Türk Kardiyoloji Derneği–Pulmoner Vasküler ve Erişkin Doğumsal Kalp Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akbulut, 5 Mayıs Dünya Pulmoner Hipertansiyon Günü’nde önemli uyarılarda bulundu. Akbulut, şunları kaydetti:
Pulmoner Hipertansiyon (PH), akciğer damarlarında kan basıncı artışı ile seyreden, zamanında doğru tedavi edilmediği taktirde kalp yetersizliği ve ölümle sonuçlanan ciddi bir kalp–akciğer dolaşım bozukluğudur. Herhangi bir tansiyon aletiyle ölçümü yapılabilen ve yapılan bu ölçümlerle tanısı konulabilen, toplumda oldukça sık görülen yüksek tansiyonla karıştırılmamalıdır. Pulmoner hipertansiyon doğası gereği oldukça kompleks bir hastalık olup; kesin tanısı sadece bu konuda uzman merkezlerde, kalp kateterizasyonuyla (anjiyografik yöntemle) konulur.
Dünya genelinde milyonlarca insanın bu hastalığın pençesinde olduğu düşünülmektedir. Her yaş grubundaki insanı etkileyebilen pulmoner hipertansiyon; erkeklere nazaran kadınlarda 1.8 kat daha fazla görülür.
Toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyen, karakteristik olarak birbirinden tamamen farklı, pek çok hastalık pulmoner hipertansiyona sebep olabilir.
Pulmoner hipertansiyona neden olan hastalıklar ya da bu hastalıkların yol açtığı klinik bozukluklar, zamanla akciğer kan damarlarında sertleşme, hasarlanma, daralma ya da tam tıkanmalara yol açarak; kalbin akciğerlere göndermesi gereken kanın önüne engel teşkil eder. Bu da kalpte ciddi bir basınç yükü artışına neden olur. Kalp ise, önündeki bu engeli aşmak için normalden daha çok çalışmak zorunda kalır. Ancak basınç yükü altında gereğinden daha fazla çalışan kalp, zamanla yorulur ve yetmezliğe girer. Zamanında ve doğru bir tedavi stratejisi uygulanmayan hastalarda, gelişen kalp yetersizliği ne yazık ki ölümle neticelenir.
Pulmoner hipertansiyonlu hastalar en sık ‘Nefes darlığı, yorgunluk, göğüs ağrısı, ödem, baş dönmesi, çarpıntı ve ses kısıklığı’ndan yakınırlar. Bununla birlikte pulmoner hipertansiyonlu hastaların muayenelerinde ‘boyun damarlarında genişleme, kalp seslerinde düzensizlik, karında şişkinlik, bacak ve ayaklarda ödem ve özellikle eforla dudak ya da parmak uçlarında morarma’ gibi dikkat çekici bulgulara da rastlanır. Ancak bu belirti ve bulguların tamamı diğer bazı kalp–damar hastalıkları, astım veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi toplumda sık rastlanılan pek çok hastalıkta da görülebilir.
Pulmoner hipertansiyonlu hastaların dikkat etmesi gereken en önemli durumlar:
1. Doğurganlık çağındaki tüm PH’lı hastalar, olası bir gebeliğe karşı uygun bir doğum kontrolü yöntemi kullanmalıdırlar. Bu hastalarda gelişebilecek olası bir gebelik hem anne için hem de bebek için çoğu zaman ölümcül seyretmektedir.
2. Grip ve zatürre enfeksiyonlarına karşı, periyodik olarak aşılanmalıdırlar. Araya giren her enfeksiyon hastalığın ilerlemesine neden olur.
3. Konunun uzmanı fizyoterapistler gözetimi altında, bireysel egzersiz programları uygulamalıdırlar. Periyodik olarak uygulanan bireysel egzersiz programlarından elde edilen yarar, 25 ilacın kullanımından elde edilecek yarardan daha yüksektir.
4. Özellikle yüksek riskli hastalar ile, kan oksijen seviyesi sürekli düşük olan hastalar, uçak yolculukları sırasında oksijen tedavi desteği almalıdırlar.
5. Cerrahi müdahale ihtiyacı olduğu durumlarda, mümkün olduğunca genel anestezi yerine lokal anestezi tercih etmelidirler.