İspanya’da Boş Evleri Ele Geçiren Okupa Hareketi Nedir?

‘Okupa’ kelimesi, İspanyolların veya İspanya’da mülkü bulunanların duyunca gözlerini fal taşı gibi açan ve korkutan bir kelime. Peki, özellikle pandemi ve karantina koşullarının yoğun yaşandığı dönemde geleneksel ve sosyal medyada sıkça gündeme gelen okupa neden bu kadar korkutucu?

En temel şekilde özetleyecek olursak, okupa’lar ‘boş evleri işgal ederek ev sahiplerine korkulu rüyalar yaşatan kişiler’ diyebiliriz. Ancak işin içinde ele geçirme ve el koyma da var. Gelin okupa nedir, hangi mülkler bu durumu yaşıyor, ev sahipleri neden hiçbir şey yapamıyor birlikte göz atalım.

‘Okupa’ nedir ve nereden gelir?


(Okupa konusunu anlatan bir dizinin kapağı. Diziyi buradan bulabilirsiniz.)

Okupalar, kendilerini içinde oturulmayan evlerin veya binaların sosyal, politik ve kültürel faaliyetler için barınma, tarım arazisi, buluşma yeri veya topluluk merkezi olarak kullanılmak üzere geçici veya kalıcı olarak işgal edilmesini savunan radikal bir toplumsal hareket olarak tanımlıyorlar. Okupa hareketi aslında bir süredir var, hatta ilk kaydedilen gecekondu vakaları 1984’te İspanya’da gerçekleşiyor ve insanlar evlerinden çıkartılıyor.

Okupa’lar, yaptıkları şeyi olumlu bir sosyal değişime yönelik hareket olarak görüyorlar. Adaletsiz bir kapitalist sistemin sınırları içinde acı çekmektense, bu sisteme meydan okumayı ve hayatta kalmanın alternatif yollarını aramayı tercih ettiklerini belirtiyorlar.

Mülk sahipleri, kiraları ortalama bir vatandaşın karşılayamayacağı astronomik seviyelere yükseltiyor. Böyle olunca da bankalar evlerine el koyuyor ve birçok aile sokaklarda kalıyor, bu da binaların yıllarca boş ve işe yaramaz halde kalmasına sebep oluyor. İşte bu binalar da okupa’ların ‘işgal alanları’ oluyor.

Okupa hareketi özellikle Avrupa’daki birçok ülkede bu tür alanları yapıcı bir şekilde kullanmanın sosyal bir sorumluluk olduğunu ve başınızın üstünde bir çatıya sahip olmanın bir insan hakkı olduğunu savunuyor. Okupa’lar, kendilerinden şikâyet edenlerin genellikle cahil, ırkçı ve sınıfçı muhafazakar/yobaz olduklarını ve onların başarmaya çalıştıkları şeyi anlamadıklarını ifade ediyorlar.

Modern haliyle okupalar, İspanya’da kiracıların ekonomik krizden en az zorlukla çıkmasını sağlayacak olan bir yasanın kabul edilmesi ile ortaya çıktı. 2008 yılındaki ekonomik kriz sırasında İspanya vatandaşları kira ödemeden evde oturmaya devam edebiliyorlardı. Kiracılar evden sadece çok uzun süren mahkemeler sonucunda çıkartılabiliyordu.

Birden bire insanların sahip olduğu bu hak, marjinalleştirilmiş gruplar ve bir takım göçmenler tarafından suistimal edilmeye başlandı. Birçoğunun İspanya’da resmi bir varlığı bile bulunmuyordu. Okupalar evde istedikleri kadar oturabiliyor ve ev sahipleri çok zorlanıyordu. İspanyolcada ‘Okupa’ kelimesi ‘yakalamak’, ‘ele geçirmek’ anlamlarına geliyor. Bu sebeple bu olay ile eşleştirildi.

İspanya’daki okupa sistemi garip bir şekilde gelişti: Yasal ev sahipleri, kendi mülklerinde yaşayan okupacıların faturalarını bile ödüyorlar ve bunun üzerine mülklerini de satamıyorlardı. Yasal ev sahiplerinin evlerini işgal eden okupacıları evden çıkarmak için yürüttükleri mahkemeler yıllar sürebiliyordu ve eğer bu kişilerin çocukları varsa ev sahibi, mülkünü geri alma hakkından tamamen mahrum kalabiliyordu.

