Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 9 Mayıs Avrupa gününde, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile “Yeni Avrupa mimarisi ve anlaşma değişikliklerini” görüşecek.
Macron, Haziran ayındaki olağan zirvede AB Anlaşması değişiklikleri için “Kongre çağrısı” yapacak. Değişiklikler içinde en önemlisi, “yeni bir Avrupa genişlemesi ve ortak kararlarda oybirliği şartının kaldırılması” olarak gösteriliyor.
Euronews’ta yer alan habere göre, Emmanuel Macron, Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın açılışından bir yıl sonra kapanış töreninin yapılacağı Strasbourg’daki Avrupa Parlamentosu’nda, 9 Mayıs’ta Avrupa Günü’ne katıldıktan sonra Berlin’e gelecek. AB içinde Fransız-Alman işbirliğinin gücünü göstermek için her iki ülke lideri de seçildikten sonra ilk ziyaretlerini birbirlerinin başkentlerine yapıyor.
Macron ve Scholz Berlin’de önce baş başa görüşecek, ardından çalışma akşam yemeğinde Ukrayna savaşı ve bu savaşın derinden etkilediği Avrupa’nın geleceğini konuşacak.
Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamada, Macron’un Olaf Scholz ile “Ukrayna’daki savaş ve Avrupa egemenliğiyle ilgili konuların özellikle savunma ve enerji açısından ele alınacağını” belirtti. Fransa Cumhurbaşkanlığı diplomatları, Haziran ayında Almanya’nın dönem başkanı olduğu G7 zirvesinin, ardından Fransa’nın dönem başkanlığını yürüttüğü AB zirvesinin toplanacağına işaret ederek, bütün uluslararası ve bölgesel konular ile ikili konulara yön verileceğini kaydetti.
AB’NİN GELECEĞİ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR
AB yönetimi yaklaşık bir yıl önce, “Avrupa’nın Geleceği Konferansı” çerçevesinde üye ülkelerin tümünde, nasıl bir Avrupa istedikleri çalışmasını başlattı. Ancak bu bir yılın son döneminde yaşanan Ukrayna savaşı AB açısından dengeleri tümüyle değiştirdi. Bir taraftan zaten sırada bekleyen 7 aday ülkeye ek olarak Ukrayna, Moldova ve Gürcistan da AB’ye üyelik başvurusu yaparken, diğer taraftan bugüne kadar ağırlığı fazla hissedilmeyen Doğu Avrupalı üye ülkeler büyük oranda güç kazandı.
Bir yıl sonunda 27 üye ülkede yapılan “Avrupa’nın Geleceği” çalışmaları ışığında, “AB mimarisinin yenilenmesi, demokrasi, göçmenler, gençlik, sosyal eşitlik” gibi temalar başta olmak üzere, “325 değişiklik önerisi” içeren sonuç belgesi AP Genel Kurulu’nda görüşüldü.
Avrupa Parlamentosu bu yaklaşımı destekleyen bir karar kabul etti ve özellikle üye devletlerin toplantıları sırasında oybirliği gerektiren oylamalarda vetoya son verilmesiyle ilgili olarak Avrupa Birliği anlaşmalarında değişiklik yapılması çağrısında bulundu.
Strasbourg’da biraraya gelen AP milletvekilleri, bu önerileri büyük bir çoğunlukla “iddialı ve yapıcı” olarak değerlendirdi ve uygulamak için “anlaşmaların gözden geçirilmesinin gerekli olduğunu” dile getirdi. Görüşmelerin ardından Genel Kurul, “Avrupa Birliği anlaşmalarını gözden geçirme prosedürünün başlatılması” çağrısında bulunan bir kararı oyladı.
AB’DE “OYBİRLİĞİNİN SONUNA DOĞRU
Avrupa Parlamentosu’nda görüşülen öneriler arasında, uzun süredir Avrupa yönetimlerinin ve liderlerinin de tartıştığı, Avrupa anlaşmalarında değişiklik yapılmasını da zorunlu kılan; “Avrupa Konseyi’nde kararların oybirliğiyle alınmasının sona ermesi, Parlamento’ya da şimdiye kadar Komisyon’a ayrılmış olan “yasama hakkının” verilmesi, ya da AB’nin sağlık veya savunma gibi konularda yetkilerinin genişletilmesi” gibi öneriler yer alıyor.
Önemli kararlardan birisi, AB’nin çalışmasını sık sık tıkayan “oybirliği” şartı olacak. Fransa’nın AB Dönem Başkanlığı diplomatları, “Daha etkin bir çalışma için dış politika ve ortak konularda nitelikli çoğunluk aranması gibi bir eğilim var” diyerek, bu konudaki niyeti açıkça dile getiriyor.
ÇOK VİTESLİ AVRUPA BİRLİĞİ Mİ GELİYOR?
Yeni AB mimarisi talepleri içerisinde yer alan ve Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir başka konu ise “Çok vitesli ya da federatif Avrupa” önerisi. Fransız diplomatlar, konunun zorluğunu, “Bu yeni bir tartışma değil. Bunu yıllardır tartışıyoruz. Avrupa’nın daha büyük bir entegrasyona ulaştırılması, Brexit’ten bu yana tartışılıyor. Yeni bir AB mimarisi diyebiliriz. İki tane birbiriyle çatışan gelişme yaşadık. Farklı bölgesel çatışmalar nedeniyle, 20 yıldan uzun bir süredir, entegrasyon konusunda ilerlemede güçlük çekildiğini gördük. Buna ek olarak Ukrayna, Moldova, Gürcistan da üyelik başvurusu yaptı. Buna karşıt olan durum ise, bazı ülkelerin aciliyeti. Yeni jeopolitik koşullar, Ukrayna savaşı, bu üç ülkenin ve Batı Balkanlar’ın durumunu acil hale getirdi. Şimdi önümüzdeki soru nasıl bu iki karşıt durumu uyumlu hale getirebiliriz. Hem genişledikçe işleyemez hale gelen AB’yi nasıl işler kılarız, hem de Balkanlar’a doğru açılırız, bunun yolunu bulmak gerekir” sözleriyle dile getiriyor.
Türkiye, Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya, halen aday ülke konumunda. Kosova ve Bosna Hersek potansiyel aday ülke statüsünde. Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın da katılması potansiyel aday sayısını 10’a yükseltti. Zaten 27 üyeyle karar almakta zorlanan AB yönetimi, 37 üyeli bir AB’nin yönetilemeyeceğinin farkında.
İtalya Başbakanı Mario Draghi, AP milletvekillerine yaptığı konuşmada, Corona virüsü salgını ve Ukrayna savaşının AB kurumlarını benzeri görülmemiş şekilde sorumluluk almaya ittiğini belirterek, “Ekonomi, enerji, güvenlik politikalarını kapsayan pragmatik bir federalizm” önerdi. Draghi, “Avrupa’nın içinden geçtiği krizler, önümüzdeki aylarda entegrasyon sürecini hızlandıracak güçlü bir tepki gerektiriyor” dedi; AB anlaşmalarının ve “oybirliği ” prensibinin değişmesi gerektiğini söyledi.
Eski İtalya Başbakanı Enrico Letta, “Avrupa’nın bir konfederasyona dönüşmesini, etrafında da ikinci bir çember oluşturulmasını” önerdi. Fransız AP milletvekili ve siyasetbilimci Bernard Guetta da Le Monde gazetesinde yayınladığı makalesinde “Çok vitesli Avrupa” önerisi yaptı.
AP ANAYASA KOMİSYONU ÖNERİ SUNACAK
Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın önerileri, Strasbourg’da Avrupa Günü etkinliklerinin planlandığı 9 Mayıs’ta, AB Konseyi ve Komisyonu ile AB Dönem Başkanı Fransa için Emmanuel Macron’a resmen sunulacak. Macron, bu projeyi Berlin’de Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüşecek. Ardından konu Haziran ayındaki olağan AB liderler zirvesinde konuşulacak.
Bu aşamada, AB’nin yenilenmesi çalışmaları için ilk adımı Avrupa Parlamentosu Anayasa Komisyonu atacak. Komisyon, AB’nin kurucu metinlerini değiştirmek için özel önerilerde bulunacak ve olası teklifleri hazırlayacak.
Bunlar daha sonra liderlerden oluşan AB Konseyi’ne sunulacak ve Konsey, yapılan önerilerin incelenmesini desteklerse, Maastricht Antlaşması’nın 48’inci maddesine dayanarak “Konvansiyon/Anlaşma Toplantısı” için tüm üye ülke liderlerini ve parlamento temsilcilerini bir araya getirecek. Burada yeni AB Anlaşması’nın son halini alacak tasarı tüm AB ülkelerinde, ulusal mevzuatlarında öngörüldüğü şekilde, genel olarak referandum yoluyla onaylanacak.