Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu Adam Türkiye’nin Soros’uydu” dediği Gezi kalkışmasının finansörü Osman Kavala’nın hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmasının ardından muhalefetten eleştiriler gelmeye devam ediyor.
Son olarak CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde yaptığı konuşmada, ‘Osman Kavala’ üzerinden Türkiye’yi Avrupa’ya şikayet etti.
Böke yaptığı konuşmada, “Bugün sizlere son derece siyasi ve hukuka aykırı bir süreçle özgürlüklerinden mahrum bırakılan insanlardan bahsetmek istiyorum. 2013’te, Türkiye’de ülke çapında milyonlarca kişinin katıldığı Gezi Parkı protestolarıyla ilgili sözde yargısal süreçle mağdurların özellikle sosyal haklarını savunmak için mahkemeden mahkemeye koşan insan hakları savunucusu Can Atalay. Tüm hayatını kent hakkını savunmaya adamış ünlü mimar ve Mimarlar Odası yöneticisi Mücella Yapıcı. Becerilerini daha yaşanabilir şehirler inşa etmek için halkın hizmetine sunan şehir plancısı Tayfun Kahraman. İnsan hakları savunucusu, iş insanı Osman Kavala. Ve süre sınırı nedeniyle burada adını sayamadığım birçok insan. Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, diğer sanıklara ise sözde suçuna yardım ettikleri iddiasıyla 18 yıl hapis cezası verildi. Siyasi bir kararla özgürlüklerinden mahrum bırakılanlar işte anlattığım bu insanlar. Mücadeleleriyle demokrasiye hayat veren insanlar. İşte bu yüzde hukuksuz ve son derece siyasi yargılama süreçleriyle hayat verdikleri bu değerler de hapsediliyor.” ifadelerini kullandı.
“Bu kararın ve yargılamanın son derece siyasi olduğunu lafın gelişi söylemiyorum” diyen Böke, “Bu sürecin siyasi olduğunu göstermek için birkaç örnek verebilirim. Yargılamayı yöneten atanmış hakimlerden biri iktidar partisinde siyasi pozisyonlara aday olmuş birisi. Bu kararı o verdi. Yargılananlar daha önce beraat etmişti. O zamandan beri dosyaya yeni bir kanıt eklenmedi. Şimdi aynı delillerle beraatten müebbet hapse gidiyor. Ne değişti? Siyaset. Yıllardır tüm duruşmalara katılan sanıklar “kaçma şüphesi” iddiasıyla tutuklandı. Hatta yargılananlardan Çiğdem Mater sırf bu duruşma için Almanya’dan Türkiye’ye döndü. Eğer kaçma şüphesi olsaydı, mahkemeye gelir miydi? Bu kararın hukuki değil siyasi olduğu açık. Dolayısıyla bunun siyasi yönüne ayna tutmak bize düşüyor. Buradaki siyasi amaç, halka, demokratik muhalefete, hak savunucularına gözdağı vermektir. Ve altını çiziyorum, bu yaptıklarını güçlü oldukları için zayıf oldukları için yapıyorlar. Bu yaptıklarını nedeni, bizlerin, demokrasiyi inşa etmek ve insan haklarını korumak için mücadele eden demokrasi güçlerinin elinde bulundurduğu güçtendir. Hiç şüphemiz yok ki ilkelerden söz eden ama bu ilkeleri eylemlere dökmeyen iki yüzlülüğün kazanmasına izin vermeyeceğiz. Ve demokrasiyi inşa edecek olan Türk halkının siyasi mücadelesidir. Hiç şüphem yok. Neden mi? Çünkü son yerel seçimlerde bunu yaptık. Neden mi? Çünkü Gezi’de şehrin yeşilini koruduk. Neden mi? Çünkü demokrasi, demokratlar onun için mücadele ettiği sürece yaşayacaktır. Bizlerin Türkiye’de demokrasiyi kuracağımızdan hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.