NBA’de play-off heyecanı tüm hızıyla devam ediyor. Kyrie Irving ve Kevin Durant gibi yıldız oyuncuları barındıran Brooklyn Nets, Boston Celtics‘e 4-0’lık seri ile kaybederek şampiyonluk bekleyen taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı.
ABD’li yıldız oyuncu Kevin Durant, yorumcular tarafından serinin kaybedilmesinde baş aktör olarak gösterildi. Spor yorumcusu Ara Gözbek, tartışmalı yıldızı Cumhuriyet.com.tr için mercek altına aldı.
Ara Gözbek’in “Bir kaybedenden fazlası: Kevin Durant” başlıklı yazısının tamamı şu şekilde:
“Kevin Durant ile ilgili o kadar fazla yazdık, çizdik ve yorumladık ki artık konusu geçtiğinde direkt mevzunun tam ortasından girme şansımız oluyor. 16 yıldır çeşitli yayın organlarında yazıyorum ve beni yıllardır okuyanlar çok iyi bilir ki konuya girmeden önce yazıya muhakkak bir “giriş” bölümü koyarım. Ortamı hazırlarım, konuyu ringin ortasına kadar çekerim ve nakavt hamlemi öyle yaparım. Ama bugünkü Kevin Durant yazımız biraz “sokak kavgası” kıvamında geçecek.
Kevin Durant kimdir? NBA tarihindeki yeri gerçekten neresi olacak? NBA tarihinin gelmiş geçmiş en büyük oyuncular listesi yapıldığında ilk 10’a koymaya kalkan kritikler ve yorumcuların bugün 180 derece döndüğünü görüyoruz. Asıl soru şu; Kevin Durant, 15 yıllık kariyerinde gerçekten neyi başarmış? Daha doğrusu bugüne kadarki en büyük başarısı nedir? Söylüyorum; 2012 yılında Oklahoma City Thunder’ı NBA Finali’ne taşımak.
Benim yıllardır savunduğum bir tartışma var. Kevin Durant, bu ligin son 10 yıldaki en iyi hatta tabiri caizse en “nükleer” hücuma silahı. James Harden’ın bu tartışmalarda yer aldığı belirli yıllar oldu ama bence bir Kevin Durant ayarında olamamıştır. Kevin Durant’ın üst vitesteki performanslarını gerçekten alt etmek çok mümkün değil. Hatta LeBron’cular beni “hater”lık ile suçlarken onlara şu argümanı veriyordum. Kevin Durant, hayatı spor salonunda veya “gym”de geçen biri değil. LeBron kadar kaslı, LeBron kadar güçlü değil. Öyle biri olmadığı gibi olmaya da ihtiyacı yok. Çünkü o fiziksel olarak bu seviyedeyken LeBron onu savunamıyor bile. O yüzden Kevin Durant’ı bir basketbolcu ve bir hücum oyuncusu olarak ele aldığımızda hangi seviyede olduğunu doğru analiz etmemiz gerekiyor.
Sporun bir tarihi, sporculuğun bir kültürü ve birtakım raconları vardır. Basketbolda çok iyi bir oyuncu olmak, çok büyük oyuncu olmak anlamına gelmiyor. Çok büyük bir oyuncu olmak ise efsanevi bir oyuncu olmak anlamına gelmiyor. Tarihe yön vermek, parmak izini bırakabilmek, oyunu değiştirmek ise tamamen başka tanımlamalar içeriyor.
Takım sporlarında bir şoförler vardır, bir de otobüse atlayan yolcular. Lokomotifler vardır, bir de vagonlar.
Kevin Durant ve Brooklyn Nets bu sezon playoff trenine son anda atlamayı başardı, bunu zaten biliyoruz. İlk turda Doğu Konferansı ikincisi Boston Celtics ile eşleşildi. Boston’ın gerçekten bir süper yıldızı yok. Brooklyn Nets’in Boston Celtics’e elenmesi tabii ki olası bir gerçeklik ama 4-0 süpürülmesi gerçekten bazı şeyleri sorgulamamız gerektiğine işaret etti. Süper yıldızı olmayan ama takım savunması düzeneği sağlam olan bir Boston karşısında ne olursa olsun sahadaki en önemli oyuncusun. Sahadaki açık ara en iyi oyuncunun olduğu bir takım ilk turda süpürülmesi asla açıklanabilir bir şey değil.
