Macaristan’da düzenlenen son Avrupa Güreş Şampiyonası’nda 50 kiloda altın madalya kazanan Evin Demirhan Yavuz, AA Spor Sohbetleri’nin konuğu oldu. Milli güreşçi Evin, İstanbul’da bir okulda aynı zamanda beden eğitimi öğretmenliği yaptığını belirterek, 2009 yılında Siirt’te güreşe başladığını, ilk katıldığı Türkiye Şampiyonası’nda birinci olduktan sonra milli takım kamplarına davet edildiğini anlattı. “Türkiye’de kadınlarda henüz hiçbir kategoride Avrupa şampiyonu yokken ilk katıldığım Avrupa Şampiyonası’nda yıldızlar kategorisinde Avrupa şampiyonu oldum” diyen milli güreşçi, “Daha sonra gençlerde, 23 yaş altında ve büyüklerde birçok ilklere ve madalyaya sahip oldum. En son Macaristan’da büyüklerde ilk Avrupa şampiyonluğumu kazandım. Yıldızlarda, 23 yaş altında ve büyüklerde üç farklı kategoride Avrupa şampiyonu olmuş ilk kadın sporcuyum. Toplamda 20 Avrupa ve dünya şampiyonası madalyasına sahibim, bu da kadınlarda en fazla madalya sayısı demek.” şeklinde konuştu. Kadın güreşinin Türkiye’de yeni yeni çok güzel çıkışlar yakalamaya başladığını aktaran Evin, şöyle devam etti: “Bizim jenerasyonla birlikte hep aldığımız madalyalar zaten ilk madalyalar, Yasemin Adar ilk Avrupa ve dünya şampiyonumuz, olimpiyat üçüncümüz. Onun öncesinde yıldızlarda ve 23 yaş altında bizler ilk madalyalarımızı kazandık. İlk başta kadın güreşçi olarak çevremizden hepimiz olumsuz söylemler aldık. Herkes kadınların güreş yaptığına çok şaşırıyordu ve zaman zaman tepki de alıyorduk. Şu anda geldiğimiz noktaya bakarsak birçok tabuyu yıkmışız ve bizi destekleyen çok fazla insan var. Türk kadını isterse başaramayacağı hiçbir şey yok, bunu biz de güreşte göstermiş olduk bunun mutluluğunu yaşıyoruz.”
İlk Avrupa şampiyonluğunda nasıl bir duygu yaşadığına ilişkin soru üzerine milli güreşçi, “İlk kez yıldızlar ve gençlerde şampiyon olduğum zaman bu şampiyonlukların çok farkında olamıyorsunuz. Bana güreşte 7 yıllık aradan sonra tekrar İstiklal Marşı’nı okutmak ve bayrağımızla minderde tur atmak nasip oldu. İlk başta bu hayal gibiydi çünkü önümüzde şampiyon olmuş sporcu yoktu. Yasemin (Adar) ablayla aslında başlamış oldu, o Avrupa ve dünya şampiyonu oldu. Bizlerin de başaracağımıza olan inancımız arttı. Bu şampiyonluğu hep bekliyordum.” ifadelerini kullandı. Avrupa’da birçok madalya kazandığını ancak şampiyonluğun bambaşka bir duygu olduğunu dile getiren Evin, “Tabii büyüklerde Avrupa şampiyonluğu ile tarihe geçmiş oluyoruz, o yüzden çok mutlu ve gururluyum. İnşallah devamı gelecek, özellikle büyükler dünya şampiyonasında da elde ettiğim bronz madalyaları altına çevirmek istiyorum.” dedi. Buraya gelene kadar birçok dönüm noktaları yaşadığını belirten Evin, “İmkansızlıklar ve sakatlıklar vardı, kadın güreşi yeni olduğu için tırnaklarımızla kazıyarak gelmek zorunda kaldık. Siirt’te 2009’da