İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz çeşidine katılan Tele1 muhabiri Engin Açar, seyahatte birtakım gazetecilere ayrıcalık yapıldığını söyledi. Birtakım gazetecilerin VIP araca alındığını ve onların seyahat boyunca başka bir protokole tabi tutulduğunu belirten Açar, ayrıyeten yemek yemek için gidilen lokantada da o gazetecilerin İmamoğlu ile protokol masasına oturtulduğunu, kendilerinin ise ayakta kaldığını anlattı.
‘ERTUĞRUL ÖZKÖK ‘BUSINESS CLASS’TA SEYAHAT YAPTI’
Açar, seyahate ait izlenimlerini kaleme aldığı “İmamoğlu’nun başarılı Karadeniz seyahatinde Alçı’ya ilgi yok, reaksiyon vardı!” başlıklı yazısında şunları kaydetti:
“Gezinin tertibinde da kimi sıkıntılar vardı. Yeni İstanbul Hava Limanı’ndan sabah 07:15 uçağı ile TELE1 takımı olarak Trabzon’a hakikat yola çıktık. Seyahat başlar başlamaz içinde bulunduğumuz grupta ben ve kimi basın mensubu arkadaşlarımız inceden bir ayrımcılık seziyorduk. Bu niyet bende Ertuğrul Özkök’ün “Business Class” diye bilinen, özel ve daha konforlu kısmında seyahat yaptığını gördüğümde başladı. Kendi parasıyla mı o kısımdan almıştı bileti bilmiyoruz, sormanın da ayıp olacağını düşünerek üzerine gitmedik, lakin tablo beğenilen değildi. Nagehan Alçı ve Akif Beki öbür bir uçakla geldikleri için onların hangi sınıftan uçtuklarını göremedim. Lakin indiğimizde gördüğüm tablo, “ayrımcılığın” tesadüf olmadığını düşündürüyordu.
Bekleyen üç basın aracı vardı. İkisi yarım otobüs biçiminde bizim içinde bulunduğumuz araçtı. Başkası ise lüks marka ve konforlu bir VIP minibüstü. VIP lüks minibüs Ertuğrul Özkök, Nagehan Alçı, İsmail Saymaz, Akif Beki, Hasret Gürses üzere makul gazetecilere ayrılmıştı. Onlar bu araçla programı takip etti. Can sıkıcı bir durumdu. Yapılan bu ayrım, geziyi takip edilen başka gazetecilerin yansısına de neden oldu. Bilhassa bizim canımız çok sıkıldı. Zira, geziyi adım adım izleyen ve canlı yayınlayan Tele1’di. VIP araçta bulunanların temsil ettikleri kurumların hiçbiri canlı yayın yapmadı. Gazeteciler ise fakat bir gün sonra yazdı.”
“Çayeli’ne gerçek ilerlerken yol kenarında bir lokantada yemek yenilmek için konvoy durdu. Bizler içeri girmeden tüm masalar dolmuştu. Net bir sesle teker teker lüks araçla geziyi takip eden gazeteciler içeriye çağrıldı. O gazeteciler İmamoğlu ve protokolün olduğu masaya oturtuldu. Ben ve kameraman arkadaşım Umutcan Yitük üzere arkadaşlarımız ise ise oturacak yer bulamadık. Kendi başımızın devasına baktık, lakin söylediğimiz yemek gelmeden konvoy harekete geçtiği için bize ayrılan gerideki araca döndük. Özetle aç kaldık. Lokantada yapılan ayrım da gazetecilerin yansısını çekti. Aracımıza geçtiğimizde yaşadığımız sorunu İBB’den bir yetkiliye aktardım. Seyahatte ayrım yapıldığını ve bu halde devam edilecekse ayrılacağımızı, İstanbul’a döneceğimizi söyledim. Artık canlı yayını da o gazeteciler yapar dedim. Biz bu çıkışı yaptıktan sonra akşam saatlerinde bütün gazetecilere Ekrem ve Dilek İmamoğlu’nun da olduğu bir alanda masa ayrıldı. Lakin burada da lüks araçla geziyi takip eden gazeteciler başka bir protokole tabi tutuluyordu.”
KAYNAK