İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, sosyal medya hesabı üzerinden Gezi Parkı olaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
“DÖNEMİN İÇİŞLERİ BAKANINI UYARDIM”
“Gezi ile ilgili çok şey konuşuldu Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet cezası almasından sonra.. Benim de anlatacaklarım var” diyen Türkkan, paylaşımlarına şöyle devam etti:
*Gezi Parkı’nda ağaçların kesilmesine karşı gelen gençlerin protestoları başladığında, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’e rastladım muhalefet kulisinde.
*’Bu gençlerin bu öfkelerini dindirmek gerek, yoksa protestoların büyüyeceğini görüyorum. Bunun da yolu belli ve çok kolay, gidecek Taksim’e Başbakan Erdoğan, gençlerin kurduğu çadırlardan birine oturup onlarla çay içecek ve bu ağaçlar kesilmeyecek, deyip onları kucaklayacak’ dedim.
*Muammer Güler, ‘doğru diyorsun ama Başbakan gitmez, söylemek de kolay değil’ diye cevap verdi. ‘O zaman bu sıkıntı büyür ve başta PKK bunu kullanır’ diye de uyardım.
*O gençlere terörist muamelesi yapıp biber gazı sıktılar. 13 yaşındaki Berkin Elvan, başına isabet eden plastik mermi ile hayatını kaybetti.
*O günlerde Sayın Bahçeli, ölen Berkin’in ardından, üzüntülerini belirten ve bu cinayeti kınayan tweet mesajı yayınladı.
*Sayın Bahçeli’nin görevlendirmesi ile, şimdi TBMM Bşk Vek. olan Celal Adan, Genel Bşk Yard Atilla Kaya, MHP eski milletvekilli Ali Torlak ve ben 1 Haziran 2013’de Taksim Meydanı’nda biber gazının genizleri yakan havasını soluyarak bir bildiri okuduk ve hükümeti istifaya davet ettik.
*Şimdi zamanın ruhuna uygun konuşanlara, sayın Akşener’i karalamaya kalkanlara Gezi’den kalan bu anımı sizlerle paylaşmak istedim.
“İSTANBUL’U RANTA TESLİM ETMEYECEĞİZ”
Türkkan’ın paylaştığı videoda okunan bildiride ise şu ifadeler paylaşılmıştı:
*AKP iktidarının hukuk ve kural dışı uygulamaları sonucu Taksim Gezi Parkı’nda hayata geçirmek istediği doğa katliamı ve rant hırsını protesto etmek için buradayız.
*MHP olarak bugün, AKP iktidarının İstanbul’un göbeğinde bulunan ve nefes alınacak tek yer olan Gezi Parkı’nı yok edişini yüksek perdeden protesto ediyor, İdare Mahkemesi’nin kararını ise biraz geç ama olumlu buluyoruz.
*Bizler İstanbul’a bir rant kapısı olarak bakmayız. Hem onu miras bırakan atalarımıza hem de çocuklarımıza yapılan bir ihanet olarak görüyoruz. İstanbul’u ranta teslim etmeyeceğiz.