Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan’ın küme konuşmasındaki kelamlarına karşılık veren Zafer Partisi başkanı Ümit Özdağ, “Sayın Erdoğan, 20 yıldan bu yana Türk devletinin bütün bilgileri, belgeleri, dinlemeleri senin elinde. Benimle ilgili olanlar da…Hadi al onları gel, televizyonda tartışalım. Lakin biz televizyonda tartışmadan evvel, merhum Erbakan hocanın hala kayıtlarda duran savlarına bir karşılık ver kendinle ilgili” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, küme toplantısında yaptığı konuşmada Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’ı maksat alarak, “Son günlerde yaşanan Suriyeli sığınmacı tartışması kirli planın bir modülü. İrapta mahalli olmayan istihbaratçı artığı siyasetçilerin bu bahisteki çırpınışlarının sebebini anlıyoruz. Onların mesleği, görevi, vazife buyruğu bu” sözlerini kullanmıştı.
HEM İKTİDARA HEM MUHALEFETE YÜKLENDİ
Erdoğan’ın kelamlarına karşılık veren Özdağ, muhalefeti de eleştirerek şöyle dedi:
*Saray rejimi bir yandan, sarı muhalefet başka yandan birlikte Zafer Partisi’ne en ağır biçimde saldırıyorlar. Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi’ni sarayın ruhsal harekatçısı olmakla suçluyor. Erdoğan, Zafer Partisi’ne istihbaratçı artığı diye saldırıyor.
*Kılıçdaroğlu da sitem ediyor. ‘Sen bu Zafer Partisi’ne neden uyup da Suriyeliler problemini gündeme getiriyorsun’ diye. Aslında olan şu. Zafer Partisi 8 ay evvel kuruldu. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu ortasındaki kayıkçı hengamesi bozuldu.
*Çünkü Zafer Partisi, iktidarıyla, muhalefetiyle mevcut sistem partileri dışında Türk milletinin iradesini Türk siyasetine taşıdı. Türkiye’de 10 milyonu aşan sığınmacı ve kaçakla, dünyanın göçmen kampı haline gelmesine, Erdoğan ve Erdoğan’ın getirdiği milyonlara ses çıkarmayıp, onlara vatandaşlık vereceğiz diyen Kılıçdaroğlu’nun oyununu bozdu Zafer Partisi.
*Zafer Partisi’nin muhalefeti yalnızca saray rejimine değil, iktidarı ve muhalefetiyle birlikte mevcut sistemedir.
*Zafer Partisi ne beşli çeteyle iş yapar ne de sarı muhalefet üzere beşli çeteyle daha iktidara gelmeden holdinglerini ziyaret edip, kucaklaşıp, gelecekteki yağmalarının planları üzerine çalışır.
ERDOĞAN’A TELEVİZYONDA TARTIŞMA DAVETİ
Erdoğan’ın ‘İstihbaratçı artığı’ kelamlarına karşılık veren Özdağ, şöyle devam etti:
*Enişten mi söyledi? Eniştenden mi duydun? Ben istihbaratçı değilim. Fakat senin devlet yönettiğini zannedip, FETÖ’cü istihbaratçı artıklarıyla, Tuncay Güney ile Ergenekon davasını oluşturduğunu, Şemdin Sakık üzere bir asker katiliyle Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’un tutuklandığını, devletin harem-i ismeti olan özel kuvvetler komutanlığının arşivini FETÖ’cü yargıçlara teslim ettiğini biliyorum.
*Sayın Erdoğan, 20 yıldan bu yana Türk devletinin bütün bilgileri, belgeleri, dinlemeleri senin elinde. Benimle ilgili olanlar da…Hadi al onları gel, televizyonda tartışalım. Lakin biz televizyonda tartışmadan evvel, merhum Erbakan hocanın hala kayıtlarda duran tezlerine bir yanıt ver kendinle ilgili.
“BENİM BİR MİSYON EMRİM VAR”
Erdoğan’a “Türk olan hiçbir şeye kıymet vermiyorsun” diye seslenen Özdağ, “İstihbaratçı değilim lakin ben güzel bir bilim adamıyım. Senin bütün hayatın boyunca tek bir kitabı başından sonuna kadar okumadığını iddia ediyorum. Fakat benim kitaplarımı üst üste koysak, senin uzun uzunluğunu aşıyor. Bir de benim vazife buyruğumu yerime getirdiğimi söylemişsin. Konuşman içindeki tek yanlışsız bu. Benim bir vazife emrim var. Ben bu misyon buyruğumu, senin politik omurundaki en büyük düşmanın olan, ismini yüzlerce tesisten sildiğin, milletin hafızası ve kalbinden çıkarmak için gayret ettiğin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldım” sözlerini kullandı.
Özdağ, Erdoğan’a seslenerek konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“2023 bir final değil, bir başlangıçtır demişsin. Bu senin için bir final fakat Türk milleti için bir başlangıç olacak. Sen gideceksin. Senle birlikte Suriyeliler de gidecek.”