AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanı Adnan Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu, suikast ve gayri nizami harp eğitimi veren SADAT, geçen hafta CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘baskın’ üzere ziyaretiyle tekrar tartışma konusu haline geldi.
Gazetemiz müellifi Barış Terkoğlu, bugünkü köşe yazısında SADAT’ın “eğitim” ismi altında yaptığı faaliyetleri masaya yatırdı. SADAT’ta eğitimi alanların kurumun kendi açıklamasına nazaran “Başta ruhsal harp ve harekât olmak üzere, sabotaj, baskın, pusu, tahrip, suikast, kurtarma ve kaçırma, tedhiş” özellikleri kazandığını belirten Terkoğlu, “Bu eğitimleri kimler aldı? Alanlar artık nerede? Bu soruların karşılığını bilmiyoruz. Yurtdışında bu eğitimi SADAT’tan alıp, daha sonra Türkiye’de vatandaşlık-sığınmacılık statüsü alanlar oldu mu?” diye sordu.
Terkoğlu, yazısında SADAT’la ilgili şu detaya da dikkat çekti:
“Ayrıca… Çarçabuk yapılan casusluk suçlamasındaki kriterlerin bu soruna uygulanması da tartışılabilir. Çünkü ilanlarda görüldüğü üzere, eski TSK çalışanı, TSK’de öğrendikleri özel savaş ve silah bilgilerini, teknik ve taktik birikimi, yabancı güçlere öğretiyor. Bir ayrıntı daha fark ettim. SADAT, kazandırdığı becerilerden, “sokak hareketleri tipi hareketlerde ve bilinmeyen etkinliklerden oluşan harekât teknikleri”ni çıkarmıştı. Neden sanki?”
Terkoğlu’nun yazısının devamı şöyle:
“DAVALARIN İÇİNDELER
Öte yandan… SADAT bir günde doğmadı. Kumpas davalarıyla eşzamanlı büyüdü. Adnan Tanrıverdi’nin anlattığına nazaran, kumpas davalarının propagandasını yapan ASDER de şeriat anayasasıyla gündeme gelen ASSAM da SADAT’ın öncülüydü. Bunun ötesinde 28 Şubat davasının hazırlayıcısı onlardı. Davadaki 387 asker müştekiden 128’i, ASDER’in hazırladığı basmakalıp dilekçeleri verdi. Siviller ortasında da sekiz kişi SADAT danışmanıydı.
Öte yandan davaya sokuşturulan ve geçersizliği kanıtlanan dijital kanıtlar içinde bir tanesi ayrıyeten dikkat çekti. Çünkü bu belgeyi hazırlayanlar terör yerine tedhiş sözünü kullanmıştı. Sanık askerler bunun geçersizliğin delili olduğunu söylediler. Çünkü 28 Şubat olduğunda TSK çoktan “terör” tarifine geçmişti. Yani kumpasçılar, SADAT’çılarla tıpkı lisanı konuşuyordu. TSK’de, Atatürkçüleri tasfiye eden kumpasları destekleyen SADAT’ın öncülü ASDER. Şeriat anayasası yazan SADAT’ın ağabeyi ASSAM. TSK’ye işçi seçen mülakatlara giren, TSK’den ayrılan genç çalışanı bünyesine alıp gayri nizami harp eğitimi verdiren SADAT. Suikast, sabotaj, tedhiş-terör kabiliyeti kazandıran kurslar… O denli anlaşılıyor ki seçime yanlışsız, suikast-provokasyon-terör duyumu alan Kılıçdaroğlu, SADAT atağıyla, iktidara bir ileti verdi. Testi kırılmadan “Aklınıza bile getirmeyin” dedi. Geçmişten öğrenen insan, geleceğe de istikamet verir. Kâfi ki izleyici olmak yerine müdahaleyi seçsin.”