İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer 16 bin hektarlık doğal alanı tehdit eden Çeşme Projesi’ne karşı ortak basın açıklamasında konuştu. Soyer, tüm türel süreçlere dahil olmaya devam edeceklerini söyleyerek, “İzmir’in her karış toprağı muhafazamız altındadır” dedi.
Çeşme Yarımadası’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılmak istenen ve ilçenin yüzde 55’lik alanını kapsayan “Çeşme Turizm Projesi”ne karşı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Barosu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İzmir Tabip Odası, Ege Etraf ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Devrimci Emekçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Emekçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Kamu İşçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ortak basın açıklaması düzenledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lider Yardımcısı Ali Öztunç, İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Konak Belediye Lideri Abdül Batur ve CHP İzmir Vilayet Lideri Deniz Yücel, meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile Kültürpark Lozan Meydanı’nda buluştu. “Bu kentin işçileri Çeşme talan projesine hayır diyor” pankartının ardında kortej Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Yürüyüşte sık sık “İzmir Çeşme’ye sahip çık”, “Kurtuluş yok ya daima bir arada ya hiç birimiz” sloganları atıldı.
“ÇEŞME İÇİN BİR ARADAYIZ”
Cumhuriyet Meydanı’ndaki basın açıklamasında konuşan Lider Tunç Soyer, tabiatın bekçileri olarak Çeşme için bir ortada olduklarını söyledi. 8 bin 500 yıllık İzmir’in tarihiyle, doğasıyla ve canlı varlığıyla dünyaya anlatacak sayısız öyküsü olduğunu tabir eden Soyer, “İzmir’i bir dünya kenti yapmak için başarmamız gereken tek şey, onun kendi kıymetlerine inanmak. Bu kıymetleri anlamak ve tüm dünyaya anlatmak. İzmir’e turist çekmek için Çeşme’nin zirvelerini, kıyılarını parsellemeye, yabancı sermayeye satmaya hiç muhtaçlığımız yok.
Bu kentte daha çok betona, daha çok yıkıma hiç gereksinimimiz yok. Çeşme Kültür ve Turizm Muhafaza ve Gelişim Bölgesinde Bakanlıkça yapılan planlama çalışmaları ne yazık ki İzmir’in pahalarını tehdit ediyor” dedi.
ZORAKİ BİR KURGU
Şimdiye kadar doğayı, lokal kültürü ve mahallî ekonomiyi korumayan turizm projelerinin muvaffakiyete ulaşmadığını söyleyen Soyer, eski turizm anlayışından vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Çeşme Projesi’ne neden karşı olduğumuzu bir cümleyle özetlemek isterim. Çeşme Projesi, Çeşme’ye ilişkin değildir. Dışardan zoraki dayatılmış bir kurgudur.
Proje alanı İzmir’in en kurak, toprak ve su açısından en yoksul yerleri. Meğer bu proje bu alana çok su kullanan golf alanlarını getiriyor. Bölgede farklı tarihlerde ilan edilmiş 11 turizm merkezi bulunuyor. Bu alanların yalnızca üç adedinin onaylı imar planı var. Çeşme’de epey turizm alanı boşken, bu proje orijinal bir bölgeyi imara açıyor. Çeşme’nin su kaynakları aslında çok kısıtlı.
İlçenin şimdiki su gereksinimini karşılamak için bile Karaburun’dan su taşıyor, deniz suyunu arıtmaya başlıyoruz. Hal böyleyken bölgedeki nüfusu artırmanın hiçbir gerçekçi temeli yok. Ulaşım, problemin öteki bir ayağı. Çeşme’nin İzmir’le tek bir yol teması var. Yaz aylarında daha şimdiden bu yol tıkanıyor. Böylesine büyük bir projenin trafik için hiç bir gerçekçi tahlili yok” tabirlerini kullandı.
İZMİR’İN RUHUNA AYKIRI
Soyer, “Tasarlanan çalışma, kağıt üzerinde yahut dünyanın öteki bir yerinde hoş olabilir. Ama Çeşme Projesi İzmir’in kimyasına, aklına ve ruhuna terstir. Bu nedenle, bu projeye karşı yürütülen tüm tüzel süreçlere İzmir Büyükşehir Belediyesi dahil oldu ve bundan sonra da yeni davalar açmaya devam edeceğiz.
Tabiat, kimsenin babasının çiftliği değildir. Şunu herkes bilsin isterim. İzmir’in madencilere bırakacak tek bir zeytin ağacı yoktur. İzmir’in ranta kurban edilecek bir karış kıyısı yoktur. Bergama’dan Seferihisar’a, Selçuk’tan Kiraz’a ve Çeşme’ye kadar İzmir’in her karış toprağı müdafaamız altındadır. Zira bir belediye liderinin asli misyonu, vazife yaptığı kentin tabiatını korumaktır. İzmir’i yaşatmak için direnişimizi tüm paydaşlarımızla birlikte sonuna kadar sürdüreceğiz. Göreceksiniz! Tabiatımızı direne direne koruyacağız. Direne direne kazanacağız” formunda konuştu.
CHP Genel Lider Yardımcısı Ali Öztunç ise, “Sizler, ‘Çeşme ranta kurban edilmesin. Biz İzmirliyiz, Çeşme’de yaşıyoruz. Çeşme’nin bu hoşluğunu bozmayın’ diyorsunuz. Lakin birileri haritacılık oynuyor. Recep Tayyip Erdoğan almış eline cetveli kalemi şurası Katarlılara burası şuraya diye dağıtıyor. Bunlar hazineyi soydular. Bunlar 128 milyar doları buharlaştırdı. Cumhuriyet’ten beri ne kadar fabrika varsa sattılar.
Kıyıları, kıyıları, ormanları sattılar. Sıra Çeşme’ye geldi. Bütün kuşlar gitti, sıra leyleğe geldi. Sizinle dayanışma içindeyiz. Ben Buradan AKP’li Hamza Dağ’a sesleniyorum: ‘Her bahiste konuşuyorsun, İzmirle ilgili en ufak bahiste ağzını açmıyorsun’. Çeşme Projesi bir rant projesidir. İstanbul’da Kanal İstanbul neyse, İzmir’de de Çeşme Projesi odur. Şayet sende biraz İzmir sevgisi varsa bu projeye karşı durursun. Akıllarını başlarına alsınlar. Bugün Cumhuriyet Meydanı’ndayız. Bu bir ikazdır. Şayet bu proje devam ederse Gündoğdu’da yüzbinleri doldururuz” dedi.
Çeşme Projesi’ne açılan davanın avukatı Ömer Turgut Erlat, türel süreçte gelinen noktayı anlattı. Danıştay 6’ıncı Dairesi’nin atadığı uzmanın “Projede kamu faydası yoktur” raporuna karşın yargı sürecinin tamamlanmadığını söyleyen Erlat, projenin Çeşme’nin tabiatına vereceği ziyanları anlattı.