MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gezi Davası sonucu Osman Kavala‘ya verilen müebbet cezasına ilişkin konuşan Bahçeli “Yargıya saygı duyulmalıdır. Konu üzerinde uzun yıllar tartışmalarla, bunu önlemeye çalışanlar da yargının bu kararına saygılı olarak her şeyi kabullenmek durumunda olmalıdır” dedi.
Süleyman Sazak’ın Kavala tweet’i
Bahçeli, “Osman Kavala’yı ideolojik olarak kendimden farklı görürüm. Bugünden itibaren Osman kardeşimdir, adalet bu kararı verenlere haramdır” şeklinde bir paylaşımda bulunan eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Sazak için de “Sayın Süleyman Sazak’ın bizimle bir ilişkisi kalmamıştır” yanıtını verdi.
‘Şahsen uyarmıştım’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında ise elektrik fiyatlarına gelen zammı protesto eden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘nun elektriklerinin kesilmesine ilişkin “CHP Genel Başkanı ise hangi provokasyonu servis edeceğini şaşırmış durumdadır. Kılıçdaroğlu’nun beklendiği üzere elektriği kesilmiştir. Elbette olacağı buydu, şahsen uyarmıştım” dedi.
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
Değerli milletvekilleri, değerli basın mensupları haftalık meclis grup toplantımızda sizlerle paylaşmayı arz ettiğim düşüncelerime geçmeden önce hepinizi selamlıyorum. Bugünkü toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Bu ay içinde tutulan oruçların, edilen duaların kabul olmasını niyaz ediyorum. Ramazan kalp temizliği için bir fırsat, günahlardan arınmak için manevi bir tahsisattır.
İnsan esas itibariyle efalinden sorumludur, yani fiil ve eylemlerimizle hakikat yolunda, Allah yolunda, dengeli, tutarlı, adam gibi bit hayatı iliklerimize kadar yaşamaya müstehak oluruz. Kadir gecesinin nimetleriyle müşerref olabilmeyi Rabbimden diliyoruz. Türk İslam aleminin Kadir gecesini tebrik ediyorum. Ayrıca bu gecenin nice manevi ikrama kapı aralamasını gönülden niyaz ediyorum. Biz kader biliriz, kanaat biliriz, kıymet biliriz, vefa biliriz. Ancak ihanet, iftira, icbar, ihtiras bilmeyiz. Niye diye soran varsa cevabını vereyim; biz Türk sevdalısı MHP’yiz.
‘Çıkarlarımızı egemenler güçlere teslim etmek isteyenler faal haldedir’
MHP ve Cumhur İttifakı milletimizin bekası için önemli bir görevle karşı karşıyadır. Maruz kaldığımız tehditler, küresel senaryoların bölgemizde gösterime sokulan sahnesinden başka bir şey değildir. Milli çıkarlarımızı sömürge hesaplarına, egemen güçlerin inisiyatiflerine teslim etmek isteyenler faal haldedir.
Dünyanın enerji ve su kaynaklarını kontrol etmek isteyen emperyalizm, hunhar oyunlar peşindedir. Büyük çoğunluğu din kardeşimiz olan coğrafyalarda nefret, zulüm körüklenmektedir. Buralarda gaz petrol bitmedikçe savaşlar bitmeyecektir.
Afrika’nın bir ucundan Asya’nın bir ucuna kadar milyarlarca insan bir lokma ekmek ve haysiyet mücadelesi için canını dişine takacaktır. Bugün milyarlarca insan kendi emeğiyle ayakta durmalı, huzur içinde yaşamalı. Sahip olduğu kaynakları refahı için kullanmak istemeli. Kaldı ki bu istek haklıdır ve meşrudur. Bu masum talepleri sekteye uğratmak maksadıyla adına bazen terörizmi önlemek, bazen demokrasi kazandırmak denen küresel baskı ve dayatma mekanizması sürekli canlı tutulmaktadır.
Terörizm büyük ve bereketli toprakları sömürmenin, parçalamanın bugünkü halidir. Bunun adı 19. yy’da şark meselesiydi. Terörizm aynı zamanda hedef ülke ya da ülkelerin içişlerine karışmaktır. Bunları zaman için de fiilen ele geçirmenin de gerekçesi olarak değerlendirilmiştir. Bugün bunun adı da medeniyet götürmektir.
Milletiyle birleşip küresel yağmaya direnen liderler ve hükümetler indirilmek istenmektedir. Milli egemenliğe dayanan demokratik yönetimlerin dış müdahalelerle tasfiyesi artık hayaldir. Bu aşamada bilhassa Türkiye geri dönülemez bir yoldadır. 1954 yılında elim bir uçak kazasında hayatını kaybeden merhum Remzi Oğuz Arık hocamız der ki “Vatan alalede bir toprak parçası değildir. Müsterek tarih toplumları millet yapar. Toprak çiğnene çiğnene vatan olur”
Türk milleti son sözünü Malazgirt’te söylemiş, vatan sedasını can pahasına üflemiştir. O günden bugüne vatan tektir, adı Türk’tür. Binlerce yıldır millet tektir, adı Türk’tür. Bunun dışında her arayış maceradır. Dün işgalciler denize süpürülmüştü, bugün ise teröristler görüldükleri her yerde gömülmektedir. Türk milleti terörün belini kıracaktır. Teröristler döktükleri şehit kanlarında boğulacaktır. Bu meselenin başka yolu yoktur. Türkiye’ye silah çekenler, pusu kuranlar, nifak üretenler, topraklarımıza musallat olanlar doğduklarına bin pişman olacakları gibi bedelini de ağır şekilde ödeyeceklerdir.
