ABD hükümetinin şu anda inaktif olan Gelişmiş Havacılık Tehdit Tanı Programı, uzun yıllardır çalışmaları devam etmeyen bir program. Ancak son dönemde özellikle UFO’lar ile ilgili çalışmalara dair bilgilerin paylaşılmasına yönelik yürütülen çalışmalar sonrası, bu programın binlerce sayfalık belgeleri Pentagon tarafından paylaşıldı.
Gelen binlerce sayfalık belgeler birkaç haftadır inceleniyor ve sürekli enteresan bilgiler gelmeye devam ediyor. Son incelemeler ise belgelerde ilginç bazı ‘teknolojiler’ ile ilgili çalışmalara yer veriliyor. Bu ilginç teknolojilerin arasında görünmezlik pelerinleri, anti-yerçekimi cihazları, seyahat edilebilir solucan delikleri ve Ay’a nükleer atılması konuları yer alıyor.
Yanlış duymadınız, ABD hükümetinin bu kolu bir ara gerçekten Dünya’nın uydusu olan Ay’a nükleer atmak istemiş. Bayağı bayağı dünyanın uydusunu patlatmak istemişler. Bu ve bunun gibi belgesi ortaya çıkan deneylerin detayına gelin beraber göz atalım.
Görünmezlik pelerini
Yayınlanan belgelerde isimleri gizlenmiş olan yazarlar, görünmezlik pelerinine dair şunları söylüyor: “Tamamen görünmez yapabilen cihazlar üretmek imkansız çünkü böyle bir cihazın ışık hızının sonsuzluğa ulaştığı materyaller barındırması gerekiyor. Ancak radarlar gibi mikro dalga temelli sensörlerden kaçınmak veya tabiri caizse görünmez olmak günümüz teknolojisiyle başarılabiliyor.”
Yani buradan anlıyoruz ki o dönemin ve muhtemelen günümüzün teknolojisiyle hiçbir şekilde görünmez olamıyoruz. Eğer bir gün ışık hızına ulaşmayı başarabilirsek o zaman zaten görünmezliği ilk ‘keşfeden’ yer ABD olur, merak etmeyin.
Ay’a nükleer atılması
Belgelerde bilim insanlarının sunduğu çok tuhaf öneriler de yer alıyor. Bir belgede yine ismi gizli olan yazarlar, ‘negatif kütle tahriki’ adı altında Ay’ın merkezinde ‘çelikten 100.000 kat daha hafif ancak yine de çeliğin gücünde olan’ son derece hafif metaller olduğunu ve bu sebeple Ay’ın merkezine ulaşmak için termonükleer kullanılmasını önermişler. Yani Ay’ı patlatıp merkezinden maden çıkarmayı…
Tabii ki ABD Ay’a nükleer atmadı ve görünene göre öyle bir niyeti de yok. Ancak NASA’nın yaklaşmakta olan Artemis uzay görevleri, Apollo’dan beri Ay’a gidilecek ilk insan görevi olacak. Artemis görevleri ile birlikte Ay’da kalıcı bir üs kurmayı planlayan NASA, Ay’daki metalleri patlatmak yoluyla olmasa da Dünya’ya getirmeyi planlıyor.
Uzaylılarla karşılaşmalar
Havacılık Programı tarafından listelenen sözde UFO karşılaşmalarıyla ilgili 1.500 sayfadan fazla belge mevcut. Belgeler arasında,UFO karşılaşmalarının insanlar üzerindeki sözde biyolojik etkilerine ilişkin bir rapor da yer alıyor. Bu raporda felç, insan kaçırma ve açıklanmayan hamilelikler, sözde UFO karşılaşmalarının bildirilen yan etkileri olarak sıralanmış.
Belgelerin asıl ortaya çıkmasına sebep olan bu UFO gündemi, Pentagon’un son yıllarda paylaştığı görüntüler ve bazı ‘eski yetkililerin’ açıklamaları sonrası odukça dikkat çeker bir hale geldi. Ancak UFO konusunu doğrudan dünya dışı yaşama bağlayacak kanıt henüz elimizde yok. Belgelerde yer alan ve geçmişte bildirilen ‘kaçırılma’ benzeri ‘uzaylı teması’ vakaları ise yine herhangi bir net kanıt sunmadıkları için incelenmeye devam ediyorlar.
ABD bir ara ciddi ciddi tüm Dünya’ya ait olan uydumuz Ay’ı nükleerlemek istemiş. Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.