MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elektriklerinin kesilmesine ve HDP Milletvekili Garo Paylan’ın Ermeni Soykırımı tanınsın teklifine tepki gösterdi.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle,
OPERASYON YAPILMAYAN TEK BÖLGE ZAP KALMIŞTI: Dün işgalciler deniz süpürülmüştü, bugün ise teröristler bulundukları her yerde gömülmektedir. Türk milleti terörün belini kıracaktır, teröristler döktükleri şehit kanlarında çırpına çırpına boğulacaklardır. Bu meselenin başka yolu, seçeceği yoktur. Türkiye’ye silah çekenler, pusu kuranlar, sınır güvenliğimizi ihlal edenler, insanımıza ve topraklarımıza musallat olanlar doğduklarına bin pişman olacakları gibi bedelini de çok ağır şekilde ödeyeceklerdir. Milli mücadele zaferle pekişerek vatan düşmandan temizlenmiş, 29 Ekim 1923’te cumhuriyet ilan edilmişti. Cumhuriyetin yüzüncü yıl dönümünde bu defa da düşman imalatı olan terör belası, bölücülük illeti Türk milletinin makus talihi olmaktan kesinlikle çıkarılacak. Terörün kaçacağı yer kalmamıştır. Operasyon yapılmayan tek bölge de Zap bölgesi kalmıştı. İşte Pençe-Kilit harekâtıyla bu bölgede hamdolsun bayram temizliği yapılmaktadır. PKK -YPG için emniyetli hiçbir yer yoktur. Bölücü terör örgütü psikolojik yıkım içindedir. Terör barınakları yerle bir edilmiştir. Terör örgütlerinin kafasına pençe darbeleri indirilmiş, sınırlarımız yılanlara, çiyanlara karşı kilitlenmiştir. Allah nazarlardan saklasın TSK destan yazmaktadır. Kanlı örgüt, saldırı ve toplu eylem yapabilme kabiliyetini yitirmiş, can çekişmeye başlamıştır.
TOPLANIP TOPLANIP DAĞILIYORLAR: Türkiye olağanüstü bir süreçten geçerken, zillet ittifakının en küçük bir destek mesajı paylaşan gördünüz mü? Zillet ittifakı iyice yoldan çıkmış, istikametini şaşırmıştır. 6+1 formatında 3. kez toplanan partilerin ortak açıklamasının Türkiye’nin anlayışla bağdaşan bir yanı var mıdır? Tarihsel emanetlerimize bağlılık zillet ittifakı açısından söz konusu mudur? Zillet ittifakı Türk milletinin ekmeğini yese de gavurun kılıcını sallamaktan rahatsızlık duymuyor. Kimin adına siyaset yaptıklarını bilmeyen yok. Toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Her biri kendine yontuyor. Birbirine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar, dedikodu yapıyorlar, sonra dönüp birbirlerinin gönlünü almaya çalışıyorlar. Bunların dilinde şehitlerimize rahmet yok, teröristlere tepki yok, gelecekle ilgili umut yok, yüzlerinde meymenet yok. Zillet ittifakının müşahidi yabancı ülkelerin Türkiye’deki sefirleridir. Zillet ittifakı Türkiye’nin tarafında değildir, yol haritaları muğlaktır. Zillet ittifakının tarafı Türk milletinin önüne konulmuş takozdur.
