36 yıl önce nükleer felaketlerin yıkıcı etkilirini bütün dünyaya gösteren Çernobil’den hâlâ ders çıkarılmadı. Dünyada, nükleer enerjinin payı her geçen gün düşse de; Türkiye’de iktidarın ısrarıyla iki proje de sürüyor.
Haber Merkezi
Rusya-Ukrayna savaşıyla tekrar gündeme gelen Çernobil Nükleer Felaketi’nin üzerinden 36 yıl geçti. 26 Nisan 1986’da yaşanan ancak hâlâ bugün riskleriyle gündeme gelen santral, nükleerin tehlikeli bir enerji olduğunu gösteriyor. Küresel elektrik üretiminde nükleer enerjinin payı her geçen gün düşerken Türkiye başta olmak üzere birçok ülke radyasyon sevdasından vazgeçmiyor.
Küresel elektrik üretiminde nükleer enerjinin payı son 26 yılda yüzde 17,6’dan yüzde 10’a geriledi. Türkiye’de ise kamuoyu araştırmaları halkın yüzde 75’inin yaşadığı yerde nükleer santral istemediğini gösteriyor. Ekosfer Derneği, Çernobil nükleer kazasının 36. yıldönümünde nükleer enerjinin Türkiye ve dünyadaki durumunu değerlendiren bir rapor yayımladı. “Nükleer Enerji ve Türkiye-2022” başlıklı rapora göre küresel elektrik üretiminde nükleer enerjinin payı düşmeye devam ediyor. Avrupa’da Almanya’da son nükleer reaktörlerini kapatmaya hazırlanırken, yeni nükleer santral inşaatlarında ise Çin başı çekiyor. Türkiye’de ise kamuoyu araştırmaları, nükleer enerjinin en çok istenmeyen elektrik üretim biçimi olduğunu gösteriyor. Her dört kişiden üçü yaşadığı yerde nükleer santral istemediğini söylüyor.
PAYI DÜŞÜYOR
Rapora göre, yapımı süren 52 reaktörden 19’u gecikmiş durumda. Yeni reaktör yapan ülkeler içinde Çin 16 reaktörle öne çıkarken, Almanya yıl sonunda kalan üç nükleer reaktörünü de kapatarak, nükleersiz ülkeler safhına katılmaya hazırlanıyor..
İNŞAAT SÜRÜYOR
Nükleer Enerji ve Türkiye raporunun Türkiye bölümünde yapımı süren Akkuyu Nükleer Santralı’ndaki son durum ele alındı. Santralın dördüncü reaktörü için inşaat lisansı alınan projede son bir yılda artan kazalara ve işçilerin protestolarına dikkat çekildi. Rusya’ya uygulanan ekonomik ambargonun Akkuyu’yu etkileyip etkilemeyeceği konusu henüz net değil denirken, Akkuyu’da 15 yıl boyunca Rusya’ya ödenecek ve 32 milyar doları geçecek alım garantisinin yap-işlet-devret projelerine benzediği vurgulandı. Tüm yabancı firmaların çekildiği Sinop projesinde ise tartışmalı ÇED raporu ile çevre düzeni planlarına karşı açılan davaların reddedildiği hatırlatıldı.
Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, nükleer enerjinin dünyadaki durumunu, “Nükleer enerjinin Çernobil ve Fukuşima kazaları ile artan maliyetler nedeniyle elektrik üreten diğer kaynaklara kıyasla şansı azaldı” sözleriyle özetledi. Türkiye’de ise nükleer enerjinin güneş ve rüzgara göre çok pahalı olduğuna dikkat çeken Gürbüz, “Son ihalelerde oluşan fiyatlara bakarsak, güneş santrallarının aynı elektriği nükleere göre 10 kat daha ucuza üretir hale geldiğini görüyoruz. Rusya’ya verilen alım garantisinin büyüklüğü de düşünülürse, Akkuyu projesi durdurulmazsa bütçede büyük bir delik açacak” ifadelerini kullandı.
İZMİR 15 YILDIR NÜKLEER ATIKLARLA YAŞIYOR
İzmir’in Gaziemir ilçesinde Emrez Mahallesi’ndeki 15 yıl önce tespit edilen Gaziemir eski kurşun döküm fabrikasının bahçesindeki tehlikeli atık ve radyoaktif maddelerin halen temizlenememesi bölgeye ciddi zarar veriyor.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Çernobil felaketinin 36’ncı yıldönümünde fabrika önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda da katıldı. Basın açıklamasını okuyan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Sekreteri Ahmet Mustafa Güleş, “15 yıllık zaman diliminde İzmir halkı nükleer atıklarla birlikte yaşamaya devam ediyor. Nükleer atıkların nasıl İzmir’e geldiği ve bu alanda gömüldüğü, bu konuda hangi işlemlerin yapıldığı konularında ise bu güne kadar hiçbir açıklama kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Bu sorumluluk merkezi ve yerel idarelerin tamamına aittir. Bu örneklerin bir daha yaşanmaması adına, alanın temizlenmesi ve sorumluları ile ilgili gereğinin yapılması için tüm kararlılığımızla mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun