalın, ev işçileri konusunu gündeme taşımak için hazırladıkları posterlerin yanı sıra ünlüler ile ev işçilerinin röportajlarda buluşturulacağını açıkladı.
İLO, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Kadın İstihdamı Alt Komisyonu’na “ev işçiliği” konusunda kapsamlı rapor sundu.
İLO Temsilcisi Akalın, Türkiye’nin Kovid-19 salgını sürecinde evde çalışmayı kapsamlı şekilde deneyimlemeye başladığını belirtirken, sanayi devriminin ilk yıllarından beri mevcut olan bu çalışma biçiminin kadınlar için daha fazla tercih edilen bir hale dönüştüğünü belirtti.
İşverenin de bakış açısıyla “daha düşük ücret, daha düzensiz, örgütsüz ve iş saatlerinin uzadığı bir çalışma biçimine” dönüştüğüne dikkat çeken Akalın, İLO olarak “evde çalışan herkesin diğer çalışanlarla eşit koşullarda, eşit haklarla çalışması gerektiği” yönünde tavsiye kararı alındığını kaydetti. Akalın konuya ilişkin sorunlara değinerek şöyle devam etti:
“Burada sıkıntılı konuları düşündüğümüz zaman, iş yaşam dengesinin bozulması kadınlar için çok büyük bir soruna dönüşüyor. Bunun önlenmesi için bakım desteklerinin verilmesi gerekiyor. İş sağlığı güvenliği önlemlerinin geliştirilmesi çok mümkün olmuyor. Çünkü haneler içinden söz ettiğimiz için bir denetim mekanizması olmuyor, çok kolay önlemlerin dışına çıkılabiliyor.
İş süreleri çok uzuyor, özellikle sadece evde parça başı üretim yapan kadınları düşünmeyelim, beyaz yakanın da belli biçimleri evde çalışıyorlar ve sözleşmede belirtilen, bizim de pandemide bu evde çalışmayı deneyimlerken aslında kafamıza çok yatan bağlantının kopma hakkı var, işveren ile çalışanın… Ev eksenli üretim yapan kişiler içinse bir üretim baskısı var. Çünkü kısa sürede, çok fazla ve hızlı bir şekilde üretim yapılması bekleniyor.”
İş yaşam dengesi
Akalın, kadın ve erkeklerin daha eşit koşullarda çalışma yaşamına katılabilmeleri için “iş-yaşam dengesine” vurgu yaptıklarını belirterek, “Burada, iş yaşam dengesi konusunda, tüm çalışanlara, farklı sektörlerde çalışan özellikle kadın çalışanlara önemli bir destek mekanizması var. Aslında hepimizin yani çoğunluğumuzun işvereni olduğumuz ev işçileri; evlerin temizliği, çocukların bakımı, yemek, işte, bahçe işleri, günlük hayatta daha çok kadınlardan beklenen işleri destekleyen ve çoğunluğu kadın olan ev işçileri…
Dünyanın hemen hemen her yerinde çoğu kadın olan ev işçilerinin büyük bir kısmını göçmenler, diğer bir kısmını da örgütlenme alanlarının, haklarının daha iyi olması için toplu iş görüşmelerinde yer alamayan ev işçileri oluşturuyor” diye konuştu.
İşçi olarak görmüyorlar
Pandeminin ev işçilerinin çalışma koşullarını olumsuz etkilediği tespitini yapan Akalın, “Teknik toplantılar düzenliyoruz farklı tarafların bir araya geldiği. Ev işçilerinin sosyal korunma mekanizmalarına erişimlerinin artırılması, ev işçilerinin çalışma koşullarının belirlenmesi, iş tanımlarının belirlenmesi, işçilerin, hakları hakkında bilgi sahibi olması, yine, işverenlerin sorumlulukları hakkında bilgi sahibi olması konuları üzerinde duruyoruz. Çünkü bütün bu süreçte yaptığımız analizler bize gösterdi ki, ne ev işçileri kendilerini ‘işçi’ olarak tanımlıyor ne de işverenler onların haklarını yerine getirmek için sorumlu oldukları işlevleri tamamlıyorlar. Çünkü daha çok kadınların rolleri olduğu için bir paylaşım alanına dönüşüyor” değerlendirmesini yaptı.
Asgari ücret verilmeli
ILO’nun komisyona sunduğu raporda ise Türkiye’de 10 ev işçisinden 8’inin kayıt dışı çalıştığı, her 5 ev işçisinden sadece birinin etkin sosyal güvenlikten faydalandığı tespiti yer aldı. İLO’nun ev işçiliği sorunun çözümüne yönelik önerileri şöyle sıralandı: “Toplu pazarlık ve toplu sözleşme hakkı. Evde çalışanların gereksinimlerinin sosyal diyalog mekanizmaları yoluyla gündeme taşınması. Kayıtlı istihdama geçişleri için önlemler. İş tanımlarını belirleyen yazılı sözleşmeler. Evde çalışanların ve işverenlerin hak ve sorumluluklarını bilmeleri. Evde çalışanlar için asgari ücret. Evde çalışanlar ve diğer çalışanlar için eşit muamele. Evde çalışanlar için ulaşılamama hakkı. Evde çalışanlar için uygun iş sağlığı ve güvenliği önlemleri. Evde çalışanların iş yaşam dengelerinin kurulmasına ilişkin özel önlem ve hizmetler. Evde çalışanların profesyonel gelişim ve ilerlemelerine ilişkin destek mekanizmaları. Tüm bu önlemlere ilişkin uygulamaların izlenmesi.”
Ünlülerden röportaj
Akalın, ev işçiliği konusunun gündeme taşınması için posterler hazırladıklarını belirtirken, bu yıl sonunda ünlüler ile ev işçilerinin buluştuğu röportajlar yayınlayacaklarını açıkladı. Akalın, “bu röportajlar aslında ev işçilerinin de birer çalışan olduğunu, haklarının olduğunu ve işverenlerinin sorumluluklarını hatırlatmak için hazırladığımız bir çalışma. Çünkü maalesef Türkiye’de ev işçileri çalışma yasası kapsamında değiller, Borçlar Kanunu içerisinde; tabii ki belli hakları var ama hani, diğer çalışanlara göre eşit haklar olmuyor her zaman. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın da kapsamına girmiyor ev işçileri. Bu çalışmamız, bunların farkına varmamız için hep birlikte farklı taraflarla, işçi-işveren örgütleri ve kamu kurumlarıyla yürüttüğümüz bir çalışma” ifadelerini kullandı.