Endişelendiren tablo hakkında yasadışı nükleer atık iddiası

Türkiye dahil Avrupa genelinde binlerce noktada ölçüm yapan EURDEP’in (Avrupa Birliği Radyolojik Veri Paylaşım Platformu) yayınladığı verilere göre Manisa’da 26-27 Nisan tarihlerinde yaşanan radyoaktivite seviyesinde yüksekliği endişelere neden oldu. Konun Ekşi Sözlük’te bir kullanıcı tarafından gündeme getirilmesi bir taraftan sosyal medyanın gündem konularından biri haline getirirken, bir taraftan da vatandaşlar arasında korkuya sebep oldu.

Manisa’daki olağandışı radyoaktif iddiasıyla ilgili olarak Nükleer Düzenleme Kurulu yetkilileri ile görüştüğünü ifade eden Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği(TÜMRAD) Derneği Başkanı Heybet Aslanoğlu ise kurumun kendisine sensörden yaşanan bir arıza sebebiyle böyle bir olayın yaşandığını ifade etmişti.

“2 GÜNLÜK ÖLÇÜMLERDE SEVİYE PİK DEĞERLERE ULAŞMIŞ”

Manisa’da yaşanan olağandışı radyoaktif hareketlilik ile ilgili açıklamalarda bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi ve Çevre Bilimi Teknolojileri Uzmanı Dr. Enver Yaser Küçükgül, EURDEP’in yayınladığı verilere göre Manisa’da 26-27 Nisan tarihleri arasında radyasyon seviyesinin pik yaptığını gözlemlediklerini ifade etti.

Pik seviyelere çıkan ölçümlerin Manisa’nın Yunusemre ilçesinde yaşandığını ifade eden Dr.Küçükgül şu ifadelere yer verdi: “Manisa Merkezde 26 Nisan’da 2.500 nanosievert/saat hemen arkasında bir gün sonra 27 Nisan’da ise 45.000 nanosievert/saat ölçümde bulunuyorlar.

Ölçümlerin Yunusemre ilçesinde yapıldığı gösteriliyor. Bu radyasyon ölçüm ağı iki gün üst üste pik yapmış. Sonra susmuş vaziyette. Bu birçok sebepten olabilir. Kamuoyunda aldığım bilgilere göre Nükleer Denetleme Kurumu Manisa’da böyle bir pik değerin yaşanmadığını iddia ediyor.”

Çevre Bilimi ve Teknolojileri Uzmanı Enver Yaser Küçükgül

NÜKLEER ATIK HAREKETLİLİĞİ İDDİASI

Çevre Bilimi Teknolojileri Uzmanı Dr. Enver Yaser Küçükgül açıklamasının devamında yaşanan olayla ilgili ürkütücü bir iddiayı gündeme taşıyarak, ölçümlerin pik seviyeye çıkmasının bölgede yaşa dışı bir nükleer atık hareketliliğinin söz konusu olabileceğini ifade etti.

Dr. Küçükgül iddiasıyla ilgili şu açıklamaya yer verdi: “O tarihlerde yasadışı nükleer bir atık hareketliliği söz konusu olmuş olabilir. Başka türlü durup dururken cihaz neden o tarihlerde pik veriler versin. Eğer bozuk olduğu gerekçesiyle pik değer veren cihazı ‘Gelip, baktık, söktük ve yerine yenisi tattık’ diye bir açıklama yapan olmadı. O cihaz şuanda normal ölçüm değerlerini göstermeye devam ediyor. O zaman akıllara cihazın arızalı olmadığı şüphesi geliyor. Eğer cihaz bozuk değil ve hala normal ölçüm değerlerine devam ediyorsa o zaman belirtilen tarihlerde bir nükleer radyoaktif madde hareketliliği söz konusu olduğunu gösteriyor.

