Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlanan Gezi Davası’nda, kararın beklendiği duruşma devam ederken dava sürecine ilişkin BirGün’e konuşan siyasi parti üyeleri, oda ve sendika temsilcileri davanın siyasi bir zeminde devam ettirildiğine vurgu yaptı. Başından beri direnişin ve davanın takipçisi olduklarını belirten isimler, beraat dışındaki bir kararın hiçbir zaman hukukla bağdaşmayacağının altını çizdi.
Gezi Parkı direnişine ilişkin beraat kararlarının bozulmasının ardından yeniden başlayan Gezi Davası’nın 6. duruşması, bugün Çağlayan’da 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. 17 sanıklı davada, sanıkların mütalaaya karşı son kez savunma yapmalarının ardından karar çıkması bekleniyor.
Duruşma öncesi BirGün’e konuşan siyasi parti üyeleri, oda ve sendika temsilcileri de yargılama sürecini değerlendirdi. SOL Parti (PM) Üyesi Alper Taş, davayı “AKP siyasetinin öç alma davası” olarak nitelendirirken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Ali Şeker, davayı ‘utanç vesikası’ olarak tanımladı.
Gezi’nin hiçbir zaman yargılanamayacağını kaydeden Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu “Gezi yargılanamayacak kadar büyük, kapsayıcı, meşru barışçıl bir süreçtir. Gezi’ye de sahip çıkacağız ve tabii arkadaşlarımıza da sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da “Bu dava bizim için yok hükmündedir” diye konuştu. Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ise “Gezi sadece bir kıvılcım ile başlayan, onurlu bir direnişin mücadelesiydi. Burada herkes geziyi savunuyor. Biz de savunuyoruz. Biz de çocuklarımızın katili yargılansın diye mücadele veriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Tabip Odası olarak başından beri bu davanın takipçisi olduklarını kaydeden İstanbul Tabip Odası Denetleme Kurulu Üyesi Nazmi Algan, “Karikatür bir dava karşısındayız. Hiçbir hukuki geçerliliği, hiçbir hukuki mesneti olmayan bir dava” diye konuştu Davanın hukuk zemininde ilerleyen bir dava değil, siyasi zeminde yürüyen bir dava olduğuna dikkati çeken CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “Verilecek beraat dışındaki bir karar, hiçbir zaman hukuka uygun olmayacak ve kamu vicdanın da karşılığı olmayacak” dedi.
Alper Taş, Ali Şeker, Arzu Çerkezoğlu, Sami Elvan Garo Paylan, Nazmi Algan ve Sezgin Tanrıkulu’nun BirGün’e yaptığı açıklamaların tamamı şöyle:
‘BİZ BU MÜCADELEYİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ’
Sami Elvan: “Burada yapılan şey hukuksuzluk. İki defa beraat etmiş bir davayı tekrar yeniden açmak… burada benim gördüğüm kadarıyla ve anladığım kadarıyla, birilerine göz dağı vermek, birlerine ceza vermek.. durum bundan ibaret. Ama gezi sadece bir kıvılcım ile başlayan, onurlu bir direnişin mücadelesiydi. Burada herkes geziyi savunuyor. Biz de savunuyoruz. Biz de çocuklarımızın katili yargılansın diye mücadele veriyoruz. Buradaki bütün insanların hepsinin masum olduğuna yürekten inanıyorum. Çünkü kendileri için değil toplum için mücadele ettiler. O bakımdan bu davanın bir an evvel bitmesini ve beraat etmesini istiyorum. Umarım da öyle olur.
Tabii ki bize yapılanlar da çok hukuksuzca. Yıldırmaya yönelik. Biz bunlardan korkmuyoruz, korkmayacağız. Bize verilen ceza, bu toplum için ödüldür. Biz o ödülü kabul ediyoruz. Yeter ki, toplumumuz düzelsin. Herkes birbirini sevsin, birbirini kucaklasın. Kimse kimsenin hakkını gasp etmesin. Bizim mücadelemiz o. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Korkmuyoruz da. Söyleyeceklerimizi her platformda söylemeye devam edeceğiz. Biz çünkü haklıyız. Kimsenin hakkını gasp etmedik. Biz, bize yapılanları ifade ettik. Sadece bize söylenene karşı söylediğimiz cevaptır o. O yüzden yine söylüyoruz, biz kimseye hakaret etmedik. Bizim söylemlerimiz hakaret değil, bize söylenenlerin cevabıdır.”
