ANKARA – Gezi Parkı davasında iş insanı Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi hakkında ise 18’er yıl hapis cezası ve tutuklama kararı verildi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Gezi Parkı davasında çıkan kararları ‘hukuksuzluk’ olarak değerlendirdi.
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararının bozulmasının ardından ortaya konulan yeni bir delil olmadığına ve dosyadaki aynı verilerle tam tersi bir karar verildiğine dikkat çeken TBB Başkanı Sağkan, kararın ‘kabul edilemez’ olduğunu ifade etti.
Sağkan, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları yok sayılarak bu şekilde bir cezalandırma yoluna gidilmesinin hukuki bir karar olmaktan uzaklaşılarak siyasi bir karar olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
‘GEZİ DİRENİŞİ YARGISAL KILIFLA İTİBARSIZLAŞTIRILDI’
“Gezi Parkı direnişinin, 2013 yılında özellikle çevre hassasiyetiyle başlayan ancak kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin çok ağır şekilde kolluk şiddetiyle bastırılmaya çalışıldığı bir süreç” olduğunu belirten Sağkan, şöyle konuştu:
“O dönemi şiddete karşı toplumsal muhalefet yükseldiği bir süreç olarak değerlendirebiliriz. Gezi Parkı direnişinin yurtdışı unsurların desteğiyle ortaya konulduğu algısı sadece süreci itibarsızlaştırmak için bir kılıf. Bu karar da bu algının yargısal kılıfı olarak karşımıza çıkıyor. Bu karar aynı zamanda toplumsal muhalefetin sindirilerek demokratik tepki gösterme konusunda insanların korkmasını, sinmesini sağlamaya dönüktür.”
‘BUGÜNKÜ KARAR SİYASİ BİR KARAR OLARAK HUKUK SİSTEMİNİN TARİHİNDE YER ALACAK’
Türkiye’de Gezi Parkı davasıyla yargının araçsallaştırıldığı çok ağır bir sürecin yaşandığının altını çizen Sağkan, “Bugünkü karar, adil yargılanma ilkelerinin yok sayıldığı siyasi bir karar olarak hukuk sisteminin tarihinde yer alacak” dedi.