Gezi Direnişi davası: Karar duruşmasına 25 Nisan’da devam edilecek

Üçüncü Gezi davasında 6. duruşma, sanık ve avukat savunmalarıyla devam etti. Avukat savunmalarının ardından 25 Nisan Pazartesi günü devam etmesine karar verilen duruşma, İstanbul Adliyesi’nde saat 10: 00’da başlayacak. Duruşma savcısının Mücella Yapıcı ile birlikte ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istediği sanıklar arasında, 1634 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala da var.

GÜNCEL 22.04.2022 09:31

Gezi Direnişi davası: Karar duruşmasına 25 Nisan'da devam edilecek

Abone Ol google-news

Dilan ESEN

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararlarının bozulmasının ardından yeniden görülmeye başlanan Gezi Davası’nın 6. duruşması, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık ve avukat savunmalarının dinlendiği duruşmaya 25 Nisan Pazartesi devam edilecek.

Davanın tek tutuklu sanığı iş insanı Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davada, sanıkların mütalaaya karşı son kez savunma yapmalarının ardından karar çıkması bekleniyor.

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada duruşma savcısı celse arasında mütalaasını açıklamış, mütalaada, Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı’nın ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilirken, 6 sanığın ise ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Mütalaada ayrıca, haklarında yakalama kararı bulunan ve ‘olayların organizatörleri’ oldukları öne sürülen sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dava dosyalarının ayrılarak, yakalama kararı infazlarının beklenmesi talep edilmişti.

‘MAHKEME HEYETİNİN SAVUNMALARI DİNLEMEYE DAHİ TAHAMMÜLÜ YOK’

Duruşma sonrası Taksim Dayanışması tarafından yapılan açıklamada, “Demokrasi tarihine yapılan utanç devam ediyor. Pazartesi burada olacağız” denildi. Avukat Evren İşler de “Sanık olan arkadaşlarımız esas hakkında beyanlarını sundular. Bu dosya yeniden canlandırılan bir dosya. Mahkeme heyetinin savunmaları dinlemeye dahi tahammülü yok. Avukatların süreye tabi tutularak savunma yapması istendi. Mahkemenin gerçekle bağını kopardığı, dediklerimizin umursanmadığını izlemini verdi. Adil yargılama yapması yetmez mahkemenin, adil yargılama yaptığı izlenimini vermekle yükümlüdür” ifadelerini kullandı.

gezi-direnisi-davasi-karar-durusmasina-25-nisan-da-devam-edilecek-1007007-1.

DURUŞMADAN

17.05 Duruşmaya 25 Nisan’da devam edilecek

Avukat Hürrem Sönmez’in savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Mesut Özdemir duruşmayı bitirdi. Davaya 25 Nisan Pazartesi günü devam edilecek.

16.38 Mahkeme Başkanı Mesut Özdemir’in savunmayı bitirtmesinin ardından Atalay, Yapıcı ve Kahraman’ın avukatları daha sonra art arda savunma yapacaklarını söyledi.

Çiğdem Mater’in avukatı Hürrem Sönmez ise “Eğer savunmamı bölmeyecekseniz yapacağım” dedi. Ardından savunmasına başlayan Sönmez: Burada savunmayı 10 dakika, 15 dakika diye bölemezsiniz. Gerekirse burada tam gün savunma yaparız. Meslektaşım Tora Pekin kıymetlendirme hususunu çok iyi anlattı. Bir daha anlatmak istemiyorum. Mahkemeniz çok çabuk sıkılıyor avukatlardan. Pekin’in dediği gibi 17-25 Aralık soruşturmasında nasıl o deliller hukuka aykırıysa bunlar da aynı şekilde hukuka aykırıdır. İkrar da bu durumu değiştirmez. Dolayısıyla iddia makamına kötü bir haberimiz var. Kıymetlenemedi o deliller. Gezi protestolarına 3 milyondan fazla kişi katılmış. Müvekkilim (Çiğdem Mater) de bunlardan biri. Savcılık ise yönlendirme için sokağa çıktığını söylüyor. Bu iddia akla aykırı olmakla beraber, Anayasal haklarını kullanarak sokağa çıkan insanların iradelerine karşı da bir hakarettir. Bir fikir eserinin tartışılacağı en son yer mahkemelerdir ama biz 2018’den bu yana bir sinema filmini tartışıyoruz burada. İnsanları akıllarından geçirdiği düşünceler için yargılayacaksanız biz yargı adına da utanırız, çok uzun zamandır da utanıyoruz, ama siz çocuklarınıza böyle bir miras bırakmak ister misiniz? Burada yargılanan ne sadece Osman Kavala, ne sadece Taksim Dayanışması. Burada yargılanan bir halkın baskısına rağmen iktidara karşı itirazıdır. Siz burada halkın iradesini yargılıyorsunuz.”