Bu sorun 2018’de onaylanan bir yasaya kadar tam anlamıyla çözülemiyordu. Bu yeni yasa sayesinde mülk sahibi, bir sivil mahkemede konut mülkünün yasadışı işgali davalarının hızlı bir şekilde dinlenmesine hak kazandı.

Evin yasal sahibi mahkemeye başvurduğunda yargıç, okupacıların evde bulunabilmelerine yarayacak yasal kanıtları mahkemeye getirmesi için 5 gün veriyor. Eğer gerekli kanıtlar 5 gün içinde getirilmezse ev hemen boşaltılıyor. Ayrıca ceza ve usul hukukunda da değişiklikler yapıldı. Artık ev sahibi, okupaların isimlerini vermeden polise başvurabiliyor. Önceden işgalcilerin kendi isteğiyle ifşa etmeyeceği kişisel verilerin belirtilmesi gerekiyordu.

Hangi mülkler ‘okupa’ riski altında?

İstatistiklere göre daireleri ele geçiren okupalar, en çok İspanya’nın en fazla mülteci barındıran Barcelona ve Madrid şehirlerinde görülüyor. En çok bu iki şehirde görüldüğünden bu duruma karşı bir sigorta sağlanıyor ancak diğer bölgelerde okupalara karşı sigorta bulunmuyor. Tabii okupalar da akılsız değil, en az korunan yerleri seçiyorlar.

Okupalar genellikle içerisinde çok boş daire olan büyük apartmanları ve etrafında fazla yapı veya bina bulunmayan yalnız müstakil evleri tercih ediyorlar. Okupalar ayrıca bankalar ve yasal varlıklar tarafından istimlak edilmiş veya el konulmuş mülklerde de kalabiliyorlar.

Bir ev ‘okupa’landıysa ev sahipleri ne yapıyor?

Eğer bir ev sahibinin mülkü ‘okupa’landıysa, yani işgal edildiyse ev sahiplerinin elinde çok fazla seçenek bulunmuyor. Eğer bir ev sahibi okupalardan kurtulmak için kaba kuvvet uygularsa bu durum onun aleyhine kullanılabiliyor. Bu yüzden duygulardan arınıp direkt olarak bir yasal birime başvurulması gerekiyor.

Yasa dışı kiracılar sadece eve zorla girerken suçüstü yakalanırsa direkt olarak tahliye edilebiliyor Öbür türlü mülke yerleşmiş, anahtarları değiştirmiş ve eşyalarını dizmiş bir okupa sadece mahkeme kararıyla tahliye edilebiliyor. Yani ev sahiplerinin booş mülklerinin güncel durumunu sık sık kontrol etmesi gerekiyor.

İspanya’da otoriteler ile ortak olarak çalışan ‘ağır abi’ hizmeti de bulunuyor. Bu iri yapılı sert mizaçlı abiler, istenmeyen misafirlerle gidip konuşuyorlar ancak bu hizmetin %100 çalışır bir durumu yok zira dediğimiz gibi tek garanti yol mahkeme kararı ve polis eşliği.

Ev sahiplerinin mülklerini korumaları için bir yol yok mu?

İspanya’daki bir mülk sahibinin mülkünü okupalardan korumasının en iyi yollarından biri komşularıyla iyi geçinmek. Eğer İspanya’daki mülkünü sık sık boş bırakan biri komşularıyla iyi anlaşıyorsa, bir okupacıyı suçüstü yakalatmak üzere ihbar edebilir ve bu sayede süreç başlamadan bitebilir.

Bir başka yol ise kapıcılık hizmeti. Mülk sahibinin mülkünün bulunduğu site, apartman veya bölgede bir kapıcı veya güvenlik hizmeti bulunuyorsa bunlar mülkü profesyonel olarak koruyabiliyor. Bir başka yol ise tabii ki güvenlik kameraları ve alarm sistemleri, ancak bunlar biraz pahalı. Tabii evi kullanmadığınız halde sahibiyseniz güvenlik ve alarm sisteminin pahalı gelmesi pek olası değil.

Özetleyecek olursak:

İspanya’da kayıtsız olarak bulunan bir grup insan, 2008 krizinden itibaren yürürlüğe giren bir yasa sayesinde boş buldukları evleri işgal ederek orada hak talep edebiliyorlar ve hatta bazı durumlarda orada kalmaya hak bile kazanabiliyorlar.

Ev sahiplerinin ise çok dikkatli olması, evlerini iyi yerlerde seçmeleri, güvenlik sistemleri kurmaları ve komşularıyla aralarını iyi tutmaları gerekiyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir