17 Ocak 2020 akşamı Mia Doshi Prichard arkadaşlarıyla dışarı çıkıp sıradan bir Cuma akşamı geçirmeyi planlıyordu. Hayatını değiştirecek bir gece yaşayacağını bilmiyordu.
Arkadaşlarıyla biraz içecek, dans edecek ve eğlenecekti. Ama içkisine ilaç katıldı.
Mia bu yüzden iki yıldan fazla bir süredir geceleri dışarı çıkmıyor.
Bir grup milletvekilinden oluşan İçişleri Komitesi tarafından hazırlanan bir raporda, içeceğe ilaç katılmasının “kurbanların yaşamları üzerinde kalıcı etkileri” olabileceği tespitine yer verilmişti.
Mia raporun bulgularına katılıyor.
BBC Radio 1’deki Newsbeat programına konuşan 21 yaşındaki Mia, gözyaşları içinde “Sonraki aylarda dışarı çıktığımda panik atak geçirdim” diyor.
Anlatımlara dayalı veriler, içkiye ilaç katılmasının “yaygın ve tehlikeli” olduğunu gösteriyor. Bu uygulama, birinin rızası olmadan içeceğine madde koyulması veya gizlice vücuda enjekte edilmesi şeklinde tanımlanıyor.
‘Uzun süreli psikolojik etki’
İngiltere’nin kuzeyindeki York’ta okuyan Mia o gece arkadaşlarıyla aynı miktarda içtiğini ama sadece kendisinin “kontrolünü kaybetmiş” gibi hissettiğini hatırlıyor:
“Bardağımı bırakmıştım ve bazı arkadaşlarla dans etmek için bir dakikalığına arkamı döndüm. Niye bunu yaptım diye kendimi yiyip bitiriyorum ve bu çok saçma.”
Mia, bu durumun “insanları çok uzun süre psikolojik olarak etkileyebileceğine” inanıyor.
O geceden sonra arkadaşlarıyla tekrar dışarı çıkmayı denediğini ama panik atak geçirdiğini ve yaşadıklarının çok güç olduğunu söylüyor.
‘Bir daha asla bir yabancıdan içki kabul etmem’
Saskia Boissevain “uzun bir süre boyunca gerçekten sarsıldığını ve oldukça savunmasız kaldığını”, yabancılara karşı artık çok daha temkinli olduğunu söylüyor.
Eylül 2021’de içeceğine ilaç katıldıktan sonra “bilincini tamamen kaybettiğini” anlatıyor.
30 yaşındaki Londralı, bir arkadaşıyla dışarı çıkmış ve iki adamın aldığı içkinin ardından “kendisini kaybetmişti”.
“Ertesi sabah kendime geldiğimde dairemde banyoda yerde tek başıma yatıyordum. Bara yürüdüğüm ve o içkiyi içtiğim andan başka hiçbir şey hatırlamıyordum” diyor.
Saskia artık içkisini tuttuğu yer ve etrafındaki insanlar konusunda daha bilinçli olduğunu söylüyor:
“Kesinlikle daha temkinliyim ve bir daha asla tanımadığım hiç kimsenin içkisini kabul etmem.
“Bunu söylemesi yanlış olsa da nişanlımla dışarıdayken kendimi daha rahat hissediyorum. Sadece bir-iki kız arkadaşımla dışarıda olsaydım kesinlikle çok fazla içmezdim.”
‘Güven ve inancı kaybetmek’
Niamh Donnelly bir ay önce arkadaşlarıyla birinin evinde buluşmuş, dışarıda bir gece geçirmeye hazırlanıyordu. O sırada içkisine ilaç katıldığını söylüyor:
“Sonunda kendimi evimin dışında buldum. Sokaktaki insanlar eve girmeme yardımcı oldular. Hazmetmesi zor bir şey.”
Niamh olanlardan o kadar sarsılmıştı ki, Nottingham’daki üniversiteden Birmingham’daki evine döndü ve orada kalmaya devam etti.
21 yaşındaki Niamh, o günden beri dışarı çıkma konusunda “gerçekten garip” hissettiğini, insanlara karşı “güvenini ve inancını” kaybettiğini söylüyor.
“Bir kadın olarak sizin ve arkadaşlarınızın dışarı çıkıp kendinizi güvende hissetmeniz ve etrafınızdaki insanların da öyle olduğundan emin olmanız çok önemli.
“Dışarı çıkmak tehlikeli. Bu olay beni gerçekten çok etkiledi.
“Kesinlikle beni aşırı derecede bilinçlendirdi, içeceklerimi kimseyle paylaşmayacağım.
“Kendimi ve çevremdeki insanları çok yakından izleyeceğim, eskisinden daha fazla izleyeceğim.”