Pençe-Kilit harekatı
Cumhuriyetin 100. yıldönümünde terör belası Türk milletinin makus talihi olmaktan kesinlikle çıkarılacaktır. Terörün kaçacağı yer kalmamıştır. Teröristlerin ülkemize sızma sahaları kapatılmıştır. Pençe-Kilit harekatıyla bu bölgede de bayram temizliği yapılmaktadır. PKK/YPG için emniyetli hiçbir bölge yoktur. Bölücü terör örgütü psikolojik yıkım içindedir. Hainler nerede barınıp saklanıyorsa meşru hedef orasıdır ve hepsinin sonu gelmiştir. Hava harekatları ile terör örgütünün hayat damarları kesilmiş ve koparılmıştır. Terör elebaşları nokta operasyonlarla imha edilmiştir. 17 Nisan 2022 tarihinde Pençe Kilit Harekatı başlatılmıştır, terör barınakları yerle bir edilmiştir. Hainler başlarını mağara deliklerinden çıkaramaz hale gelmişlerdir.
270 kilometre uzunluğundaki alan A’dan Z’ye güvenliğe kavuşturulacaktır. Terörist Duran Kalkan operasyonların devam etmesi halinde sözde savaşı şehirlere taşıyacağını söylemiştir. İnanıyor ve kahramanlarımıza güveniyorum ki başta bu terörist Kalkan olmak üzere terör elebaşlarını cezalandıracakları günler uzakta değildir. Bir yiğidimiz Türkiye’yi tehdit etmeye kalkan hainlerin ya leşini yere serecek ya da başlarına çuval geçirerek Türk adaletine teslim edecektir. Şerefini kaybetmiş bir insan yaşayan ölüdür. Türk milleti bu canileri affetmeyecektir. Teröristlerden 8’inin Ermeni, 5’inin Fransız, 7’sinin ABD’li, 5’inin İngiliz 3’ünün Alman olduğu anlaşılmıştır. Terörle mücadele koynunda haç taşıyanlara karşı hilalin duruşudur. Terörle mücadele, batıya hizmet edenlere karşı hakkın teslim olmaz ruhudur. Bunlara destek olan namertler de aynısıdır.
Altılı masa
Toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Her biri kendine yontuyor. Birbirine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar, dedikodu yapıyorlar, sonra dönüp birbirlerinin gönlünü almaya çalışıyorlar. Bunların dilinde şehitlerimize rahmet yok, teröristlere tepki yok, gelecekle ilgili umut yok, yüzlerinde meymenet yok. Zillet İttifakı’nın güçlendirilmiş parlamenter sistem dolduruşuna getirip yuvarlak masa bildirilerini hazırlayan dış güçlerdir. Zillet ittifakı Türkiye’nin tarafında değildir, yol haritaları muğlaktır. Zillet ittifakının tarafı Türk milletinin önüne konulmuş takozdur.
Kılıçdaroğlu’nun elektrik kesintisi
CHP Genel Başkanı ise hangi provokasyonu servis edeceğini şaşırmış durumdadır. Kılıçdaroğlu’nun beklendiği üzere elektriği kesilmiştir. Elbette olacağı buydu, şahsen uyarmıştım. Hatta Kılıçdaroğlu’na bütün il teşkilatlarımızın birer kandil göndermesini söylemiştim. Nasıl olsa Kandil’e ümit bağlamıştı, biz de ışık saçan kandili adrese teslim etmiştik. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı karanlıktır, kumpastır. Bazı siyasi odaklar da faturayı ödemek için sıraya giriyor. Bunların hepsi aynı torbadan çıkmış gibidir. Kılıçdaroğlu’nun faturasıyla ilgili iddiası kuyruklu yalandır. Kılıçdaroğlu fellik fellik karanlıkları dolaşırken kimse unutmasın ki Türkiye’nin varlık ışığını söndürmeye asla güç yettiremeyecektir. Sayın Kılıçdaroğlu bilmelisin ki Türkiye’yi karanlığa boğamayacaksın.