‘AKP SİYASETİNİN, ÖÇ ALMA DAVASI’
SOL Parti PM Üyesi Alper Taş: “Karar bekliyoruz ama karar tarih açısından verildi. Yani tarihin verdiği karar, Gezi’nin son derece onurlu ve haklı bir halk hareketi olduğuna dairdir. Gezi’nin ortaya koyduğu talepler ve Gezi’nin ortaya koyduğu siyaset ve Türkiye özleminin ne kadar yakıcı bir özlem olduğu ve taleplerin ne kadar doğru olduğunu, Gezi’den bu güne yaşanan gelişmelerle son derece net bir biçimde görülmüştür. Doğal olarak bugünkü mahkeme, resmi manada Gezi’nin kendisini esasen yargılama hükmünden uzak bir mahkemedir. AKP siyasetinin, öç alma davasıdır bu. Bir siyasi öç alma. Gezi’den siyaseten öç alma davasıdır. Çünkü, Gezi’de büyük bir şamar yediler. O şamarı hala unutabilmiş değiller. O yüzden biz gezinin dile getirdiği, talepleri ve onun Türkiye özleminin taşıyıcıları olarak Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz. Gezi Türkiye’nin geleceğidir çünkü.”
‘TÜRKİYE TARİHİNDE UTANÇ VESİKASI OLARAK KALACAK’
CHP Milletvekili Ali Şeker: “Gezi olaylarının başlamasının sebebi, ülkedeki baskı ortamı ve çevreye, doğaya yönelik ciddi tahribatlara karşı halkın, doğasına, çevresine ve şehrine sahip çıkmasıydı. Ve iki defa beraat ettiler, iki defa beraat edilen davada yeni bir delil olmadan, üçüncü kez yargılanma şanssızlığına sahip, burada yargılananlar. Aslında bu yargının içine düşürüldüğü durumun da bir göstergesi, ‘İstediğim karar çıkmazsa, hiçbir zaman beraat etmenizin manası yoktur’ diyor birisi. Ve tekrar tekrar burada yargılama yapılıyormuş gibi, sanıklar adliyeye çağırılıyor. Bugün bin 636 gün oldu Osman Kavala içerde ve tutuklu. Bu kadar uzun süredir bu yargılamanın sonuca ulaşmaması ve başka başka davalardan sürekli tutuklu olarak kalması Osman Kavala’nın, Türkiye tarihinde de yine bir utanç vesikası olarak kalacak.”
‘GEZİ YARGILANAMAYACAK KADAR BÜYÜK, KAPSAYICI, MEŞRU BARIŞÇIL BİR SÜREÇTİR’
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu: “Gezi Direnişi aslında ülkemizde bugün bize yaşatılmaya çalışılan… Türkiye’ye, Türkiye toplumunun, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların, gençlerin, bu ülkenin gerçek sahiplerinin, en büyük itirazıdır. Bu ülkenin bütün kentlerinde, illerinde, ilçelerinde buna karşı en geniş kitlelerin tepkisini ortaya koyduğu bir süreçtir Gezi süreci. O günden bu güne siyasi iktidar, Gezi Direnişi’ni suçlu hale getirmeye, kriminalize etmeye çalışıyor. O anlamda da bu dava süreçleri, yıllardır devam ediyor. Aynı suçlamayla birkaç kez yargılanıp beraat eden başta mimarlar odası temsilcisi Mücella Yapıcı, avukatı Can bey.. Yine şehir planlamacıları odasının o dönemki başkanı Tayfun bey, tamamen bir meslek odası temsilcisi olmanın gereğini yerine getirmiştir. Onların yaptığı Gezi Parkı’na sahip çıkmak. Mevzuata, bütün geleneklere aykırı bir biçimde kentlerin yağmalanmasına karşı, bir meslek odası temsilcisi, yöneticisi, başkanı olmanın sorumluluğunu, gereğini yerine getirmişlerdir. Bu şekilde yargılanmaları asla kabul edilemez. Hele böyle ağırlaştırılmış müebbet gibi en ağır cezalarla yargılanması, asla kabul edilemez. O nedenle biz bugün buradayız. DİSK başından itibaren taksim dayanışmasının bir parçası ve bileşeniydi. Gezi sürecinde de DİSK olarak üzerimize düşen görevi yerine getirdik. Bu anlamda Gezinin hiçbir zaman yargılanamayacağını, suçlu hale getirilemeyeceğini ifade etmek istiyorum. Gezi yargılanamayacak kadar büyük, kapsayıcı, meşru barışçıl bir süreçtir. Gezi’ye de sahip çıkacağız ve tabii arkadaşlarımıza da sahip çıkacağız.”
‘BU DAVA YOK HÜKMÜNDEDİR’
HDP Milletvekili Garo Paylan: “Bu dava bizim için yok hükmündedir. Gezi bir itirazdı. Tek adam rejiminin, tek başına hepimizin yaşamıyla ilgili aldığı kararlara bir itirazdı. Barışçı bir itirazdı. Ama maalesef yıllardır onlar bu barışçı itirazı hazmedemiyorlar. Milyonlarca insan tek adam rejimine itiraz etti. Ve kurban olarak da yıllardır sevgili Osman Kavala’yı seçtiler. Onu rehin tutuyorlar. Bugün hem gezi davası ile ilgili beraati hem de sevgili Osman Kavala’nın özgürlüğünü bekliyoruz. Arkadaşımızı rehin almaktan vazgeçmek zorundalar. Çünkü, hukuki hiçbir altyapısı olmadan rehin tutuluyor Osman Kavala. Oman Kavala’yı bugün buradan alıp gitmek istiyoruz. Ve gezinin de elbette, gezi yargılanamaz diyoruz.”
‘HUKUKİ SÜREÇ İŞLESEYDİ BERAAT ETMİŞ İNSANLAR TEKRAR TEKRAR YARGILANMAZDI’
İstanbul Tabip Odası Denetleme Kurulu Üyesi Nazmi Algan: “İstanbul Tabip Odası olarak başından beri bu işin takipçisiyiz. Zaten Gezi isyanının bizzat içindeydik. Gerek Makine Mühendisleri Odası’nda gerek Gezi Parkı içinde revirler kurduk. Orada insanlara sağlık hizmeti verdik. İşin bu noktaya gelmesi, artık hakikaten bir yandan insanın canını acıtıyor. Çünkü hakikaten karikatür bir dava karşısındayız. Hiçbir hukuki geçerliliği, hiçbir hukuki mesneti olmayan bir dava. Çok komik gerekçelerle insanlara rahatlıkla müebbet hapis istenebiliyor. Bunlar tamamen siyasi hukukun bir enstürmanlaştırılması sonucu olan şeyler. Gerçek bir hukuki süreç işleseydi zaten iki kere üç kere beraat etmiş insanlar tekrar tekrar yargılanmazdı. Osman Kavala’nın 4 yılı aşkın süredir hapiste olması hiç kabul edilebilir bir şey değil. Bunun normal hukuki bir süreçte beraat olması kaçınılmaz ama ne çıkacağını hakikaten kestirmek mümkün değil. Çünkü Türkiye’nin siyasi gündemine göre bu işler şekilleniyor. Yani birtakım yerlerden direktif geliyor, mahkemelerin ve karar verici organların bu konuda çok bağımsız olduğunu düşünmüyorum. O bakımdan bekliyoruz, göreceğiz. Ama her zaman geziye, gezinin o heyecanına, coşkusuna, isyanına sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
‘BU DAVA SİYASİ ZEMİNDE YÜRÜYEN BİR DAVA’
CHP’li Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: “Bu dava hukuk zemininde ilerleyen bir dava değil. Siyasi zeminde yürüyen bir dava. Erdoğan’ın ve adalet kalkınma partisi’nin ihtiyaçlarına göre şekillenen, açılan, birleştirilen, ayrılan… Bir yargılama süreci. Ev bunun birinci derecede mağduru Osman Kavala, yaklaşık 5 yıldır hapis kendisi. Bugün de adalet ve kalkınma partisinin elinde bir argüman oluşsun diye bir karar çıkartmak istiyor. Verilecek karar hiçbir zaman, beraat dışındaki bir karar, hiçbir zaman hukuka uygun olmayacak ve kamu vicdanın da karşılığı olmayacak. Osman Kavala suçlandığı iddialardan beraat etti. Bir daha beraat etti ama maalesef tahliye olamadı. Bir daha iddianame yazıldı, bir daha dava açıldı. Gezi davasında yargılanan arkadaşlarımız, iki kere beraat ettiler. Ama bir kez daha haklarında dava açıldı. Adalet ve kalkınma partisi, bu sürecin mağduru olduğunu göstermek açısından davaya ihtiyaç duydu ve sürdürüyor. Tüm mesele bu.”
Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun