İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, “İskan Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni TBMM Başkanlığı’na sundu.
Teklifte, il, ilçe, belde, köy ve mahallelere yerleşen geçici koruma statüsündeki kişi sayısının o yerleşim yerindeki nüfusunun yüzde 10’unu geçmemesi ve geçici koruma statüsündeki kişilerin ayrı mahalle kurmalarına müsaade edilmemesini önerildi.
Teklifin gerekçesinde şunlar kaydedildi:
“Yabancıların iskânına ve Türk kamu düzenine ilişkin yapısal öneme haiz koruyucu hükümleri ihtiva eden, ancak AK Parti iktidarında yürürlükten kaldırılan 2510 sayılı İskân Kanunu’nun yerine yürürlüğe koyulan 5543 sayılı İskân Kanunu, bugün Türkiye’de mülteci ve geçici koruma statüsü sahibi yabancıların neden olduğu demografik krize kaynak teşkil etmiştir.
Suriyeliler Barometresi-2020 başlıklı rapordaki ‘Türkiye’deki Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin İllere Göre Dağılımı’ istatistiği incelendiğinde, Kilis (yüzde 74), Urfa (yüzde 20,33), Adana (yüzde 11,27), Gaziantep (yüzde 21,73), Hatay (yüzde 26,32), Maraş (yüzde 8), Mardin (10,61), Mersin (yüzde 12,09) ve Urfa (yüzde 20,33) gibi illerdeki kayıtlı geçici koruma statüsü sahiplerine ilişkin oranın, Türk demografik yapısı ve ulusal güvenliği için tehdit arz eder hale geldiği aşikârdır. Son haftalarda yaşanan toplumsal huzursuzluk da bozulan demografik yapının neticesidir. Bu süreç, bahse konu krizi hafifletici ve ulusal güvenlik kaygılarını azaltıcı birtakım önlemlerin alınmasını zaruri kılmaktadır.
Türk illerinin, ilçelerinin, beldelerinin ve köylerinin/mahallelerinin yapısını koruyucu hükümler içeren 72 yıllık iskân mevzuatının AK Parti iktidarında ilga edilmesi, 2011 yılı sonrasında Türkiye’yi hedef alan göç mühendisliğinin telafisi güç sonuçların doğurmasına sebebiyet vermiştir. Bu kapsamda, bu kanun teklifi ile 2510 sayılı İskân Kanunu’nun çizmiş olduğu ve Türk demografik yapısını muhafaza etme vazifesinin yeniden tanzim edilerek, 5543 sayılı Kanun’a ilave edilmesi ve bu vesile ile ulusal güvenliğe ilişkin kaygıların hafifletilmesi amaçlanmaktadır.”
Lütfü Türkkan, teklife ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“2001 yılında Avrupa, Türkiye’yi bir sığınmacı hendeğine dönüştürmek için düğmeye bastı. Bunun için küçük bir bütçe dahi hazırladılar. 2002 seçimleri sonrası ise aradıkları taşeronu da buldular.
O gün Avrupa Parlamentosu’nda ne konuşulduysa 21 yıl içerisinde tek tek hayata geçirildi. Öncelikle Atatürk hayatta iken 1934’te çıkarılan İmar İskan Kanunu’nu 2006 yılında tarumar ettiler. Türkiye’nin demografik yapısının sigortası olan, ‘Türkiye’de bulunan yabancıların nüfusu, bulundukları yerdeki belediye nüfusunun yüzde 10’unu geçemez ve mahalle kuramaz’ ibaresini kaldırdılar. Her şey burada başladı. Yani Avrupa’nın Türkiye’yi sığınmacı hendeğine dönüştürme fikrine AK Parti yasal zemin oluşturdu.
“Suriyelileri göndermeme kararı hükümetin değil Avrupa’nın projesi”
Bugün ‘Suriyelileri göndermeyeceğiz’ diyenlere, ‘Pasaportlarını yırttıkları için göndermiyoruz’ diyenlere kanmayın. Suriyelileri göndermeme kararı hükümetin değil Avrupa’nın projesi. AK Parti iktidarı sadece onların taşeronu. Bu konuda kendi iradeleri yok. Avrupa ne derse onu yapıyorlar. O yüzden dış politikada sıkıştıklarında ‘açarız kapıları’ diye blöf atıyorlar. İktidar kapıları açmayacak. Onları da ülkelerine geri göndermeyecek. Onları burada toplamak için Batı’ya söz verdiler. Bunun için para aldılar.
Türkiye’nin Avrupa’nın hendeği olması kabul edilemez. Bu konu, seçim vaadi ya da iç siyasette ‘gidecekler-gitmeyecekler’ tartışmasının çok ötesinde. Bu, bir vatan meselesi. Bu, bir milli güvenlik ve beka meselesi. Ortada bir proje var. İYİ Parti olarak Türkiye’nin böyle bir oyuna gelmesine izin vermeyeceğiz.” (ANKA)