Galatasaray’ın Adana Demirspor’u 3-2 mağlup ettiği karşılaşmanın ardından Sarı Kırmızılıların teknik direktörü Domenec Torrent basın toplantısında önemli açıklamalarda bulunmuştu.
Torrent özellikle Yunus Akgün ve Emre Akbaba’nın kiralık olarak gönderilmelerini eleştirmiş ve Fatih Terim’e göndermelerde bulunmuştu. Torrent, “Yunus Akgün’e bayılıyorum, maçtan sonra konuştum. Adana’da ne işi var? Bilmiyorum. Emre Akbaba, Alanyaspor’da… Benim oyun sistemime çok uygun oyuncular. Hiçbir şey hediye edilmez, takıma döndükten sonra formayı kazanmalı. İzlediğim kadarıyla, çok güzel maçlar çıkarıyor. Önümüzdeki sene 4 Türk kuralı var, Yunus Akgün, Emre Akbaba… Kadroda olurlarsa, ilk 11’de oynayacak seviyede olurlar.” ifadelerini kullanmıştı.
Torrent’in açıklamaları büyükj yankı uyandırdı. Milliyet yazarlarından Mustafa Anıklı, Torrent’in basın toplantısında yaptığı açıklamaların satır aralarındaki önemli noktaları kaleme aldı.
Mustafa Anıklı’nın yazısı şu şekilde;
Adana Demirspor galibiyeti, Galatasaray Teknik Direktörü Domenec Torrent’in dilini çözdü. Aslında belli ki çok şey söylemek istedi. Ancak ağzına kadar gelip durdu mu, yoksa tercüman bunları yuttu mu bilinmez. Bu sorulara Katalanca/İspanyolca bilmek gerek.
Fakat, Torrent’in tercüme edilen kısımlarında da, aslında çok şey vardı.
“Arda’nın kondisyon olarak oynama durumu yoktu.”
Basketbol sahalarında, ceket-kravat boy gösteren Arda’nın, iki ötesinde başkan adayı Metin Öztürk’ün oturması tesadüf müydü? Sizce bu durum, Torrent’i mi rahatsız eder, Başkan Burak Elmas’ı mı?
“Başkan Elmas, basın toplantısında çok büyük saygımı kazandı. Gerçekten Galatasaray’ı sevdiğini gösterdi. Çünkü birçok insan, Galatasaray’ı sevdiğini iddia eder ama yaptıklarıyla gösteremez.”
Kim peki, Galatasaray’ı sevdiğini iddia edip göstermeyen? 6 ayda o anladı, biz bir türlü anlayamadık!
“Siz inanmasanız da, ne yapmak istediğimi biliyorum. Ben daha gelmeden bazı gazeteciler tarafından, tahmin ediyorum neden olduğunu, daha bizimle görüşmeden, kim olduğumuzu bilmeden eleştirmeye başladılar.”
Bazı gazeteciler, daha gelmeden neden “karaladı”? Torrent neyi “tahmin” ediyor? Bu gazetecilerin Fatih Terim ile “organize çalıştığını” mı acaba? Sorulsa, “Ben demedim, siz dediniz” der.
“Burada dürüst olan herkes biliyor, neyin neden olduğunu… Cesur olsunlar, anlatsınlar. Neden böyle şeyler oluyor, neden gelen antrenör yakılıyor? İnsanlar hata yapıyorlar, kulüp bana ait diyorlar.”
Sanırım burada da özne Terim ve cesur olmayanlar da, ondan korkanlar… “Kulüp bana ait diyorlar” derken, kimi kastetti acaba?
“Yunus bayıldığım bir oyuncu… Adana’da ne işi var bilmiyorum.”
Alın size, çok beğendiğiniz Fatih Hocanızın seçimi dercesine bir söz…
“Bu takımda memnun olmadığım ilk kişi kendimim. Çünkü ben ilk başlarda kendimi antrenör olarak göremiyordum!”
Kinaye sanatından olgun bir örnek… Kendisini antrenör olarak görmeyenlere, böyle düşünenlere, böyle yazıp-çizenlere, böyle yorumlayanlara…
“Fatih Terim’e azıcık saygı duymuyorum, çok saygı duyuyorum. Gerçekten birçok yıl burada çalışıp, birçok başarı elde etti. Bu yüzden çok saygı duyuyorum. Fakat kim gelirse gelsin, şu anda olana yardım etmeniz lazım. Tarihte başarılara imza atmış insanlara ise her zaman müteşekkir olmak gerekiyor.”
Terim’in devri geride kaldı derken, meramını yalın bir dille anlatmış bu kez…
“Nereden geldiğimi düşünün, ne görebileceğinizi tahmin edebilirsiniz.”
Barcelona’nın bir parçası, Pep Guardiola’nın can yoldaşı bir teknik adam daha ne desin ki; yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır.