26 Nisan 1986’da, Sovyetler Birliğinde Kiev’e 110 Km uzaklıkta bulunan Çernobil Nükleer Santralinde meydana gelen kaza ve patlama sonucu dünyanın en büyük nükleer felaketinin üzerinden 36 yıl geçti. Felaketin üzerinden 36 yıl geçmesine rağmen, meydana gelen kazanın sonuçları günümüzde de hissediliyor. Santral alanında atık havuzu ve diğer depolama alanlarında kullanılmış yakıt ve birçok radyoaktif materyal bulunuyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile birlikte Çernobil santralinden uzun süre bilgi akışı sağlanamadı. Diğer taraftan Zaporijya Nükleer Santralı’nda yaşanan çatışma, nükleer santralların kaza riski dışında savaşlarda hedef olabileceklerini gösterdi. Nükleer santrallerin terör saldırılarına hedef olabileceğini gösteren birçok araştırma bulunuyor. Santrallerin tüm çevresel riskleri ile birlikte güvenlik riskleri de tartışılıyor.
Dünya nükleer santrallerden vazgeçme sürecine girerken, ülkemiz Mersin/Akkuyu, Sinop/ İnceburun, Kırklareli/ İğneada’da planlanan nükleer santraller ve Akkuyu ve Sinop’ta devam eden yapım süreçleri ile büyük çevresel ve yaşamsal risklere itiliyor. Santrallerin ÇED Raporlarının yetersizliğine yönelik hukuki süreçler ve itirazlar dikkate alınmadı. Yapım sürecinde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan eksiklikler riskin boyutunu da büyütmeye devam etmektedir.
Kentimizde; İzmir Gaziemir’de 1940 lı yıllarda kurulan Aslan Kurşun Fabrikası sahasında 2007 yılında tespit edilen ve 2013 yılında, 8 yıl önce, 5 milyon 79 bin 900 TL ile tarihin en büyük çevre cezasının kesildiği bildirilen, 2020 yılında cezası onanan tehlikeli ve nükleer atıklar ile ilgili olarak 2022 yılına geldiğimiz 15 yıllık zaman diliminde İzmir Halkı nükleer atıklarla birlikte yaşamaya devam ediyor.
Nükleer atıkların nasıl bertaraf edileceğinin cevabı bulunmazken, Gaziemir’de radyoaktif atıkları alandan temizleyemeyen, bertaraf edemeyen, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) güncel adı ile Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, nükleer santral atıklarının yönetiminden de sorumlu ve ülkemizin farklı bölgelerinde nükleer atık bertaraf alanları oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütülüyor.
Çevre Bakanlığı tarafından Geri Dönüşüm tesisi olarak lisans almış, atıklarımızı mevzuatlarımıza uygun olarak bertaraf etmekle yükümlü olan, lisanslı ve denetimleri gerçekleştirilen bir firmanın bahçesinde bulunan atıklar hala yerinde, sorumlular yok, çözüm yok, kamuoyunu bilgilendirme yok, Çevre Bakanlığı ve Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu nerede?
Nükleer santralleri mutfak tüpünden daha az tehlikeli gören, ülkemizde nükleer santralleri bir an önce gerçekleştirme yarışına giren, ÇED süreçlerini halkın katılımını engelleyen yönetimlerin; Gaziemir’de radyoaktif atıklarla ilgili tutumu; Ülkemizde ve Kentimizde yaşamlarımızın nasıl hiçe sayıldığının önemli bir göstergesidir. Nükleer atıkların nasıl İzmir’e geldiği ve bu alanda gömüldüğü, bu konuda hangi işlemlerin yapıldığı konularında ise bu güne kadar hiç bir açıklama kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Bu sorumluluk merkezi ve yerel idarelerin tamamına aittir. Bu örneklerin bir daha yaşanmaması adına, alanın temizlenmesi ve sorumluları ile ilgili gereğinin yapılması için tüm kararlılığımızla mücadeleye devam edeceğiz.
Ülkemizi nükleer santral macerasına kontrolsüz bir şekilde hızlandıran yönetimler; 15 yılda İzmir Kentinin ortasında bulunan nükleer atıkların nasıl kimin tarafından geldiğini açıklamadığı gibi alanını temizlenmesine yönelik hiç bir çalışma yapamamıştır. İzmir deki nükleer atıkları 15 yıldır çözemeyen yetkililer nükleer santrallerin geri dönüşü olmayan risklerini nasıl yöneteceklerdir?
Çernobil Nükleer Faciası, Fukuşima felaketi ve sonrasında yaşananlar ve ortaya çıkan gerçekler ve Kentimizde Gaziemir nükleer atıklar süreci bir kez daha göstermiştir ki Nükleer Santral macerasından vazgeçilmelidir.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak; kamusal ve toplumsal sorumluluğumuz gereği Gaziemir’i birlikte takip ettiğimizi bir kez daha yineleyerek cevabını alamadığımız sorularımızı tekrar tekrar sormaya devam ediyoruz,
· Gaziemir`de depolandığı anlaşılan radyoaktif ve zehirli maddelerin bölgeden uzaklaştırılması konusunda neler yapılmıştır? Alan ne zaman temizlenecektir?
· Bölgeden uzaklaştırılacak atık miktarı nedir nerede bertaraf edilecektir?
· Alanda mevcut kirlilik ve etkilerine yönelik izleme ve ölçümler düzenli olarak gerçekleştirilmekte midir?
· Bölgede sağlık taraması ve izleme çalışması yapılmış mıdır?
· Ülkemize girişi yasak olan nükleer atıkların bölgeye nasıl geldiği konusunda çalışmalar nelerdir?
· Sürecin sorumluları hakkında yürütülen hukuki süreç ve çalışmalar nelerdir?
· Firmaya kesilen Çevre Cezası ile ilgili süreç nedir?
· Ülkeye girişi yasak olan atıkları, bahçesine gömen ve başka bir alanda faaliyetine devam eden firma ile ilgili yürütülen süreçler nelerdir?
· İlgili Kurumların alanda yürütülecek çalışmalara ilişkin programı, takvimi ve süreci nedir?
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak, konunun takipçisi olduğumuzu bir kez daha vurguluyor; ilgili kurum ve kuruluşları sorularımızın cevaplanması, kamuoyunu bilgilendirme ve bu süreçte görevini ihmal eden ilgili kurum ve kuruluşlar ile ilgili gerekli idari ve adli süreçlerin yürütülmesi için gereğinin yapılması çağrımızı tekrarlıyoruz…
Gaziemir’i Unutmuyoruz…
Unutturmayacağız…
Çözüm İçin Güçlü Örgütlü Mücadelemizden Vazgeçmeyeceğiz….
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı