Trabzonspor ve Fenerbahçe’de uzun yıllar futbol oynayan Ogün Temizkanoğlu daha sonra bir süre teknik direktör olarak da görev aldı. Usta futbol adamı, futbolculuk kariyerine dair ve günümüzde Fenerbahçe, Trabzonspor ve Beşiktaş’ın durumuyla ilgili Skorer TV’den Nergis Aşkın’a konuştu.
‘SAHALARA TEKRAR DÖNMEK İSTİYORUZ’
Aktif olarak yorumculuk görevini sürdüren Ogün Temizkanoğlu, “Şu anda yorumculuk yapıyorum. Her teknik direktörün bir hedefi vardır muhakkak istediği takımı bulduktan sonra o takımla beraber yükselmek isteyecektir. Ben de onlardan biriyim. Özellikle önümüzdeki sezon itibariyle kısmet olursa sahalara tekrar dönmek istiyoruz. Ancak tabii ki belirli bir dönemi geçtikten sonra o takımı iyi bulmak gerekiyor. Hedefi, projesi olan bir takım varsa yardımcı olmak isteriz. Şu anda 2 takımla konuşuyorduk. Ancak özellikle benim baktığım konulardan bir tanesi hem çalışma ortamının iyi olması hem de o takımla alakalı hedefi var mı yok mu diye bakıyorsunuz. Şu an o iki görüşme olmayacak gibi geliyor bana” ifadelerini kullandı.
‘DÜNYA MARKASI OYUNCULAR VAR’
Spor Toto Süper Lig’de Trabzonspor’un şampiyon olmasıyla ilgili konuşan Ogün Temizkanoğlu, “Sezon başı itibariyle bakmak gerekiyor. Abdullah Avcı bu yapılanmaya geçen sezonun sonunda başlamıştı aslında. Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın kötü gitmesi takımdan kaynaklı değil yanlış bir yapılanmadan kaynaklı oldu. Trabzonspor bunu doğru yaptı. Sezon boyu baktığımızda sadece 2 mağlubiyet alan bir takımın da şampiyonluğu hak ettiğini rahatça söyleyebiliriz. Saha içerisindeki birliği sağlamak, o sinerjiyi yaratmak kolay bir iş değildir. Özellikle dünya markası oyuncular var. Onları oraya adapte etmek bir teknik direktör için kolay değildir. Sadece teknik direktör değil, futbolcuların birbirleriyle olan ilişkisi çok önemlidir. Oyuncular birbirleriyle çok güzel uyum sağladı. Sonucunda hak edilmiş bir şampiyonluk oldu açıkçası” dedi.
‘BİR KRİTER OLMASI GEREKİYOR’
Trabzonspor’un altyapısıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan futbol adamı, “Sadece Trabzonspor’da değil genel anlamda tüm alt yapılarda çok yetenekli futbolcular var. Trabzon’da ayrı bir futbol aşkı ile doğup büyüyen çocuklar var tabii. O formanın hayalini kuruyorlar. Kurdukları hayali de gerçekleştirmek için en iyi şekilde çalışıyorlar açıkçası. Ünal hoca döneminde transfer yasağı gelmişti Trabzonspor’a. O yasak ile birlikte Yusuf, Abdülkadir Ömür, Abdülkadir Parmak çıkmaya başladı. Bugün tüm Türkiye’nin Trabzonspor’dan konuştuğu 4-5 tane isim var. Demek ki bizim alt yapı öyle sağlam ki o oyunculara buraya aitsiniz hissiyatı vermek çok önemlidir. Şu an bu isimlerin elde etmiş olduğu bu başarıyı aslında görmemezlikten geliyorduk. Çünkü 14 tane yabancı ile anlaşmak alt yapıdaki futbolcunun hayallerini yok ediyor. Bu kadar yetenekli oyuncular varken neden başka oyuncular tercih ediliyor ben bunu yıllardır anlamış değilim. Yabancı oyuncuya karşı değilim ama bir kriter olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘BEŞİKTAŞ BENİ ÇOK İSTİYORDU, F.BAHÇE’Yİ TERCİH ETTİM’