15.25 Gezi davası avukatların esas hakkındaki mütalaaya karşı sözleriyle devam ediyor

Hakan Altınay’ın avukatı Tora Pekin: “Ne kadar yasa, hukuk, içtihat, insan hakları desek de bu davada adalet ve hukuk kaybetmiştir. Bu ve benzeri siyasi davalar nedeniyle adalete olan güven kaybedilmiştir. Dosyada ters çevrilmiş arabaları Hakan Altınay’ın çevirdiği yönünde bir delil mi var? Bu dava hukuki amaçlar dışında gizli amaçlara hizmet etmek için açıldı. Burada artık geriye bir yol kalıyor: Davanın doğasını ifşa etmek. Anayasayı savunmak için gerekli bu. 657 sayfalık okunması imkansız, tutarlı bir dilden uzak bir metinle (iddianame) karşı karşıyayız. Bu metni heyetin satır satır okuduğunu sanmıyorum. Daha kötüsü iddianameyi yazan savcının da okumadığını düşünüyorum. Her dokuz sayfada bir ‘kaos çıkarmak’tan bahseden bir iddianameyle karşı karşıyayız. Bunun yanında 657 sayfa içinde TCK 312. madde (darbe teşebbüsü) sadece bir kez geçiyor. Onun yerine dedikodular var bu davada. Muammer Akkaşların, Nazmi Ardıçların açtığı yolda ilerlenmez, onların sözüne güvenilmez. Eğer güvenirseniz yalancı çıkarsınız. Her dokuz sayfada bir ‘kaos çıkarmak’tan bahseden bir iddianameyle karşı karşıyayız. Bunun yanında 657 sayfa içinde TCK 312. madde (darbe teşebbüsü) sadece bir kez geçiyor. Onun yerine dedikodular var bu davada. Muammer Akkaşların, Nazmi Ardıçların açtığı yolda ilerlenmez, onların sözüne güvenilmez. Eğer güvenirseniz yalancı çıkarsınız.”

AVUKATLAR VE MAHKEME BAŞKANI ARASINDA GERGİNLİK

Avukat Tora Pekin konuşurken mahkeme başkanı Mesut Özdemir, konuşma için 10 dakikalık bir süre verildiğini, bunu doldurduğu için 10 dakika daha süre verdiğini söyledi. Avukatlar, başkanın kararına tepki gösterdi.

Mahkeme Başkanı Mesut Özdemir’in “10 dakika daha devam edin” diyerek ısrarı üzerine avukat Pekin devam ediyor: “O zaman hukuka aykırı delillere gelelim. Hukuka aykırı dinlemeler yapmışlar. Dinlemelerin yüzde 90’ının Menekşe Uyar ve Süleyman Karaçöl yapmış. Fethullahçı polisler istemiş, onlar da kararları vermişler. Adalet limanı insanların sığınacağı son limandır” demişler 17 Aralık takipsizlik kararında. Eğer adınız Cengiz Holding, Kolin, Makyol ise adalet limanı sığınacağınız son limandır ama adınız Mücella Yapıcı, Can Atalay ise adı ağırlaştırılmış müebbettir. İşte dava bu, söyleyecek başka bir şey yok.”

gezi-direnisi-davasi-karar-durusmasina-25-nisan-da-devam-edilecek-1007003-1.
Çizim: Murat Başol

14.55 Yargılananların esas hakkındaki mütalaaya karşı verdikleri yanıtlar bitti. Yiğit Aksakoğlu’nun avukatı Serdar Laçin konuşuyor: “Müvekkilim (Yiğit Aksakoğlu) ile ilgili AYM kararında eylemlerin şiddet içermediği belirtildi. Bu karardan sonra dosyaya başka bir delil girmedi. Bu karar beraat kararı verilmesi gerektiğini gösteriyor.”

Aksakoğlu’nun diğer avukatı Aslı Kazan: “Bu dosyada yeniden kıymetlendirilen hiçbir şey yoktur. Eserin sahibi olan Nazmi Ardıç cezaevindedir. Bu kıymetli eser hala sergilenmektedir. Biz delilleri yanımızda getiriyoruz, siz delillerin değerlendirilmesi için olumlu bir karar vermiyorsunuz. Üretilmiş delillerle ilgili kanıtlarımızın değerlendirilmesiyle ilgili ret kararı verirseniz bunun adı yargılama olmaz. Beraat istiyoruz.”

14.20 Osman Kavala: Soros’un sanıklar arasında olmaması bu iddiaları yazanların da iddialara inanmadığını gösteriyor

“Yiğit Ali Ekmekçi’nin ardından davada yargılanan ve 1634 gündür tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala konuşuyor. Kavala’nın savunmasından öne çıkanlar şöyle: “Yaklaşık 4 buçuk yıldan beri bana yöneltilen suçlamaların asılsız olduğuna, Gezi davasından beraat etmeme, AİHM kararına rağmen savunma yapmamın artık anlamsız olduğunu düşünüyordum. Ancak gerçekleri tekrar söyleyeceğim. Cumhurbaşkanı ve diğer siyasilerin baskı altında bırakmaları…
Anladığımız kadarıyla Avrupa Konseyi’nin tutukululuğumu incelemesi için AİHM’e başvurmasının ardından karar verilmesi istendi. 2. iddianamenin de kullanım süresi dolmuş oldu. 2. iddianame sadece tutukluluğumu sürdürmek için hazırlanmıştı. Geziye katılan yüz binlerce yurttaşımızı hedef alıyor. Gezi protestolarını dış güçlerce sahneye konmuş olduğuna dair anlatı… Gezi iddianamesi bu kurguya uygun olarak hazırlandı, tutuklanmam bu kurguyla sağlandı. Gezi protestoları kamuoyunun gözü önünde gerçekleştiğinden o dönem bu protestoların bir darbe girişimi olduğuna yönelik komplo teorisi tutmadı, hükümet de bu komployu benimsemedi. Yoksa Başbakan kendisini devirmek isteyenlerle görüşür müydü? Keza George Soros da 2015’de Türkiye’ye geldiğinde hükümet yetkilileri ile görüşmüştü. Gezi’nin dışarıdan yönetildiğine dair delil gösterilemedi.80 ile yayılan protestoları yönlendirdiğim iddiası akla uygun değildir, sadece poğaça ve eczaneden alınmış maskelerle gittiğim Gezi’nin maddi ihtiyaçlarını karşıladığım iddiası saçmalıktır. Protestoculara akıl hocalığı yaptığım iddia ediliyor. 30 yıl sivil toplum kuruluşlarında çalışmış biri olarak görüşlerimi kamuoyuyla, siyasetçilerle paylaşırım. İddianamede de belirtildiği gibi hükümet yetkilileriyle de toplantılara katıldım. Suç eylemine destek vermemle ilgili bir delil ortaya konamamıştır. Taksim yayalaştırma projesine açık bir şekilde karşı çıktım, toplantılara kapatıldım. Evime yakınlığı nedeniyle eylemleri gördüm. Parka bir masa götürdüm. Fidan ekme eylemine bizzat katıldım. Hiçbir faaliyetimi gizli kapılar ardında gerçekleştirmedim. Gezi Parkı üstünde birkaç ağacın bulundu��u boş bir arsa değildir. Milyonlarca İstanbullunun yararlandığı, kamu için büyük öneme sahip bir alandır. Bu parkın tahribinin engellenmesi, yapılaştırmanın durdurması, parkın park olarak kalması kamu yararına olmuştur. Gezi protestolarının George Soros tarafından düzenlendiği iddiası protestoya katılan vatandaşlarımızı itibarsızlaştırmaya yönelik bir iddiadır. Bu iddianın araştırma sonucu ulaşılmış herhangi bir delile değil, Soros’un Arap Baharı arkasındaki kişi olduğu algısına dayanmaktadır ve iddianamede de böyle yer almıştır. Türkiye’yi ziyaretinde vakfın çalışmalarını değerlendirdiği toplantılar dışında Soros ile hiçbir irtibatım yok. Benim dışımda hiçbir vakıf üyesiyle konuşmuş olmaması, Soros’un sanıklar arasında olmaması bu iddiaları yazanların da iddialara inanmadığını gösteriyor. 15 Temmuz darbe girişiminde bu kadar önemli rol oynadığına inanılan bir kişinin sorgulanmamış olması kanaatimce savcılık mesleğinin doğasına aykırı ciddi bir görev ihmalidir. Hayatımın 4,5 yılını cezaevinde geçirmiş olmam benim için telafisi mümkün olmayan bir kayıptır. Bana teselli sağlayacak yegane şey yaşadıklarımın yargıdaki vahim sorunların daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunması ihtimalidir.”