Geçmişte bunun örneği yaşandı. 2006 yılında İzmir Gaziemir’de buraya 3 kamyon dolusu Nükleer Reaktör yakıt çubuğu getiriliyor. Bu atıklar nasıl nereden gelmişti. Şuanda Gaziemir’de 250 bin tondan daha fazla nükleer atık var. Yaşanan olaylar varken, Manisa’da iki kez pik değerinin ölçülmesi bana yine legal olmayan bir olayı hatırlatıyor. Türkiye’ye Avrupa’nın 30 milyon ton çöpü geliyor. Bu atıkların içerisine her şey konulamaz mı? İzmir Aliağa Demir Çelik Tesisleri başta olmak üzere tüm demir çelik tesislerine yurtdışından hurda metal getiriliyor. Bu hurda metaller kirli metal demektir. Neyle kirlendiği belli değil. Her hangi bir radyoaktif kirlilikte olabilir. Bu zamana kadar bunların denetlendiğini, şu kadar milyon ton kirliği atığı geri gönderdik diye bir ifade duymadık. O zaman Nükleer Düzenleme Kurumu’nun kamuoyundaki ‘Sensör hatası’ açıklamasına.

Nükleer Denetleme Kurumu bu işin sorumlusu. Ben Avrupa Nükleer Radyasyon Verileri Paylaşım Komisyonu’na Manisa’daki pik yapan verilerle ilgili ‘Bu olay nedir? Bu sensör kalibrasyonları nasıl yapılıyor?’ diye bir mesaj yazdım. Mesajla ilgili cevap bekliyorum. Konuyu araştırmaya devam ediyorum. Çünkü elimizde net bir ölçüm değeri yok. Önümüzdeki günlerde bölgede ölçüm yapmam gerekir.”

“BİLGİLER KAMUOYU İLE ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE PAYLAŞILMALI”

Çevre Bilimi Teknolojileri Uzmanı Dr. Enver Küçükgül açıklamasının son kısmında, Nükleer Düzenleme Kurumu’na çağırı da bulunarak şu ifadelere yer verdi: “Radyasyonda güvenli diye bir seviye yoktur. Radyasyonun her türü zararlıdır. Radyasyon dediğimiz bir tek unsur değil. Bu bir radyoaktif ışınım dediğimiz alfa, beta ve gama ışınları dediğimiz gruptur.

Dolayısıyla kaynağın türüne ve bu kaynağın taşıdığı radyo izotopların niteliğine bağlı olarak farklı enerjili radyasyon yayılımı olur. Pik değerlerinin yüksek gösterildiği alanda sadece gama radyasyonu ölçülüyor. Diğer radyasyon türleri ölçülmüyor. Ama bu onların almadığı anlamına gelmez. Gama en çabuk tespit edilen bir radyasyon türüdür. Bu nedenle Manisa’da 2 gün pik seviyelere çıkan radyasyon ölçümlerinden sonra olaya anında müdahale edilecek bir şey veya diğer ölçümler yapılmış mı? Öyle bir şey duymadım. Bu konuyla ilgili toplanan verilerin ve bilgilerin şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması gerekir.

Devletin görevi bunları açıklamaktır. Nükleer Düzenlenme Kurulu tatmin edici bir açıklama yapması gerekir. Şimdi biz hangi bilginin gerçekliğine ve açıklamalara güvenebiliriz.”

“BİR AN ÖNCE SORUŞTURULMALI VE BİLGİLER PAYLAŞILMALI”

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Manisa’da yaşanan radyoaktif hareketlilik iddiasıyla ilgili olarak Nükleer Düzenleme Kurumu’na aradığını ve kendisine elektrikten kaynaklı bir sensör arızası yaşandığının ifade edildiğini dile getirdi.

CHP’li Bakırlıoğlu kurumla yaptığı görüşmeyi şöyle dile getirdi: “Nükleer Düzenleme Kurumu’nda bir daire başkanıyla görüşme yaptım. Bize o tarihlerde elektrikten kaynaklı olarak sensörler de yaşanan bir sıkıntı üzerinde durduklarını ifade ettiler.

Daha sonra sensörlerin normale döndüğünü dile getirdiler. Böyle şeylerin yaşanabildiğinden söz ettiler. Ancak kendilerine Manisalıların bu konudan endişe duyduğunu ve yaşanan bu olay üzerine sürekli telefonlarımın çaldığını ifade ettim. Vatandaşların Nükleer Düzenleme Kurumu’ndan bir açıklama beklediklerin söyledim. Bizim istediğimiz bir an önce soruşturulması ve bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasını istiyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir