Avukatlar bir sefer daha Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen karar ve Seyahat tutukluları için adalet nöbetinde buluştu. Nöbette konuşan, Kaftancıoğlu’nun avukatlarından Doğuşcan Aydın Aygün, “Yargı bağımsızlığı unsurunun sarsılmasının en açık örneği, tıpkı yahut emsal telaffuzları olan yandaşlar hakkında soruşturma dahi açılmamış olmasıdır” dedi.
Seyahat davasında verilen kararlar ve CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu’nun onanan cezasına karşı avukatlar bir sefer daha adalet nöbetinde buluştu.
Çağlayan’da İstanbul Adliyesi önünde, hem Kaftancıoğlu’nun avukatlarından Doğuşcan Aydın Aygün hem de Seyahat tutuklularından Mücella Yapıcı’nın kızı ve Mimarlar Odası İstanbul Şubesi İdare Konseyi üyesi Cansu Yapan konuştu.
“AVUKATLAR, BİZİM ELİMİZ AYAĞIMIZ OLDU”
Yapan, konuşmasında şunları söyledi:
“Önemli olan dayanışma. Biz bu dayanışmayı bugün farklı bir halde görüyoruz. Nitekim arkadaşlarımız hiçbir kanıt olmadan, hiçbir gerçek yargı süreci işlemeden 18 yıl, Osman Kavala da ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı ve biz bu karanlığı daima bir arada yaşıyoruz. Bu, ne meslektaşlarımız ne aileler için bir karanlıktır.
Hepimiz için üzerimize bir karanlık çökmüştür. Bu karanlığı aydınlatmak için gerimde gördüğünüz adalet nöbeti, meslek odaları önünde her akşam tutulan adalet nöbetleri hem bize hem arkadaşlarımıza güç vermektedir. Farklı bir teşekkürü siz hukukçulara etmek istiyorum zira bu süreçte aileler olarak da hiç yalnız hissetmedik. Avukatlar, bizim elimiz ayağımız oldu.
Bu karanlığı birlikte aşacağız. Dava süreci boyunca hukuğun olmadığını söylüyorduk zira hukuksuzluktan bahsediyoruz. Adalet talebimizi yineliyoruz herkes için. Canan Kaftancıoğlu için de. Şu anda hukukun katledildiği bir ortamdayız fakat âlâ ki avukatlar var. Bakırköy ve Silivri’den herkesin selamını iletiyorum.”
“AYNI TELAFFUZLARI OLAN YANDAŞLAR HAKKINDA SORUŞTURMA DAHİ AÇILMADI”
Kaftancıoğlu’nun avukatlarından Doğuşcan Aydın Aygün ise Kaftancıoğlu’nun soruşturma açılmasından 4-5 yıl evvelki paylaşımları üzerinden cezalandırılmasının siyasi otoritenin telaffuzları üzerinden gerçekleştiğini belirtti ve şöyle konuştu:
* Yaratılan bu baskı ortamı, bağımsız yargı ortamına ağır bir darbe vurmakla kalmamakta, birebir vakitte milletin yargıya olan inancını her seferinde sarsmaktadır. Yargı bağımsızlığı prensibinin sarsılmasının en açık örneği, tıpkı yahut emsal telaffuzları olan yandaşlar hakkında soruşturma dahi açılmamış olmasıdır.
“AYM VE AİHM’DE KAFTANCIOĞLU KARARI BOZULACAKTIR”
* Verilen bu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne doğal ki müracaatımızı yapacağız. AYM ve AİHM’de bu karar kesinlikle fakat kesinlikle bozulacaktır. Zira hepimizin malumu olduğu üzere buradaki tüm yoldaşlarımın, meslektaşlarımın bildiği üzere AYM’nin ve AİHM’in sayısız kararıyla Canan Kaftancıoğlu’na verilen bu karar hak ihlalidir.
Gerek Seyahat davası gerek Kaftancıoğlu davası olsun, bu davaların milletimizin vicdanında hiçbir şartta yeri yoktur. Kaos gündemleri yaratarak ülkenin asıl sorunlarını gölgelemek isteyenler, bilmeliler ki, bağımsız hukuk gayretimizden bizleri asla vazgeçiremeyecekler.