gezi-direnisi-davasinda-karar-durusmasi-1006956-1.
Çizim: Murat Başol

14.09 Yiğit Ali Ekmekçi: Savcılık MASAK raporlarına rağmen Anadolu Kültür AŞ’yi suçlamıştır. Faaliyetleri hala süren bir vakfı ‘bölücü faaliyetler yürüten bir vakıf’ olarak nitelemiştir. Savcılığın hayal mahsulu bütün suçlamaları reddediyorum, akla mantığa aykırı girişimlere son verilmesini talep ediyorum.”

13.55 Duruşma verilen aranın ardından Tayfun Kahraman’ın savunmasıyla devam ediyor: “Karşımızda özensiz bir iddianame ve özensiz, delil sunmayan bir mütalaa var. Biz her ne kadar sonuçları ağır olsa da bu ceza ithamlarıyla hayatımız sınansa da biz de kente karşı işlenen suçlara karşı duracağız. Beraat kararında ısrarcı olmanızı ve hakkımda beraat kararı verilmesini istiyorum.”

12.50 Duruşmaya 13.45’e kadar ara verildi

Tayfun Kahraman’ın konuşması devam ederken mahkeme heyeti saat 13:45’e kadar ara verdi.

12.11 Tayfun Kahraman: Tamamen yorum üzerine inşa edilmiş bir iddianame ve mütalaa ile karşı karşıyayız

Tayfun Kahraman, savunmasına Can Atalay ve Mücella Yapıcı ile ortak savunma metinlerini okuyarak başladı. Atalay, şöyle devam etti:

“Aynı ciddiyetsizlikle ve tamamen yorum üzerine inşa edilmiş bir iddianame ve mütalaa ile karşı karşıyayız. Bu iddianame ve mütalaa Gezi’yi anlatmıyor Gezi antiemperyalisttir. Dış güçlerin oyunu diye açıklanamaz. Bizler Taksim yayalaştırma projesi ve Topçu Kışlası’na karşı görevlerimiz kapsamında faaliyet gösterdik. Topluma anlatmaya başladık. Gördüğümüz şiddet üzere toplumun vicdanı harekete geçti. İlk olarak davamızı açtık, ilk olarak yargıya güvendik. Ben, Mücella Yapıcı ve Can Atalay dava dilekçemizi birlikte yazıp idare mahkemesine verdik. Biz meslek odaları olarak katılımcı bir yönetim benimsenmediği için davalarla mücadele edebiliyoruz. Ama davalar da yardımcı olmadı. Hukuki olmadıkları, şehircilik ilkelerine aykırı olduğu mahkemelerce kesinleşmiş pek çok proje yerinde duruyor, önüne geçemedik. İddianame ve mütalaa cevap bulamadığı soruların hiçbirine cevap vermiyor, iddiayı ifade edip geçiyor. Gezi, Taksim Dayanışması ile aynı şey değildir. Taksim Dayanışması da dur dediğinde durulan, git dediğinde gidilen bir muktedir hiç değildir. Hiçbir fon kullanılmaması kararı vardır. Böyle bi fon kullanmış olsak meslek odalarımız hakkımızda soruşturma açardı. İddialar bunları görmezden gelse de Gezi temsil eksikliği hisseden vatandaşların yeri haline geldi. Dünyadaki hiçbir parayla bunu toplayamazsınız. Taksim Dayanışması sadece kitlelere tercüman olmuş, tüm hükümet görüşmelerinde bunu dile getirmiştir. Biz hep soğukkanlılığımızı koruduk bizler kışkırtıcı açıklamada bulunmadık. Bizler tansiyon düşürmeye çalışırken bir anda 15 Haziran’da bizim düşürmeye çalıştığımız tansiyon bir anda yükseldi. Dayak yiyerek darbe olmaz, biz dayak yedik. Bugün de dayak yediğimiz için darbe yapmakla suçlanıyoruz. Siz delil tartışmıyorsunuz, size avukatlarımızın sunacağı belgelendirilmiş ve delile dayanan gezi kronolojisi gösterecektir.”