Gençlik ve Spor Kulübünde başladım, orada antrenörüm çok yardımcı oldu. Tabii Siirt’teki imkanları düşünürsek zorlu bir süreçti. Sonra Yalova Kulübünde güreştim, ENKA Spor’da güreştim, şu an Ankara Büyükşehir Belediyesi Fomget Spor Kulübündeyim. Erkeklerle aynı şartlarda değildik, imkanlarımız zordu. Şimdi çok şükür her şey daha iyiye gitmeye başladı.” değerlendirmesinde bulundu. Kadın güreşindeki iyileşmelerin kazandıkları başarılarla da orantılı geliştiğini, eşinin de milli güreşçi olmasının ayrıca avantaj olduğunu vurgulayan Evin, “Eşim Haydar Yavuz, Serbest A Milli Takım’da 70 kiloda ülkemizi temsil ediyor. Kendisinin de Avrupa ve dünya ikinciliği var, başarılı bir sporcu, tecrübeleriyle bana çok katkı sağlıyor. Çünkü bu sporu tek başına yürütmek de çok zor. Bireysel bir spor ama arkada çok fazla bir ekip işi var. O da sağ olsun hep destekliyor, ona buradan teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Milli güreşçi, kalabalık bir ailede büyüdüğünü, başarılı olarak ailesinin gurur kaynağı olmak istediğini belirterek, başa dönecek olsa yine güreşçi olmak isteyeceğini ifade etti. Güreşe başlama hikayesinin anlatıldığı “Siirt’in Sırrı” isimli belgeselle ilgili de milli güreşçi, şu bilgileri verdi: “2009 yılında güreşe başladıktan sonra 2010 yılında yıldızlarda ilk Avrupa şampiyonluğuna ulaştım. Yönetmenimiz İnan Temelkuran ve eşi Kristen Stevens mücadele sporu yapan kadınlar üzerine bir belgesel çekmek istiyor. Benimle görüştüler, çok duygulanmıştı, çok etkilenmişti. Sonra çekimler için Siirt’e geldiler, oradaki hikayem onları çok etkiledi ve belgeseli tamamen benim üzerimden devam ettirmek istediler. 2011 yılında bütün Avrupa şampiyonalarıma, turnuvalarıma geldiler, okul hayatımı, aile hayatımı çektiler. Tamamen güreşe odaklanmıştım onlar da beni etkilememek adına dışardan bir seyirci olarak sürmüştü belgesel ve 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi belgesel ödülü kazandı.”
Akdeniz Oyunları’nda yine şampiyonluk hedeflediğini belirten Evin, “Ülkemizde düzenlenecek İslami Dayanışma Oyunları’nda ve dünya şampiyonasında, bu yılki hedefim katıldığım her müsabakada altın madalya. En önemlisi de 2024 Paris Olimpiyatları. Kadınlar tarihinde ilk defa 2020 Tokyo’da olimpiyat üçüncülüğü elde ettik. Ben de ilk defa olimpiyatlara geçen sene katılmıştım, inşallah 2024 Olimpiyatlarında da olmayan altın madalyamızı ben alırım.” diye konuştu. Güreşe başlamak isteyen kadın sporcu adaylarına yönelik de Evin, “Mücadele ruhunu hiçbir şekilde bırakmayan kendine inanan kızlar olsunlar, sonuçta biz başardık neden onlar da başarmasın. Daha iyi rol model olabilmek için başarılarımızla karakterlerimizle elimizden geleni yapıyoruz. İnanırlarsa onlar da hayal ettikleri her şeye emekleriyle, alın teriyle kavuşacaklardır.” ifadelerini kullandı.
