Direktör Semih Kaplanoğlu, sinemada kapalı sonlu sinemalar yapmayı çok tercih etmediğini belirtti.
Kaplanoğlu, “Bağlılık” üçlemesinin ikinci sineması “Hasan”ın, Trakya Üniversitesi Sinema Topluluğu tarafından Devlet Konservatuarı Salonu’nda düzenlenen gösterimine katıldı.
Sinemanın gösterimi sonrası iştirakçilerin sorularını yanıtlayan Kaplanoğlu, bağlılık temasının ana kavramının, kişinin farkında olduğu ya da olmadığı alakalar bütünü olduğunu söyledi.
İnsanın, bu bağlar bütünlüğünün farkına varmadığında yaşadığı yabancılaşma, kopukluk ve öbür şeylerle olan bağını kaybetmesinin hayat içerisinde bir tıp şuursuzluğa neden olduğunu belirten Kaplanoğlu, “Şu yaşadığımız vakit içerisinde, bu devirde daha doğrusu fark ettiğim ve birbirimizin hayatlarına dokunduğumuzda ya da dokunamadığımızda zedelenmiş bağlar görüyorum ve onlar üzerinden düşünerek bu bağlılık üçlemesini yapmaya çalıştım.” dedi.
“KAPALI SONLU İŞLERİ PEK TERCİH ETMİYORUM”
Kaplanoğlu, sinemaların gösterimden sonra seyirciye ilişkin olduğunu, öykünün çeşitli biçimlerde yorumlandığını belirtti.
Son sineması “Hasan”ın, dünyanın birçok ülkesinde gösterildiğini anımsatan Kaplanoğlu, şöyle devam etti:
“İki ay evvel Endülüs’te gösterildi. Oradaki seyircilerden mailler, mektuplar, bildiriler geldi. O kadar farklı yorumlar var ki bizden farklı, herkesten farklı. O manada sinemanın farklı yorumlanmasına ben insanların burada kendilerinin de bir şey söyleme gereksinimi duyduklarını görerek seviniyorum aslında.
Zira öbür türlü bitmiş, düşünülmeyen ya da artık hani üzerine düşünmeyeceğimiz ‘zevk aldık, eğlendik, güldük, bitti’ olarak bitmiyor yani. O bir biçimde sürüyor. Onu önemsiyorum. Yoksa öbür türlü hem çok konuşmak yararlı değil hem kapalı sonlu işler pek de tercih ettiğim bir şey değil.”
DİJİTAL PLATFORMLAR BİR YERDE DOYUMA ULAŞACAK
Kaplanoğlu, her sinemanın bir kıssası olduğunu, birtakım sinemaların unutulmadan ayakta kalmayı başarabildiğini söyledi.
Dijital platformların son devirde tanınan olduğunu lisana getiren Kaplanoğlu, şöyle sürdürdü:
“Hepiniz biliyorsunuz dijital platformlar var. Bunlar da bence bir çeşit tüketim noktası. Bunlar da bir yerde doyacak lakin yapabilme imkanı olduğu sürece ben kriterlerim etrafında sinema yapmayı sürdüreceğim. Türkiye’deki seyirci sayısıyla olayı sınırlamayın zira benim sinemalarım kırktan fazla ülkede vizyona giriyor. Yayınlanıyor dünya televizyonlarında.
O istikametlerden geri dönüşünü ben alıyorum ki bu işe devam edebiliyorum fakat her direktör ya da her sinema bu talihi bulamayabilir. Giderek daha da zorlaşıyor süreç. Zira beşerler artık konutlarında en güzel teknikle projeksiyonla sinema izliyor, sinemaya gitmek yerine meskende izlemek daha tercih edilebilir bir şey kazandı.”