FATURAYI ÖDEMEK İÇİN SIRAYA GİRİYORLAR: CHP Genel Başkanı ise ne yapacağını, ne söyleyeceğini, hangi provokasyonu servis edeceğini şaşırmış vaziyettedir. Faturayı üç ay boyunca ödemeyen Kılıçdaroğlu’nun beklendiği üzere elektriği kesilmiştir. Bu çarpık zihniyet karanlıktan ülkemizin aydınlık ortamına gölge düşürmeye çalışmıştır. Elbette olacağı buydu, şahsen uyarmıştım, faturayı ödemezse elektriğinin kesilmesi gerektiğini ifade etmiştim. Hatta Kılıçdaroğlu’na insani ve vicdani destek olmak adına bütün il teşkilatlarımızın birer kandil göndermesini talimatlandırmıştım. Nasıl olsa Kandil’e yabancılık çekmiyordu, nasıl olsa Kandil’e ümit bağlamıştı. Biz de onun anladığı ve bildiği Kandil’i değil de ışık saçan kandili adrese teslim göndermiştik. Huylu huyundan vazgeçmiyor, karanlık emelleri olanların tercihi yine karanlıktan mesaj vermektir. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı karanlıktır, kumpastır, kumpanyadır. CHP Genel Başkanı, kalkmış içinde bulunduğu karanlıktan aydınlığı taşlıyor, bir hafta boyunca da karanlıkta oturacağını açıklıyor. “Önemli olan sesi duyurmaktı, bir hafta sonra faturayı ödeyeceğim” diyerek iç huzur ortamını karıştırmak, istismar çarkını döndürmekle uğraşıyor. Bazı siyasi odaklar da faturayı ödemek için kuyruğa giriyor. Alın birini vurun ötekine, bunların hepsi aynı tornadan çıkmış gibidir. Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturasıyla ilgili iddiaları, bu suretle 4 milyon hanenin elektriğinin kesildiğini ileri sürmesi kuyruklu yalandır. Yapılan resmi açıklamalar kapsamında, elektriği kesik abone sayısının 278 bin olduğu anlaşılmaktadır.
ASIL KARANLIK İŞTE O ZAMANDIR: Kılıçdaroğlu fellik fellik karanlıkları dolaşırken, karanlıktan rant elde etmeyi planlarken, hiç kimse unutmasın ki, Türkiye’nin hayat ve varlık ışığını söndürmeye asla güç yetiremeyecektir. Zillet ittifakının trafoları patlak, enerji nakil hatları kopuk, zihni ve siyasi santralleri ise bozuktur. Sayın Kılıçdaroğlu bilmelisin ki, Türkiye’yi karanlığa boğamayacaksın, iç ve dış mahreçli çıkarcı yarasalara bu aziz vatanı peşkeş çekemeyeceksin. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, ey Kılıçdaroğlu, ümitsizlik köyüne gitme, ümitler var, karanlığa doğru yürüme güneşler var. Korkunun palazlandığı yer karanlıktır. Kılıçdaroğlu’nu da korku dağları sarmıştır. Kafasının içi gece gibi karanlık düşüncelerle doludur. Bizim görüşümüze göre, gökyüzü güneş olsa, millet yoksa, vatan yoksa, bayrak dalgalanmıyorsa asıl karanlık işte o zamandır. Bu karanlığın müdafaası zillet ittifakı eliyle yapılmaktadır. Ancak korkunun ecele faydası yoktur. Zillet ittifakı 2023 yılının haziran ayında kaybedecek, altına imza attıkları ortak açıklamaları da başlarına külah diye geçirilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi karanlık emellere surdur, kararmış gecelere nurdur, kapanmış gönüllere ufuktur, kahramanca hedeflere uğurdur, milli kaderin de ilanihaye huzurudur.
GARO PAYLAN’IN TEKLİFİ: 23 Nisan’ın bir gün öncesinde, Gazi Meclisi’mizin 102’inci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken, TBMM’ne HDP’li bir müptezel tarafından sunulan kanun teklifinde, sözde Ermeni soykırımının tanınması istenmiş, çok şükür bu rezil teklif anında küstah sahibine iade edilmiştir. Maalesef TBMM’nin çatısı altında diasporanın bir ajanı bulunmaktadır. Sözde Ermeni soykırımıyla ilgili kanun teklifi hazırlamak ecdadımıza hakarettir, hıyanettir, su katılmamış bir müfteriliktir. Böylesi bir zelilin, böyle bir fitnecinin TBMM’de yer alması hepimiz adına bir züldür. Bu kokuşmuş milletvekilinin kimden cesaret aldığı, kimlerle dayanışma içinde olduğu ayan beyan ortadadır. Sözde soykırım iddiasının kanun teklifi olarak hazırlanması Türkiye’yi tahrik etmek ve milletimizi töhmet altında bırakmak için kurgulanmıştır. Herkesi uyarıyorum TBMM, Meşrutiyet Meclis’i değildir. Gayri Müslim azınlıkların meydan okuma yeri değildir. Gözümüzün içine baka baka Türk milletine katliamcı, soykırımcı diyenlerin barınacağı, bulunacağı, buluşacağı bir mekan asla değildir. Meclis-i Mebusan’da görev yapan ve Osmanlı’yı sırtından hançerleyen mesela Pastırmacıyan Efendi’nin, Papazyan Efendi’nin, Varteks Efendi’nin, Viramyan Efendi’nin dönemi çok gerilerde kalmıştır. Tarihi hadiseler günlük politikanın oyuncağı haline getirilemez. Gerçeğin özünü ve ana çizgisini hiç kimse sulandıramaz. 1915 olaylarının içyüzünü, perde arkasını, asıl mahiyetini saptırmak bir defa tarih suçudur, Türk milletine saygısızlıktır. Bu çatı altında sözde soykırımı tanıyan ve kabul eden varsa, bunu aklından dahi geçiren bulunuyorsa yeri ve adresi TBMM olamaz, olmamalıdır.