gezi-parki-davasinda-karar-durusmasi-1006901-1.
Çizim: Murat Başol

11.32 Can Atalay kürsüde: Hukukla bir bağınız yok

“Bu bir yargılama faaliyeti değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mahkum edilmesini emrettiği bir hususla ilgili karar vermekle yükümlüsünüz. Son duruşmada son kez savunmamı istediniz. Muhtara istinaf kağıdının bırakılış tarihi 17 Mart. Esas hakkında mütalaa okunmadan müdafilere ve bana son kez soruyorsunuz. Sizin hukukla bir bağınız yok. Bu iddianame ve esas hakkındaki mütalaa, düşkünlüğü adına Emperyalizm diyemeden… Bizim hakkımızdaki suçlama yalanlandı. 70 yaşındaki bir insana ağırlaştırılmış müebbet istiyorsunuz. Türkiyede esaslı nir açlık, pahalılık, yoksulluk sorunu var. İlk kez bir ana muhalefet lideri geceyi karanlıkta geçirdi. Savcı bey, Fethullahçıların İstanbul’a gönderdiği imzasız polis raporunu aynen aldı. Buna ilişkin bir şey söylesin savcı bey. Hadi edip bey bakanlığın taşra memuru ama bu kadar mı? Fethullahçılarla AKP seçkinlerinin hazırladığı belgeye bu kadar… Bize finansör dedirttiniz, murat papuça söz verdiniz ne oldu murat papuça? Mısırla ilgili tepelere ne oldu? Ceza muhakemesi kanunu imsanların mücadeleyle oluşturduğu bir kanun, siz evinizden getirmediniz. Neden arka arkaya gelen beraat kararlarına rağmen komplo hikayelerini dinlemek zorundayız. Acaba gezi ülke tarihimizin en demokratik, en yaratıcı, eşitlikçi, en kapsayıcı olduğu için dehşet ve tehlikeli olmasın. Esas hakkında mütalaa ve sanırım Erdoğan, beyaz muktedirin yanına koyuyor. Esaslı bir yoksunluk, yoksullukla karşı karşıyayız. Türkiyenin bağımlılık bağımsızlık meselesini konuşacaksak Edip bey gibi olmadık yollara gitmeyeceğiz. İnsan haklarından bahsederken üst akıl örtülerinin arkasına gizlenip bağımsızlıktan söz edememenizi kınıyoruz. Kapitalizme karşı sosyalizm sayın başkan, sıkılmayın.”

Atalay, savunmasının devamında Mücella Yapıcı’nın belirttiği üzere ortak savunma metinlerini okuyan Can Atalay, mahkeme heyetinin kendisini dinlemediğini belirterek mahkemeye tepki gösterdi. Atalay, şöyle devam etti: “Neden arka arkaya gelen beraat kararlarına rağmen komplo hikayelerini dinlemek zorundayız. Acaba gezi ülke tarihimizin en demokratik, en yaratıcı, eşitlikçi, en kapsayıcı olduğu için dehşet ve tehlikeli olmasın. Esas hakkında mütalaa ve sanırım Erdoğan, beyaz muktedirin yanına koyuyor. Esaslı bir yoksunluk, yoksullukla karşı karşıyayız. Türkiyenin bağımlılık bağımsızlık meselesini konuşacaksak Edip bey gibi olmadık yollara gitmeyeceğiz. İnsan haklarından bahsederken üst akıl örtülerinin arkasına gizlenip bağımsızlıktan söz edememenizi kınıyoruz. Kapitalizme karşı sosyalizm sayın başkan, sıkılmayın.”

gezi-parki-davasinda-karar-durusmasi-1006879-1.
Çizim: Murat Başol

11.22 Mine Özerden: Kanunlara ve hukuka aykırı olmayan olay ve olgular süslenerek suç yapılıyor

“Bu sürecin doğal ve kendiliğinden olmadığını biliyorum. Sonunda beraat ettiğimiz duruşmalarda açıkça tekrar tekrar çürüttüğümüz iddialar yeniden önümüze konuluyor. Zaten kanunlara ve hukuka aykırı olmayan olay ve olgular süslenerek suç yapılıyor. Bizlerle hiç ilgisi olmayan şiddetin bizlerle ilişkilendiriliyor olması… istinsfla gelen davada yeni iddialar da olmadığına göre burada ne yaşıyoruz? Savcı bizi anlamaya çalışmamız, tanık bulamaya da çalışmamış. Anadolu kültürün şirket olarak kurulması yasaya aykırı değil. Benim geziyi fonlamak için aracı olarak kullanıldığım iddiası var. Bunu hakaret kabul ederim, böyle bir şey yok. Bizim dava mevcut haliyle dizi olsa yayından kalkar ama bu eziyeti biz 2018den beri Osman kavala ve ailesi de tam 4 buçuk yıldır yaşıyor. Bütün bu iddiaların asılsız olduğunu söylüyor, beraatımı talep ediyorum.”

