Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Federal Meclise (Bundestag) hitap etti.
Ukrayna’daki savaşı AB’nin tarihindeki en büyük kriz olarak nitelendiren Başbakan Scholz, Avrupa dayanışmasının “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’sındaki” otokrasiye karşı denge olduğunu söyledi. Ukrayna savaşını “tarihte bir dönüm noktası” olarak nitelendiren Scholz, AB ülkelerinin diğer krizlerde olduğu gibi bu krizi de dayanışmayla karşıladıklarını vurguladı. Scholz, “Dışarıdan gelen baskı ne kadar büyük olursa Avrupa Birliği olarak o kadar güç birliği yapar ve birlikte hareket ederiz. Hepimiz bir amacı paylaşıyoruz, Rusya bu savaşı kazanmamalı, Ukrayna galip gelmeli” ifadelerini kullandı. Scholz bu nedenle Almanya’nın Ukrayna’yı yardım ve hatta ağır silahlarla desteklediğini, Ukraynalı mültecileri kabul ettiğini söyleyerek, “Acımasızca saldırıya uğrayan bir ülkenin kendini savunmak için yardıma ihtiyacı var ve bunu yapmak gerilimi tırmandırma olarak adlandırılamaz.” dedi.
Ukrayna için “dayanışma fonu” önerdi
İki İskandinav ülkesi Finlandiya ve İsveç’in dün NATO’ya yaptığı üyelik başvurusuna değinen Scholz, “İsveç ve Finlandiya’daki dostlar, en içten şekilde hoş geldiniz, sizinle birlikte NATO daha da güçlenecek ve Avrupa daha da güvenli hale gelecektir” dedi. Scholz, “AB ve ortaklarının katkılarıyla finanse edilen bir dayanışma fonunun temelini atmaya başlamalıyız. Bu şekilde Ukraynalıların yıkımı temizlemelerine ve yeniden inşa etmelerine yardımcı olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Üyelik bekleyen Balkan ülkelerine haksızlık olur”
“Ukrayna Avrupa ailemizin bir parçası olmaya devam ediyor.” diyen Scholz, Ukrayna’nın AB’ye katılma talebinde bulunurken uzun vadeli desteğe ihtiyacı olduğunu da belirtti. Scholz ayrıca Ukrayna’nın AB üyeliği konusunda “kısa yol” olamayacağını söyleyerek Kiev için bir istisna uygulanmasının üyelik bekleyen Batı Balkan ülkelerine de haksızlık olacağına dikkat çekti. “Üyelik süreci birkaç ay veya yıl meselesi değil” diyen Scholz, yine de AB’nin Kiev’e yardım etmek için “hızlı ve pragmatik” bir yol bulması gerektiğini ifade etti.
Batı Balkanların AB’ye entegrasyonu
Scholz, yıllardır AB üyeliği arayışında olan Batı Balkan ülkelerinin bu durumun göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Scholz, Mayıs ayı sonunda gerçekleştirilecek AB Liderler Zirvesine “Batı Balkanlar’ın Avrupa Birliği’ne ait olduğu yönündeki açık mesajıyla” katılacağını söyledi. AB üyelik hedefleri olan 6 Batı Balkan ülkesi Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Sırbistan’ın yıllardır süren reform sürecine dahil olduklarını söyleyen Scholz, “Onlara olan taahhütlerimizi yerine getirmek sadece bizim güvenilirliğimizle ilgili bir mesele değildir. Bugün, entegrasyonları her zamankinden daha fazla stratejik çıkarlarımıza da hizmet ediyor.” diyerek Rusya da dahil olmak üzere bölgedeki “dış güçlerin” etkisine işaret etti. Scholz ayrıca Batı Balkanlar’ı ziyaret edeceğini duyurdu.
Avrupa’nın enerji krizine de değinen Başbakan Scholz, “Amacımız açık, Avrupa’nın enerji konusundaki egemenliğini artırmak ve iklim hedeflerimize birlikte ulaşmak istiyoruz” dedi. Scholz, “Güçlü bir ülkeyiz, güçlü ortaklarımız ve güçlü ittifaklarımız olduğu için burada, Avrupa’da ve dünya genelinde olayların üstesinden geleceğimize inancım tamdır. Ama aynı zamanda neyi savunduğumuzu biliyoruz, barış, özgürlük ve hukukun üstünlüğü.” şeklinde konuştu.
AB Liderler Zirvesinin gündemi
30 ve 31 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Olağanüstü AB Liderler Zirvesinde Ukrayna’daki savaşın ve etkileri ele alınacak. Brüksel’de bir araya gelecek olan devlet ve hükümet başkanları, Rusya’ya karşı planlanan petrol ambargosu ve AB Komisyonu’nun AB’yi Rus fosil yakıtlarından uzaklaştırmaya yönelik uzun vadeli planını da masaya yatıracak. Toplantıda Ukrayna’nın AB üyeliğinin de görüşülmesi beklenirken, ülkenin aday statüsüne ilişkin karar en erken Haziran ayında verilecek.