Gazetemiz yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşe yazısında, milyonlarca yurttaşın kamu kurumlarına ait internet sitelerindeki kişisel bilgilerinin çalınıp satıldığı iddiasına ilişkin çarpıcı bilgilere yer verdi.
“500 liraya satılık mahrem” başlıklı yazısında Pehlivan “Dilediğiniz insanın adreslerinden cep telefonlarına kadar her bilgisi herkese açık şekilde para karşılığı satılıyor. Özellikle hırsızların, katillerin ve teröristlerin bu parayı verdiği konuşuluyor” dedi.
On milyonlarca insanın tüm kişisel bilgileri çalındığını belirten Pehlivan, “En güncel verilerin her isteyene 10 bin liraya satıldığı kulağıma geliyor. İnternetten kolayca girilen açık bir site üzerinden ise tüm Türkiye’deki insanları aylık sınırsız sorgulamanın bin liraya yapılabildiği söyleniyor” diye yazdı.
Pehlivan’ın yazısı şöyle:
“Diyelim ki ailece tatildesiniz. Mutlu anlarınızı Instagram hesabınızdan paylaştınız. Döndünüz ve gördünüz ki evinize siz tam tatildeyken hırsız girmiş…
Diyelim ki boşandığınız eşinizin tehditlerinden korkup farklı bir adrese taşınmaya karar verdiniz. Telefon numaranızı ve hatta çevrenizi bile değiştirdiniz. Bir gün yeni evinizden çıkarken sizi öldürmek isteyen o eski eşi kapınızın önünde gördünüz…
Diyelim ki hiç ilginiz yokken bir terör suçu işlediğiniz iddiasıyla gözaltına alındınız. Sizi sorgulayan savcı, adınıza kayıtlı bir telefon numarasının suç sırasında kullanıldığını ortaya koydu…
Uzatabilirim lakin, gerek yok. Ama anlayın artık, on milyonlarca insanın tüm kişisel bilgileri çalındı. En güncel verilerin her isteyene 10 bin liraya satıldığı kulağıma geliyor. İnternetten kolayca girilen açık bir site üzerinden ise tüm Türkiye’deki insanları aylık sınırsız sorgulamanın bin liraya yapılabildiği söyleniyor. Herkesin girebileceği bir Telegram grubunda aynen şöyle yazan bir duyuru bile gördüm:
“Bayrama yakın olduğumuz için: TC.den seri no, aile, GSM, mail, vesikalık, adres…
Toplu bir arada panel yüzde 50 indirimle 500 lira!”
Okurken şaşkınlığımdan ağzımı elimle kapatıyorum, yazarken yaşanabilecekleri düşünüp acı çekiyorum. Dilediğiniz insanın adreslerinden cep telefonlarına kadar her bilginin herkese açık şekilde para karşılığı sunulmasından bahsediyorum. Özellikle hırsızların, katillerin ve teröristlerin bu parayı verdiğini yazıyorum.
İddia o ki veriler hem ÖSYM’den hem de Sağlık Bakanlığı sisteminden çalındı. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Halk Sağlığı Yönetim Sistemi’ndeki açıklardan sızıntı olduğu düşünülüyor. Türkiye’nin şu an dijital sırları koruma konusunda 110 ülke arasında 96. sırada olduğunu da hatırlatarak konunun başka bir yönüne geçeyim.
KİM İSTEDİ O VİDEO ÇEKİMİNİ
Gazeteci İbrahim Haskoloğlu bu skandalı duyurduğu için tutuklandı. Kendi deyimiyle “önlem alması için devlete yardım etmek” istemişti ancak kapısını çaldığı devlet onu cezalandırdı. Şimdi yatarı olmayan bir suçlamayla hapiste.
Meğer, Haskaloğlu kendisini cezaevinde ziyaret eden CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e akıl almaz bir olayı da anlatmış. Özgür Özel de ilk kez Halk TV’deki “Açıkça” programında özetleyerek aktardı:
“Haskoloğlu şöyle bir şey anlattı bana… Tam cezaevi binasına girerken polislerden birinin telefonu çaldı. ‘Bunun cezaevi binasına girişinde videosunu çekin’ demişler. Polis arkadaşımız demiş ki, ‘Cezaevinde video mu olur, kim istiyor bunu?’ Israr etmiş karşı taraf. ‘Vallahi cezaevine sorun, olmaz, yaptırmazlar’ demiş polis.
Bir daha aramışlar, bu kez daha uzun konuşmuşlar, ‘peki’ demiş. Hatta şöyle olmuş… Haskaloğlu cezaevi binasına girerken videosunu çekmişler. ‘Olmadı, güzel çıkmadı’ demişler ve bir daha sokmuşlar. Bu kanunsuz bir emirse, İçişleri Bakanlığı’nın müfettişleri bu emri vereni araştırsın. Bir konuya da dikkat çekmek isterim, Adalet Bakanlığı’nın zaten orada kameraları var. Devlet bu bilgiyi istiyor olsa, elinde var zaten giriş kaydı. İçişleri Bakanlığı bunu talep etse usulüne uygun, alabilir. Yani devletin zaten elinde olan bir kayıt var. Devletin içinde olan birileri alternatif kayıt istiyor. İçişleri Bakanlığı hemen soruşturma başlatmalı, oradaki o polislere kanunsuz emri veren kim?”
İçişleri Bakanlığı düzenli olarak şu SMS’i atar herkese: “Sizi polis, asker veya savcıyım diyerek arayıp, hesap ya da kimlik bilgileriniz terör örgütünün eline geçti gibi sözlerle sizden para veya banka hesap bilgilerinizi isteyen dolandırıcılara itibar etmeyiniz. Çünkü devlet para ve hesap numarası istemez.”
Gerçekle yalan, kurguyla yaşam, hukukla suç birbirlerine çok yakın artık.”