11.10 Çiğdem Mater kürsüde: Bu iddianameyi ben bir yapımcı olarak önüme konsa ciddiye almam

“İnsanın sürekli kendini tekrarlamak zorunda bırakılması… 2018 Kasım’da gözaltına alındığım süreçte tarafıma hiçbir soru sorulmadı. Ben sinemacıyım. Mesleğim bu. Mesela yapımcısı olduğum ‘Yaban’ filmi geçen hafta İKSV’de seyirciyle buluştu. Bazı filmler de yarım kalır. Savcılık makamı Gezi Parkı başarıyla sonuçlanmadığı için filmi çekemediğimi söylemiş, bunu nereden biliyorsunuz? 2013 Haziran’ında herkesin istediği gibi park park olarak kalıyor. Gezi orada duruyor. Hukuk eğitimi almadım ancak bu tuhaf yargılama nedeniyle normalde bilmeme gerek olmayan çok şey öğrendim. Savcılık makamı bir film yaparak hükumete karşı tepkileri yoounlaştıemak istediğimi söylemiş. Sinema sanatını bu kadar güçlü olduğunu düşünmesine sevindim. Savcılık makamı benim çekmediğim, onun görmediği filmden dolayı beni bu dosyaya dahil etmişti. Mütalaada Gezi Parkı protestolarının nasıl bir takvime oturtulduğunu bilmiyorum. Tarihler uyuşmuyor. Dolayısıyla cevap vermem mümkün değil. Mütalaadan anladığım kadarıyla gaza maruz kalmış insanların suçlu olduğunu düşünüyor. Bu insanların suçu nedir? Mütalaa telefon konuşmalarımızda organize ettiğimizi iddia ediyor. Bu iddia hayatın olağan akışına ne kadar uyar takdirinize bırakıyorum. Ayrıca kişisel verilerim bir kısmı firari bir kısmı tutuklu insanların talepleriyle kayda geçmiştir. Atfedilen suçlamalar düşünceden ibaret. Yapmayı düşündüğüm ama yapamadığım bir film, içinde olmadığım bir oluşum yüzünden tarafıma bir suç yöneltiliyor. Kanıtsız suçlamalar, birbirinin kopyası mütalaalarla ilgili söylemek istediğim şu: siz bana, bize bunu yapamazsınız. Siz TC Anayasası’na aykırı davranamazsınız. Bu iddianame profesyonel olarak beni en çok şaşırtan metinlerden biri oldu. Bu iddianameyi ben bir yapımcı olarak önüme konsa ciddiye almam.”