2005-2006 sezonunda ligin açık ara en iyi oyuncusu Kobe Bryant’tı. Keza o sezon sayı kralı oldu, bir maçta 81 sayı attı ve kıl payı MVP ödülünü kaybetti. Ki o sezonun gerçek MVP’si Kobe Bryant’tı kamuoyu için. İlk turda Phoenix Suns ile eşleşildi. Suns, Steve Nash önderliğinde kesinlikle daha iyi takım olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ama Kobe Bryant’lı sıradan bir kadrosu olan Lakers takımı ilk turda o seride süpürülmedi. Seri 4-3 bitti. Ki o seride Lakers, 3-1 öne de geçmişti.
Boston Celtics’e süpürüldükten sonra Kevin Durant, kendisini eleştiren TNT yorumcusu efsane oyuncu Charles Barkley ile ilgili Twitter’dan paylaşım yaparak cevap verdi. Bu bile Kevin Durant’ın zihinsel olarak bu seriye ne kadar odaklanıp odaklanmadığını gösteriyor. 4-0 süpürüldüğün gece senin için yas kıvamında yaşanması gerekmiyor mu vaziyet? Charles Barkley, Kevin Durant’in otobüs şoförü değil, otobüs yolcusu olduğunu söyledi. Kevin Durant de Charles Barkley’nin Phoenix Suns yıllarından sonra Houston Rockets forması hallerinin paylaşımını yaptı. Charles Barkley’nin Hakeem Olajuwon, Clyde Drexler, Scottie Pippen ile beraber aynı takımda oynarken. Bu fotoğrafa direkt bakan herhangi biri Kevin Durant’ın durumunun Charles Barkley ile aynı olduğunu düşünebilir. Ama aslında öyle değil. Charles Barkley, Phoenix Suns camiasını çok uzun yıllar sırtında taşıdı. Suns’ı adeta NBA haritasına koydu ve kariyerinin son yıllarında Houston’a gitti. Kevin Durant ise kariyerinin zirvesinde, yaş olarak “prime”ında kalktı ve kendisi eleyen takıma Golden State Warriors’a gitti. O yüzden ikisi aynı şey değil. Tabii ki Kevin Durant, Brooklyn’ı alıp NBA Finali’ne taşımış olsaydı son 3 yılın içinde bugün tartışmalar farklı şekil alacaktı.
Burada Kevin Durant konusunu ele alırken Brooklyn Nets penceresinden de olayları analiz etmek gerekiyor. Açık konuşalım; Koç Steve Nash sınıfta kalmıştır. NBA tarihinde bir maçı tek yönüyle oynayan hiçbir takım şampiyon olamamıştı. Bazı takımlar savunma yapabilen net hücuma takımlarıydı; Shaq ve Kobe’li Lakers gibi. Bazı takımlar ise hücum edebilen savunma ağırlıklı takımları; Michael Jordan’lı Chicago Bulls gibi. Bunu da en iyi koç Steve Nash’in biliyor olması. Sırf bu yüzden şampiyonluğu yok zaten Steve Nash’in. 2000’li yılları ortasında müthiş hücum eden bir Phoenix Suns takımı vardı. Ama her sene Batı Yarı Finali’nde veya Batı Finali’nde muhakkak eleniyorlardı ve NBA Finali’ni göremiyorlardı. Çünkü savunma anlamında çok zaafları olan bir takımdı ve karşılarına San Antonio Spurs çıktığında bir kayaya çarpmış gibi oluyorlardı. Tıpkı bugünkü Boston Celtics’e çarpan Brooklyn Nets gibi.
Kevin Durant’ın kariyeri buradan itibaren nereye doğru yol alacak bu bilinmez. Brooklyn’de kalacak mı? Başka bir takıma gidip yüzük kovalayacak mı? Kalacaksa yanına hangi oyuncular gelecek? Bütün bu sorular doğru cevaplanmazsa Kevin Durant bir kaybedenden fazlası olarak anılacak.”