BABACAN’IN GEÇMİŞİ, ZİLLETİN TARİHİ DEĞİLDİR: HDP’li bölücü milletvekilinin teklifine CHP’den yalnızca “herkes kendi işine baksın” açıklamasıyla örtülü ve mahcup bir eleştiri gelmiştir. Esasen suç ortaklığı alenileşmiştir. Bazı siyasiler de özneyi gizleyip bu teklifi sadece hadsizlikle eş tutmuştur. Bu sadece hadsizlik değildir, bu tip cılız tenkitlerle geçiştirilecek bir mesele olmayıp bize göre şerefsizliğin daniskasıdır. Üstelik CHP’li bir milletvekili de sözde soykırım yalanının peşine takılmıştır. Fakat partisinden isabetli ve kayda değer tek bir itiraz gelmemiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, elektrikle ilgili konuştuğun kadar sözde soykırım iddialarıyla ilgili ne zaman konuşacaksın? Soruyorum sana, sözde soykırım palavrasına destek misin, değil misin? Yanında mısın, karşısında mısın? Selamsız Babacan boyunu fersah fersah aşarak, kanının gereğini yapmış ve “geçmişte yaşanan acıların faili biz değiliz” diyerek akıllara durgunluk veren bir mesaj paylaşmıştır. Ayrıca “hepimiz, karşılıklı anlayış çerçevesinde birbirinin yarasını sarmaya çalışan Anadolu insanları olmalıyız” sözleriyle akıldanelik yapmaya kalkışmıştır. Geçmişte acılar yaşanmıştır, ancak bu geçmiş, bu tarih Babacan’ın geçmişi, zilletin tarihi değildir. Bizim geçmişimiz Türk’tür, bugünümüz Türk’tür, yarınımız da Türk olacaktır. Bu aziz vatanda mensubiyeti ve milliyeti belirsiz insan topluluğu değil, Türk milleti yaşamaktadır. Anadolu insanları tabiri köksüz ve kimliksiz bir tanımdır.
BIDEN’IN SOYKIRIM AÇIKLAMASI: ABD Başkanı Biden’in 2021 tarihinde olduğu gibi, bir kez daha sözde soykırımdan bahsetmesi bizim nezdimizde hükümsüzdür, hukuksuzdur, hayasız bir isnattır ve kınanmayı da hak etmektedir. Politikacıların tarihi gerçekleri çarpıtıp kendilerini mahkeme yerine koymaları felakettir. Her yılın 24 Nisan günü ABD Başkanlarının 1915 Olayları hakkında ne diyeceğine bugüne kadar her kesimden kafa yorulmuş, müşterek bahis konusu olan bu hususta televizyon ekranlarında afaki tahminler yapılmıştı.
SAZAK SORUSU
Grup toplantısı çıkışında Bahçeli’ye MHP’den ocak ayında istifa eden Süleyman Sazak’ın Gezi davasıyla ilgili yaptığı paylaşım da soruldu. Bahçeli, “Bizimle ilgisi kalmadı” dedi.
Gezi Davası’nda çıkan kararlarla ilgili soruya yanıt veren Bahçeli, “Yargı kararına saygı duyulmalıdır. Konu üzerinde uzun yıllar tartışmalarla bunu önlemeye çalışanlar da yargının bu kararıyla saygılı olarak her şeyi artık kabullenmek durumunda olmalıdır” ifadelerini kullandı.(HABER MERKEZİ)