İlk Avrupa şampiyonluğunda nasıl bir duygu yaşadığına ilişkin soru üzerine milli güreşçi, “İlk kez yıldızlar ve gençlerde şampiyon olduğum zaman bu şampiyonlukların çok farkında olamıyorsunuz. Bana güreşte 7 yıllık aradan sonra tekrar İstiklal Marşı’nı okutmak ve bayrağımızla minderde tur atmak nasip oldu. İlk başta bu hayal gibiydi çünkü önümüzde şampiyon olmuş sporcu yoktu. Yasemin (Adar) ablayla aslında başlamış oldu, o Avrupa ve dünya şampiyonu oldu. Bizlerin de başaracağımıza olan inancımız arttı. Bu şampiyonluğu hep bekliyordum.” ifadelerini kullandı. Avrupa’da birçok madalya kazandığını ancak şampiyonluğun bambaşka bir duygu olduğunu dile getiren Evin, “Tabii büyüklerde Avrupa şampiyonluğu ile tarihe geçmiş oluyoruz, o yüzden çok mutlu ve gururluyum. İnşallah devamı gelecek, özellikle büyükler dünya şampiyonasında da elde ettiğim bronz madalyaları altına çevirmek istiyorum.” dedi. Buraya gelene kadar birçok dönüm noktaları yaşadığını belirten Evin, “İmkansızlıklar ve sakatlıklar vardı, kadın güreşi yeni olduğu için tırnaklarımızla kazıyarak gelmek zorunda kaldık. Siirt’te 2009’da Gençlik ve Spor Kulübünde başladım, orada antrenörüm çok yardımcı oldu. Tabii Siirt’teki imkanları düşünürsek zorlu bir süreçti. Sonra Yalova Kulübünde güreştim, ENKA Spor’da güreştim, şu an Ankara Büyükşehir Belediyesi Fomget Spor Kulübündeyim. Erkeklerle aynı şartlarda değildik, imkanlarımız zordu. Şimdi çok şükür her şey daha iyiye gitmeye başladı.” değerlendirmesinde bulundu. Kadın güreşindeki iyileşmelerin kazandıkları başarılarla da orantılı geliştiğini, eşinin de milli güreşçi olmasının ayrıca avantaj olduğunu vurgulayan Evin, “Eşim Haydar Yavuz, Serbest A Milli Takım’da 70 kiloda ülkemizi temsil ediyor. Kendisinin de Avrupa ve dünya ikinciliği var, başarılı bir sporcu, tecrübeleriyle bana çok katkı sağlıyor. Çünkü bu sporu tek başına yürütmek de çok zor. Bireysel bir spor ama arkada çok fazla bir ekip işi var. O da sağ olsun hep destekliyor, ona buradan teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Milli güreşçi, kalabalık bir ailede büyüdüğünü, başarılı olarak ailesinin gurur kaynağı olmak istediğini belirterek, başa dönecek olsa yine güreşçi olmak isteyeceğini ifade etti. Güreşe başlama hikayesinin anlatıldığı “Siirt’in Sırrı” isimli belgeselle ilgili de milli güreşçi, şu bilgileri verdi: “2009 yılında güreşe başladıktan sonra 2010 yılında yıldızlarda ilk Avrupa şampiyonluğuna ulaştım. Yönetmenimiz İnan Temelkuran ve eşi Kristen Stevens mücadele sporu yapan kadınlar üzerine bir belgesel çekmek istiyor. Benimle görüştüler, çok duygulanmıştı, çok etkilenmişti. Sonra çekimler için Siirt’e geldiler, oradaki hikayem onları çok etkiledi ve belgeseli tamamen benim üzerimden devam ettirmek istediler. 2011 yılında bütün Avrupa şampiyonalarıma, turnuvalarıma geldiler, okul hayatımı, aile hayatımı çektiler. Tamamen güreşe odaklanmıştım onlar da beni etkilememek adına dışardan bir seyirci olarak sürmüştü belgesel ve 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi belgesel ödülü kazandı.”
Akdeniz Oyunları’nda yine şampiyonluk hedeflediğini belirten Evin, “Ülkemizde düzenlenecek İslami Dayanışma Oyunları’nda ve dünya şampiyonasında, bu yılki hedefim katıldığım her müsabakada altın madalya. En önemlisi de 2024 Paris Olimpiyatları. Kadınlar tarihinde ilk defa 2020 Tokyo’da olimpiyat üçüncülüğü elde ettik. Ben de ilk defa olimpiyatlara geçen sene katılmıştım, inşallah 2024 Olimpiyatlarında da olmayan altın madalyamızı ben alırım.” diye konuştu. Güreşe başlamak isteyen kadın sporcu adaylarına yönelik de Evin, “Mücadele ruhunu hiçbir şekilde bırakmayan kendine inanan kızlar olsunlar, sonuçta biz başardık neden onlar da başarmasın. Daha iyi rol model olabilmek için başarılarımızla karakterlerimizle elimizden geleni yapıyoruz. İnanırlarsa onlar da hayal ettikleri her şeye emekleriyle, alın teriyle kavuşacaklardır.” ifadelerini kullandı.