Çoğu zaman insanların IKEA’nın satış politikasını kötülediğini duyuyoruz. Fakat ironik bir şekilde buradan mobilyalarını alıp kuran kişilerin çoğunlukla onlarla daha mutlu olduğu da görülüyor. Normal hazır bir mobilya satmak yerine demonte mobilya satan şirket, aslında bunun maliyetleri azaltmak için olduğunu daha önce açıklamıştı.
Fakat Tüketici Psikoloji Dergisi’nde yayımlanan bir çalışma, bunun psikoloji tarafında da oldukça köklü etkileri olduğunu ortaya koymuştu. Bu bağlamda ortaya IKEA etkisi çıkmış ve mobilya sektörünün çok daha ötesinde bir alanı kapladığı görülmüştü. Çocukların sürpriz yumurtadan çıkan oyuncakları daha çok sevmesini ve kendi yaptığınız şeylere daha çok değer vermenizi açıklayan bu kavrama gelin birlikte bakalım.
Kabaca nedir bu IKEA etkisi?
Mike Norton, Daniel Mochon ve Dan Ariely’nin ortaya koyduğu bu durum, son hâline ulaşmasına katkıda bulunduğumuz şeylere daha çok değer vermemizi kapsıyor. Örnek olarak çocukların sürpriz yumurtaların içinden çıkan oyuncaklarına bakabiliriz. Bunları birkaç basit adımla birleştiren çocuklar, o oyuncaklarla daha çok vakit geçirebiliyor.
Aynı durum LEGO’larda da geçerli. Hem çocukların hem de yetişkinlerin severek aldığı LEGO’lar, kutunun içinden tamamen demonte olarak geliyor ve insanlar bu parçaları birleştirip son hâline baktığında başarmışlık hissini sonuna kadar yaşıyor.
Etkinin ismini aldığı IKEA’nın ürünlerine baktığımızda ise yine demonte sunulan mobilyalar görüyoruz. Aynı şekilde bunları son hâline ulaştırmak için de zaman, vakit ve çaba ayrılması gerekiyor. Her şey mutlu sona erdiğinde ise öncekilerde olduğu gibi yine başarmışlık hissiyle birlikte oluyoruz.
Her şey oldukça normal görünüyor öyle değil mi? Peki o zaman bunu sorun yapan ne?
Bunu sorun yapan şey, ortaya koyduğumuz şeye adeta âşık olmamız. Örnek olarak IKEA’dan aldığımız bir sandalyeyi yapıp üzerine oturduğumuzda biraz da olsa sallanmasını göz ardı edebilir, hatta yok sayabiliriz. Fakat bir arkadaşımız geldiğinde daha objektif bir gözle bakabildiğinden sandalyenin sallanması onun dikkatini daha çok çekebilir. Bu durumu sorun yapan tam da bu: Objektifliğimizin önüne geçmesi.
Durumu daha iyi anlamak için, yapılan farklı bir çalışmaya göz atalım
Bu çalışmada elimizde 3 adet grup bulunuyor. Bunların ilkinden origami yapmaları istenirken ikincisinden sadece yapılanlara değer biçmeleri bekleniyor. Üçüncü grupta ise profesyonel olarak origami yapan kişiler var.
İlk gruptaki deneyimsiz olan kişilerden başta turna kuşu yapmaları isteniyor. Doğal olarak kusursuz işler çıkaramamış olan bu gruba daha sonra, yaptıklarını ellerinde tutmak isteselerdi kaç para verecekleri soruluyor. Cevaplar alındıktan sonra bu kusurlu turna kuşlarının değeri ikinci gruba soruluyor. Fakat bu sefer uzmanların yaptığı turna kuşları da karşılaştırmaya dâhil ediliyor.
Soldan sağa sırasıyla; deneyimsiz grubun kendi turna kuşlarına biçtiği değer, ikinci grubun ilk grup tarafından yapılan turna kuşlarına biçtiği değer ve ikinci grubun uzmanların elinden çıkan turna kuşlarına biçtiği değer
Sonuç olarak ilk grubun, kendi yaptıkları figürleri normalden daha değerli bulduğu görüldü. Grafikte kendilerininkine biçtikleri değerin uzmanlarınkiyle yarıştığını görebilirsiniz.
Peki neden ortaya çıkıyor bu durum?
IKEA etkisinin sebebinin psikolojik bir ihtiyaçtan kaynaklandığı düşünülüyor. Bu ise ‘becerikli hissetme’ ihtiyacı. Burada bu durumun dışarıdan bakıldığında becerikli görünmeyle ilgisinin olmadığını belirtelim. Zira durum, daha çok kendimizden memnun olmamızla ilgili. Baştan bu yana bahsettiğimiz başarmışlık hissi de bunu besliyor.
Aynı şekilde ortaya koyduğumuz zaman, para ve çabanın bir yere ulaştığını görmek istememiz ve bizimle özdeşleşen şeyleri daha çok sevmemiz de burada büyük pay sahibi. Son olarak ortaya koyduğumuz şeyler hakkında tabir yerindeyse yaptığımız güzellemeler de bu etkinin ortaya çıkmasına sebep olur. Sonuçta kimse çabasının boşa gitmesini veya gittiğini düşünmeyi istemez.
Bu etkiden korunmak ve hem elimizdekilerin hem de çevredekilerin farkında olabilmek için objektif olmak gerekiyor
Bunun için de ihtiyaçlarımızın ve isteklerimizin neler olduğu konusunu dürüstçe düşünmemiz gerekiyor. Örnek olarak farklı bir yerden bütün olarak satın alabileceğiniz bir mobilya IKEA’dakinden bir nebze ucuz olabilir. Bu noktada daha fazla ödeme yaparak IKEA’daki mobilyayı kurmak mı istersiniz yoksa sadece ihtiyacınız olan mobilyayı alıp diğer işlerinize dönmeyi mi?
Elbette dürüst olunduğu sürece bu seçeneklerden biri doğru diğeri yanlış diyemeyiz. Zira bunlar kişisel tercihlerinize göre vereceğiniz kararlar. Araba modellerinden koleksiyon yapan iki kişiden biri LEGO modellerini toplarken diğeri diecast metal modelleri toplayabilir. Siz bu durumda hangi tarafta olurdunuz? Düşüncelerinizi yorum kısmında paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar: Medium, Barış Özcan, The Decision Lab, Pete Judo, Business Insider