‘Ben şahsen uyarmıştım’
CHP Genel Başkanı ise hangi provokasyonu servis edeceğini şaşırmış durumdadır. Kılıçdaroğlu’nun beklendiği üzere elektriği kesilmiştir. Elbette olacağı buydu, şahsen uyarmıştım. Hatta Kılıçdaroğlu’na bütün il teşkilatlarımızın birer kandil göndermesini söylemiştim. Nasıl olsa Kandil’e ümit bağlamıştı, biz de ışık saçan kandili adrese teslim etmiştik. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı karanlıktır, kumpastır. Bazı siyasi odaklar da faturayı ödemek için sıraya giriyor. Bunların hepsi aynı torbadan çıkmış gibidir. Kılıçdaroğlu’nun faturasıyla ilgili iddiası kuyruklu yalandır. Kılıçdaroğlu fellik fellik karanlıkları dolaşırken kimse unutmasın ki Türkiye’nin varlık ışığını söndürmeye asla güç yettiremeyecektir. Sayın Kılıçdaroğlu bilmelisin ki Türkiye’yi karanlığa boğamayacaksın. Korkunun palazlandığı yer karanlıktır, Kılıçdaroğlu’nu da korku dağları sarmıştır. Gökyüzü güneş olsa millet yoksa, vatan yoksa, asıl karanlık işte o zamandır. Bu karanlığın müdafaası zillet ittifakı eliyle yapılmaktadır. Zillet ittifakı 2023 yılının haziran ayında kaybedecektir.
‘1915 olayları teklifi’
Muhterem arkadaşlarım 23 Nisan’ın bir gün öncesinde TBMM’de HDP’li bir müptezel tarafından sunulan kanun teklifinde sözde Ermeni soykırımının tanınması istenmiştir. TBMM çatısı altında diasporanın bir ajanı yer almaktadır. Böylesi bir zelilin, böyle bir fitnecinin TBMM’de yer alması hepimiz adına zuldür. Bu kokuşmuş milletvekilinin kimlerle dayanışma içinde yer aldığı ortadadır. TBMM, gözümüzün içine baka baka Türk milletine soykırımcı diyenlerin barınacağı bir mekan asla değildir. 1915 olaylarının içyüzünü, perde arkasını saptırmak bir defa tarih suçudur, Türk milletine saygısızlıktır. Bu sözde soykırımı tanıyan varsa yeri ve adresi TBMM olamaz, olmamalıdır. HDP’li bölücü milletvekilinin teklifine CHP’de sadece ‘herkes kendi işine baksın’ gibi bir eleştiri gelmiştir. Bu sadece hadsizlik değildir. Bize göre şerefsizliğin daniskasıdır. CHP’li bir milletvekili de sözde soykırım yalanının peşine takılmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu elektrikle ilgili konuştuğun kadar sözde soykırımla ilgili konuşacak mısın?
Biden’a ‘soykırım’ tepkisi
Biden’ın sözde soykırımdan bahsetmesi hukuksuzdur, kınanmayı da hak etmektedir. Osmanlı hikmeti pek çok mühim ve acil sebeplerden dolayı 27 Mayıs 1915 tarihinde zorunlu göç kararı almıştır. 1915 kararı doğru bir karardır, yine olsa aynısı sonuna kadar yapılmalıdır. 24 Nisan sendromu Türkiye ile ABD ilişkilerinde değişmez bir gerginlik konusu haline gelmişti. Bundan sonra ne söylerlerse söylesinler, ellerinden geleni ardına koymasınlar, artık bizim için yalnızca kuru gürültüdür. Ecdadımızla gurur duyuyoruz, kendi kanlı tarihlerine bakmayan, yüzü kızarmayan ülkeleri Allah’a havale ediyoruz. Soykırım 2. Dünya Savaşı dönemde hukuki anlam taşıyan bir terim olarak literatüre girmiştir. 1915 olaylarıyla ilgisi ve ilişkisi asla olamayacaktır. Türk milletini insanlığa karşı en ağır suç olan soykırım suçu işlemiş yaralı bir millet olarak işlemeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
HDP, PKK’nın ve Ermeni diasporasının çatlak sesidir, kirli tetikçisidir. Kürt kökenli kardeşlerimle hiçbir alakası yoktur. HDP demek cinayet demektir. Bu ASALA hayranlarının, bu yabancı odağın Türk siyasetinden silinip gideceği günler de yakındır.
Osman Kavala’nın cezası
MHP Genel Başkanı Bahçeli grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bahçeli, Osman Kavala kararına ilişkin “Hukukun kararına saygı duyulmalı” dedi.
Bahçeli Kavala hakkında ne söylemişti?
Bahçeli geçtiğimiz aylardaki bir grup toplantısında Osman Kavala’ya ilişkin Gezi’nin azmettiricisi diyerek “Kavala ile ilgili hüküm verilirse önce cezasını burada çekmesi, daha sonra da vatandaşlıktan çıkarılarak 10 büyükelçiden birinin ülkesine gönderilmesi artık zarurettir” ifadesini kullanmıştı.
Bahçeli’den Süleyman Sazak yorumu
MHP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Sazak için “Sayın Süleyman Sazak’ın bizimle bir ilişkisi kalmamıştır” yanıtını verdi.
Süleyman Sazak kimdir?
İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti’nde MHP’den Gümrük ve Tekel Bakanı olan Gün Sazak‘ın oğlu, Eski MHP Eskişehir milletvekili Süleyman Servet Sazak ocak ayında Devlet Bahçeli‘yi eleştirerek, MHP’den istifa etmişti.