gezi-parki-davasinda-karar-durusmasi-1006900-1.
Çizim: Murat Başol

10.45 Mücella Yapıcı: Gezi Direnişi’nin meşru ve anayasal bir zeminde gerçekleştiği hakikatın ta kendisi

“Arkadaşlarım ve Gezi’ye katılan milyonlarca yurttaştan biri olarak bir şeyler söyleyeceğim. Niyetinizi ve korkularınızı biliyor ve bu beyhude çabaları reddediyorum. Çünkü bizler Gezi’yi yaşadık ve biliyoruz. Gezi direnişi bu ülke tarihinin en demokratik, yaratıcı, eşitlikçi ve en kapsayıcı barışçıl kitlesel hareketidir. Birlikte konuşup karar vermenin, yaşamın her türlüsüne sahip çıkmanın duvar yazısı olmuştur. Ölümcül polis şiddetine karşı her şehirde yankılanan itirazın adıdır Gezi. Hayali senaryolara dayanan suçlamalar, terör, darbe, dış güçlerin oyunu gibi asılsız ithamlar ve tarafsızlığı çoktan tartışmalı hale gelmiş yargısal zorlamalar Gezi Direnişi’nin tarihsel gerçekliğini değiştiremez. Zira bu iddianameler ve ithamlar bir zümrenin eseriyken, o gerçekliğin şahidi milyonlardır. Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştürme çabası hiçbir delile, tanıklığa ya da başkaca bir somut gerçekliğe dayanmıyor. Sadece temelsiz bir yorumdan ibaret. Siz de biliyorsunuz çünkü dersini gördüğünüz hukukun kabul edebileceği tek bir delil, ispat bulamadınız, yaratamadınız da. Gezi Direnişi’nin demokratik hak ve ifade özgürlüğü çerçevesinde son derece meşru ve anayasal bir zeminde gerçekleştiği hakikatın ta kendisi. Tüm bu gerçekliğe karşı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Türk Ceza Kanunu’nun “Anayasal Düzene Karşı Suçlar” bölümünde yer alan TCK 312’inci maddesi uyarınca cezalandırılmamızı istiyor. İddia makamı bu suçlamaya ilişkin hukuksal bir dayanak, suça ilişkin bir delil bulunması ya da “illiyet bağı kurulması” gibi ceza yargılamasının asgari gerekliliklerden kendini muaf tutuyor. Biz de tıpkı sizler gibi devlet yapılanmasını denetleme organıyız. Tüm bu hukuksuzluk deryası içinde Biz yine hukuktan haklardan bahsetmeye devam ediyoruz. Ben ve arkadaşlarımın haklarını kullanması ve anayasal görevlerini yerine getirmesi, hükumete karşı bir suç olarak nitelendirilemez. Geziyi büyüten ve kitleselleştiren taksim dayanışması değil, polis şiddetini artıran açıklamalardır. Objektif olarak olayların gelişimi incelenirse sürecin son derece spontane anlık olduğu açıktır. Şu açıktır ki geri parkı eylemlerinin tasarladığı komplosunu öne sürmek gerçek dışıdır. Taksim Dayanışması meslek kuruluşları, sendikalar, siyasi partilerin oluşturduğu hiyerarşisi olmayan, gezi direnişi sırasında sesini çıkarmak isteyenlere destek olmuştur. Taksim Dayanışması’nın talepleri son derece barışçıl ve konuya özgüdür. Hükumet bu talepleri dinleyerek sonlandırabilirdi. Hükumete ısrarcı ve her zaman barışçıl eylemlere çağrı yapılmıştır. Taksim Dayanışması bileşenleri, talepleri, etkinlikleri bilinen yasal ve demokratik bir kurumdur. Etkinliklerimiz ve çağrılarımıx yasal ve barışçıldır. Gezi direnişinde hiçbir şekilde fon kullanılmadı. Gezi fonla açıklanamaz. Tüm ihtiyaçlar imece usulü karşılanmıştır. Rantı değil ekmeği bölüşmek insana onur verir. Tepkilerin yalnızca Taksim’de değil tüm Türkiye’de büyümesinin birinci sorumlusu polisleri bu şehre getirenler ve emri ben verdim diyenler, son derece açık. Ali İsmail’i öldüren ölümcül tekmelerin sahiplerini, Abdocan’ı, Berkin’i öldüren gaz fişeklerinin, hasanı öldüren mafya bozuntulrının bu hukuksuzluktan güç aldığını biliyoruz. Bu davayı reddediyoruz. Gezinin herkesin dilinden düşüremediği bir şarkı olduğunu unutturmak istediğini biliyoruz. Gezi’yi karalama çabanız gerçekten beyhude. Onca baskı ve şiddete karşı kısamadığınız sesten güç alıyoruz. Baskılara karşı direnmeye devam etmenin, demokrasinin yolu gezinşj gerçek tarihine sahip çıkmaktan geçiyor. Bu iddianame, esas hakkındaki mütalaa akla vicdana, adalete sığmıyor. Biz sorumluluğumuzu yerine getirdiğimiz için yargılanıyoruz. Biliyorum ve inanıyorum ki Gezi eşitlik özgürlük ve demokrasi için sönmeyecek umududur. Bu bizim Tayfun Kahraman, Can Atalay ve benim ortak savunmamızdır. Kendi adıma da söylenecek söz bulamıyorum, söz bitti artık.”

10.30 Hakan Altınay: Sadece beraatımı talep etmiyorum, özür bekliyorum

“Yargılananlardan Hakan Altınay esas hakkındaki savunmasını yapmak için kürsüde: “İddia makamının esas hakkında mütalaasını okudum, dehşet içinde kaldım. İddia makamının görüşü, verilen birçok yargı kararını ve en temel gerçekleri tekrar tekrar görmezden geliyor. İddia makamı bana ve eylemlerine dair suçlamalarımı mütalaanın 55-56 sayfasında 600 kelimede ifade etmiş. İddia makamı benim Açık Toplum’da danışma kurulu ve yönetim kurulu başkanlığı, Anadolu Kültür’de yönetim kurulunda olduğumu söylüyor. Her ikisinde de değilim. Yıllardır farklı farklı heyetler ‘suç bulamadık’ diyor. İki kurumda görevde değilim, imza yetkim yok, ama hala bu iddialar dile getiriliyor. İnsanın aklını yitirmesi işten değil. Sayın hakim nasıl yol alacağız? Hakikati nasıl tespit edeceğiz? İkinci konu ise telefon tapeleri. İstanbul emniyetinin zehirli ağacın zehirli meyvesinin zehrini nasıl etkisiz hale getireceğini çözdüğünü kabul etmemiz gerekiyor. Peki başka birinin gelip “Zehirli ağacın zehirli meyvesinden çok güzel reçel yaptık” demesinin yolunu açmanın sorumluluğuna hazır mısınız? Benim telefonlarımı dinleten savcı ve yargıçlar FETÖ’den yargılandı ve ceza aldı. Bu dinlemeleri yapanlar FETÖ üyesi olabileceğinden bu delillere muvafakat etmiyorum. Kimi suça teşvik ettim, hangi suç aletini savundu? Kimse tek delil olmadan böyle bir suçlama yapamaz. Buna izin vermek, itiraz etmemek Türk milletine hakarettir. İddia makamı çevrilmiş araba resimleri koymuş. Ben mi çevirdim arabaları, çevirin mi dedim? Çevirenlerden biri “Hakan Altınay çevir dedi” mi dedi? Ceza davasına dair konu olabilecek tek bir delil gösterilemiyor. Yazıklar olsun. Sadece beraatımı talep etmiyorum, kallavi bir özür bekliyorum.”

10.15 Duruşmanın, izleyici sayısının çokluğu nedeniyle 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda görüleceği açıklandı.

gezi-parki-davasinda-karar-durusmasi-1006828-1.

‘GEZİ YARGILANAMAZ’

Gezi Davası’nda bugün görülecek karar duruşması öncesi Çağlayan Adliyesi’nde basın açıklaması yapıldı. Taksim Dayanışması tarafından gerçekleştirilen açıklamaya milletvekilleri, siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen’in okuduğu açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Arkadaşlarımızla birlikte ülkedeki tüm yurttaşlar yargılanıyor. Milyonlarca insanın hak ve adalet için verdiği mücadeleyi yargılamanıza izin vermeyeceğiz. Akıl ve hukuk dışı bu dava derhal geri çekilmeli, Osman Kavala serbest bırakılmalıdır. Ülke tarihinde bir onur sayfası olan Gezi Direniş’ini karalama çabasından derhal vazgeçin. Herkesi Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Hep birlikte baskılara direnmenin yolu Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaktır. Gezi yargılanamaz.”

DAVA SÜRECİ

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş insanı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 sanığın ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan yargılandığı dava, 18 Şubat 2020’de karara bağlanmıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanık Osman Kavala’nın da aralarında olduğu 9 sanığın beraatına, sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi ve Mehmet Ali Alabora’nın ise dosyalarının ayrılmasına hükmetmişti. Savcılığın yerel mahkemenin kararını istinafa taşımasının ardından İstanbul Bölge Adliye 3. Ceza Dairesi 22 Ocak 2021’de 9 sanık hakkındaki beraat kararını bozmuştu.

Bozma kararının ardından İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Nisan 2021’deki duruşmada bu dava ile yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dosyasının birleştirilmesine karar vermişti. Bunun yanı sıra Osman Kavala ile CIA eski danışmanı Henri Barkey’in FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme’ suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları davanın Gezi Parkı ana davasıyla birleştirilmesine karar verilmişti.

Öte yandan, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karar Yargıtay tarafından bozulmuştu. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi Parkı direnişine ilişkin dava ile Çarşı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, örgüt üyeliği suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesinin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı.

Davalar verilen bozma kararlarının ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirilmişti. Gezi Parkı ile Çarşı davası dosyası, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada, davaların geldiği aşama dikkate alınarak yeniden ayrılmıştı.

Günün Önemli Manşetleri

Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir