Dünya dışında yaşam bulma, daha da önemlisi zeki yaşam formları bulma çalışmaları yıllardır devam ediyor. Bir yandan dev teleskoplarla uzayın derinlikleri gözlenirken, bir yandan dev çanak antenlerle uzaydan gelecek bir sinyal yakalanmaya çalışıyor.
Ayrıca olası bir zeki yaşam formunun insanların varlığından haberdar olması için de çeşitli girişimlerde bulunuluyor. Dünyadan şarkılar ve mesajlar taşıyan bir pikabın 1977 yılında Voyager uzay mekiği ile uzaya gönderilmesi gibi.
Zeki yaşam formlarına ulaşmak için çalışmalarını sürdüren bilim insanları, temelde Voyager ile benzer bir çalışmaya imza atıyor. Ancak bu kez dünyaya dair bilgiler fiziki medya halinde uzaya gönderilmeyecek. Bunun yerine uzaylılar bulur umuduyla dünyadan uzaya yayın yapılacak.
Bu amaç doğrultusunda Seti Enstitüsü’nün Kaliforniya’daki devasa çanakları ve Çin’deki 500 metrelik radyo teleskopu kullanılacak.
Uzaylılar bulsun diye yapılacak bu yayınlarda Dünya’nın konumu ve insan DNA’sına dair bilgiler paylaşılacak.
Beacon in the Galaxy adını taşıyan proje kapsamında aşılması gereken en önemli sorunlardan biri başka zeki yaşam formları ile iletişim kuracak ortak bir dil bulmak. Bilim insanları matematik ve fiziğin tüm evren boyunca ortak bir payda olacağını umarak, mesajlarına matematik ve fiziğe dair temel prensipleri de ekliyor.
Bu mesajı alacak bir zeki yaşam formunun bu temel prensipleri tanıyarak iletişim bariyerini aşacağı umuluyor. Elbette böyle bir zeki yaşam formunun varlığı tamamen spekülatif olduğu için, bilim insanlarının bu çalışması evrende yalnız olmadığımız umudu üzerine kurulu.