Futbolculuk döneminde Fenerbahçe’ye transfer oluş hikayesini anlatan Ogün Temizkanoğlu, “O dönemde sözleşmemiz bitiyordu bizim. Sözleşme biterken tabii ki önceliğin kulübün oluyor. Kulüple konuşmaya çalışıyorsun, bir türlü seni muhatap alan kimse yoktu o dönemde. Ondan önceki dönemde de biraz tatsızlık yaşandı kendi aramızda olan. Biz o dönemde şunu söylüyorduk. Dünya üzerinde profesyonellik varsa Türkiye’de de profesyonellik var. Sonuçta senden ekmek bekleyen bir ailen veya çocukların var. Bir yer bu işi devam ettirmek zorundasınız. O dönemde de ben önce kulübümle konuşmak istedim. Kulübüm çok fazla muhatap almadı beni. Almayınca da bir tercih yapmak zorundaydım. O zaman en iyi teklif Fenerbahçe’den gelmişti sayın Aziz Yıldırım tarafından. Ben de tercihimi oradan yana kullandım. O dönemde başka büyük takımlardan da teklif aldım. Mesela Beşiktaş beni çok istiyordu ama olmadı, uyuşamadık” ifadelerini kullandı.
‘İLHAN PALUT ÇOK BÜYÜK BİR İŞ YAPTI’
Konyaspor’da bir süre futbol oynayan Ogün Temizkanoğlu, yeşil-beyazlıların İlhan Palut’la yakaladığı uyuma dair, “Bazı şeylerin yıkılmaya başlandığı bir döneme denk geldik. Özellikle yönetici, başkan kısmının kafasında tecrübeli bir teknik direktör getirdiğimiz zaman bizim takımı uçuracak düşüncesi var. Fakat yeni nesildeki en büyük avantaj günümüzün futboluna ayak uydurmak zorunda olduklarını hissetmeleri. Bugün tartışılan en büyük konulardan bir tanesi Türkiye’de 3’lü mü oynanır 4’lü mü oynanır. Fakat yeni nesil sahadan geldikleri için ellerindeki malzemenin ne kadar kalitesi varsa ona göre kullanıyorlar. Maceraya girmiyorlar. Yabancı teknik direktör geldiği zaman kendi sistemini oturtabilmek için koskoca bir camiayı yok etmeyi de biliyor. En büyük sorunlardan biri bu. İnşallah bu genç arkadaşlarımız çok başarılı olurlar. Bu isimlerden biri de İlhan Palut’tur. Genç bir teknik direktörün Konya’ya gittiğinde takımdaki uyumu sağlayabilmesi çok daha zor. Bunu başardı, çok büyük bir iş yaptı” yorumunda bulundu.
‘İLETİŞİM SORUNU KAYBETTİRDİ’
Fenerbahçe’de Mesut Özil’in kadro dışı bırakılmasıyla ilgili konuşan Ogün Temizkanoğlu, “İletişim olmadığı zaman sahada istediğiniz oyuncuyu oynatın. Fenerbahçe – Mesut Özil mesela. Çok yerinde bir örnektir. İletişim olmadığı zaman dünya yıldızı dediğimiz oyuncuyu bir anda yok etmesini de biliyoruz. Bu çocuk ne yaşadı kiminle veya nelerle muhatap oluyor, takımın içerisinde ne sorunlar var, Türkçeyi doğru biliyor mu bilmiyor mu işte tüm bunları hoca sağlamak zorunda. Fakat yabancı teknik direktör getirdiğiniz zaman kendi sistemi uğruna koca camiayı yıkmayı göze alıyorsa onunla çalışmayı bırakmanı gerekiyor. Bırakın bu sistemle devam ettiği zaman kendine verdiği zararı, camiaya, başkana verdiği zararı görmemezlikten gelemezsiniz. Bu görmemezlikten gelindi ve en son Mesut da yok oldu. Fenerbahçe’ye gelir mi gelmez mi diye tartıştığımız bir kişiydi. Geldi ne oldu, çocuğu yok ettik bir anda. İstediği performansı veremedi buna katılıyorum. Fakat şunu hiç sorgulamadık. Mesut hiç bu sistemde oynadı mı? Almanya milli takımı 3’lü oynuyor da orta sahasında kimler oynuyor. İletişim bence yüzde 75’tir. Teknik direktör kendini kabul ettirmezse oyunculara, o oyuncular size saygı duymaz. Orada da başarılı olma şansınız yok zaten” dedi.
‘İSMAİL HOCA MACERA ARAMADI’
Fenerbahçe’de İsmail Kartal’ın yaşadığı başarıyla ilgili konuşan Ogün Temizkanoğlu, “Her hocaya saygı duyarım. Oynatmak istediği sisteme de saygı duyarım. Fakat bazı şeyler işlemediği zaman bunda ısrar etmenin bir anlamı yok. Türkiye’de 3’lü sistem oynanır mı? Oynanmaz. Bu kadar net. Elimdeki oyuncular o sisteme uygunsa oynatırım ancak ben. Beşiktaş’ta Valerien Ismael ilk geldiği zaman 3’lü oynattı Trabzon maçında. Hepimiz şaşırdık. Muhteşem bir tempo, çok iyi bir oyun vardı. Şunu söyledim bunun devamı gelecek mi? Elinizdeki mevcut oyuncular buna uygunsa, Beşiktaş’ta buna uygun. Rosier var Rıdvan var. Fakat elinizden bir oyuncuyu kaybettiğinizde o sistem çöker. Özellikle Josef’in yanında oynayan Emirhan. Emirhan oynamadığı zaman Beşiktaş o tempoyu yakalayamadı. Bu sistemi oynamak istiyorsanız sakatlanma durumuna karşı o sistemi tamamlayacak bir oyuncunuz daha olmak zorunda. Josef – Pjanic bu sistem oynamaz mesela. Fenerbahçe’de İsmail hocanın aynı oyuncularla başarı kazandı. Transfer yapılmadı sonuçta. Sadece sistemi değiştirdi ve oyuncuları kendi mevkilerinde oynattı. Oynatması gereken sistemi oynattı, macera aramadı. Başkaları gibi gelip de burada staj yapmadı açıkçası” şeklinde konuştu.
‘BATSHUAYİ’NİN ÜZERİNDE SEYİRCİ BASKISI VAR’
Beşiktaş’ta Michy Batshuayi’nin performansını değerlendiren Ogün Temizkanoğlu, “Bir pozisyona girebiliyor mu ona bakmak ama aynı zamanda o pozisyonu tamamlamak da önemli. Batshuayi’nin kalitesi ortada. Bana göre iyi bir santrafor. Beşiktaş’ta gol atamıyor ama milli takımda atıyor. Bazı oyuncularda belki de seyirci baskısı oluşuyor. Trabzon maçında penaltı kaçırıyorsunuz geliyorsunuz burada yine penaltı atmaya çalışıyorsunuz. Bir şeyleri yıkmaya çalışıyorsunuz ama yıkılmadığı zaman da üzerine gitmenin anlamı yok. Son vuruşlardaki rahatlığı alamadı Batshuayi. O da seyircinin baskısından dolayı olabilir. Kendi iç dünyasına ne yaşadı bilemiyoruz. Beşiktaş taraftarı bir de iyi tezahürat yapsınlar bakalım, belki bir şeyler değişir” dedi.
Fenerbahçe’de İsmail Kartal’ın veda edecek olması hakkında konuşan Ogün Temizkanoğlu, “Jesus büyük bir isim evet. İsmail hocanın elde etmiş olduğu başarıyı yabancı bir hoca elde etmiş olsaydı ne olurdu? Niye kendi insanımıza sahip çıkmıyoruz? Jesus veya Löw büyük isim evet ama ne vereceklerini bilmiyoruz. Elimizde ne vereceğini öngördüğünüz ve çok daha ucuza çalışabileceğiniz biri var. Sayın Ali Koç’un tabii maddi sorunu yok kabul ediyorum ama önümüzdeki sezon Löw veya Jesus’u getirdiğinizde nasıl başlayacağını öngöremiyoruz. İsmail hoca ile başlamak da risk ayrı bir şey. Ama diğerleri de risk. Bu başarı varken, zaten takım iyi, 2-3 takviye ile devam edeyim diye bakarım ben. Sonrasında yapamazsa cezayı keserim o ayrı. Gelecek hocaya 10 milyon euro vereceğinize bu parayı altyapıya yatırın. Herkes bir Arda Güler değil. Herkes o şansı bulamıyor. Hiç ummadığınız bir gençten de başka bir performans alabilirsiniz. Bunların önünü kesmemek gerekiyor. İsmail hoca ile ben olsam devam ederdim. Kiminle başlarsanız başlayın risk zaten bu bir gerçek. Muhakkak Fenerbahçe en iyisini istiyor ama çok hayalkırıklığı yaşandı. Okların her yere döneceğini hesap etmek gerekiyor. Şu anda sayın Ali Koç’un vereceği karar çok zor. Çünkü kendisini de etkileyecek bu karar. Çünkü Fenerbahçe’nin artık şampiyon olmaktan başka bir kredisi kalmadı. İkincilik de yetmiyor. Karagümrük maçının sonlarında yuhalandılar. Artık bu da yetmiyor” ifadelerini kullandı.
‘KUNTZ SİSTEMİ YANLIŞ ZAMANDA DEĞİŞTİRDİ’
Son olarak A Milli Futbol Takımı’nda Stefan Kuntz’un sistem ve kadro tercihine değinen Ogün Temizkanoğlu, “Hala Fransa maçında takıldık kaldık. Güncel performansa bakarak milli takım seçmesi yaptığımıza inanmıyorum. Tecrübeli oyuncular evet olması gerekiyor ama performans açısından kötü bir dönem geçiriyorsa onu daha önce çağırdım diye tekrar çağırmam gerekiyor düşüncesinin olmaması gereken bir yer milli takım. O mecburiyeti hissetmemen gerekiyor. Fransa maçında oynanan futbol ile Avrupa Şampiyonası’na oynanan futbol arasında o kadar fark var ki. Orada da aynı oyuncular vardı. Hakan’ından Merih’ine kadar. Değişen ne oluyor diye düşünüyorsunuz veya kimden korkuyorsunuz diye düşünüyorsunuz. Buradaki en büyük etken hoca faktörüdür. Bir tarafta kazanmaya odaklı bir milli takım diğer tarafta ürkek bir milli takım gördük. Futbolcu sahada bazen inisiyatif almak zorunda. Hoca orta sahayı geçme dedi ama iyi hissediyorum dersin gidersin. Milli takım orada defansif başlayınca herkes şaşkınlığa uğradı. Bugüne geldiğimizde bence Dünya Kupası kapısı hala açıktı. Kuntz da az önce konuştuğumuz durumu yaşattı. Sen takımın buraya kadar geldiği sistemle oyna yenileceksen öyle yenil. Mağlupsan 3’lüye dön. Ancak oyunun başında kontrolü iyi bir Portekiz’e vermenin anlamı yoktu. Sistemi değiştirmek istiyorsan 2 elemeyi oynadıktan sonra değiştir. Yanlış bir seçimdi. Oyuncu bazında ise Yunus çok iyi bir sezon geçirdi, Kerem Galatasaray’ı taşıdı bu sezon. Çağırdığınızda oyuncular inanılmaz mutlular. Bunları yok etmenin anlamı yok. Oraya çağırdığınızda iki maçtan birinde oynatın ama kadroya almamazlık yapmayın. Tecrübeliyi almayın o zaman. Yunus’u oynatsan ne kaybedersin? Bence çok şey kazandıracaktır sana” dedi.