Dünyanın en büyük ve güçlü parçacık çarpıştırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC), aynı zamanda dünyanın en büyük makinesi olarak da biliniyor. Maddeyi aşırı sıcaklıkta ve yoğunlukta incelemek adına, 100’den fazla ülkeden 10 bin bilim insanının katılımıyla 20 yıllık bir süre içerisinde inşa edilen çarpıştırıcı; yerin 175 metre altında, 27 kilometre uzunluğundaki bir tünel boyunca uzanıyor.
Şimdiyse Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın üç yıllık uykusundan ‘uyandığı’ bildiriliyor. Atomları daha önce olduğundan çok daha sert bir şekilde çarpıştırmaya hazırlanan devasa makinenin, evrenin neden var olduğu gizemine ışık tutabileceği ifade ediliyor.
Çarpıştırıcı, yeni deneylere haziran ayında başlayacak
Üç yıllık planlı bakım, güncellemeler ve pandemi kaynaklı gecikmelerin ardından Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, üçüncü ve şimdiye kadarki en güçlü deneysel dönemine hazırlanıyor. Bu ay başlayan tüm ilk testler ve kontrollerin olumlu sonuçlanması durumunda uzmanlar, deneylerin haziran ayında başlayacağını ve makinenin temmuz ayı sonuna kadar yavaş yavaş tam güce ulaşacağını kaydediyor.
Bu yeni deney döneminin sonunda çarpıştırıcının nötrino adı verilen hayaletimsi parçacıkların uzun süredir aranan başka versiyonlarını ortaya çıkarabileceği, yerçekimi uygulayan ancak ışıkla etkileşime girmeyen karanlık maddeyi oluşturan anlaşılması son derece zor parçacıkları keşfedebileceği ve hatta evrenin neden var olduğunu açıklamaya yardımcı olabileceği ifade ediliyor.
LHC’yi çalıştıran Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü’nde (CERN) fizikçi olan Stephane Fartoukh, konuya dair yaptığı açıklamada, “Başlangıçta iki yıl olarak planlanan ancak COVID-19 salgını nedeniyle bir yıl uzatılan Uzun Kapatma 2’nin tamamlanması, 27 kilometre uzunluğundaki karmaşık bir makineyi çalıştırmak için gerekli olan hem önleyici hem de düzeltici sayısız bakım operasyonunu devreye sokma fırsatı sağladı. ” şeklinde kaydediyor.
LHC, inşasının tamamlandığı 2008’den bu yana evrende hüküm süren temel kuvvetleri ve parçacıkları bulmak için atomları inanılmaz bir hız ve kuvvet ile çarpıştırmış ve bunun sonucunda Standart Model’deki son eksik parça olan Higgs bozonu gibi pek çok yeni parçacığın keşfinde büyük rol oynamıştı. Bu yaklaşmakta olan üçüncü çalışma döneminde ise, çarpıştırıcının yükseltilmiş yetenekleri ile Higgs bozonu da dahil olmak üzere Standart Model’deki parçacıkların özelliklerini keşfetmeye ve karanlık madde kanıtlarını aramaya odaklanılacak.
Fizikteki en büyük bulmacalardan bazıları çözülebilir
Diğer görevlere ek olarak, LHC’deki en büyük parçacık detektörü olan ATLAS deneyi, bilim insanlarını onlarca yıldır şaşırtan, nötrinolarla ilgili önemli soruları da cevaplamaya çalışacak. Bununla birlikte yaklaşmakta olan LHC çalışması ile Saçılma ve Nötrino Dedektörü (SND) ve İleri Arama Deneyi (FASER) olmak üzere iki yeni deney de yürürlüğe konacak. Buna ilişkin olarak Fartoukh, “Bu iki deney, karanlık maddenin doğası, nötrino kütlelerinin kökeni ve günümüz evreninde madde ve antimadde arasındaki dengesizlik gibi fizikteki en büyük bulmacalardan bazılarını çözmeye çalışıyor.” ifadelerini kullanıyor.
Yeni araştırmanın pek çok sürprize gebe olduğunu ve yeni veriler elde etme potansiyeli sebebiyle oldukça heyecanlı olduğunu belirten ATLAS İş Birliği için eğitim ve sosyal yardım koordinatörü ve İsveç’teki Uppsala Üniversitesi’nde doçent olan CERN fizikçisi Rebeca Gonzalez Suarez ise, “LHC saniyede 1,7 milyar çarpışma üretiyor. Tüm bu verileri tutmak imkansız, bu yüzden ilginç olduğunu düşündüğümüz olayları seçmek için bir stratejimiz olmalı.” diyor ve “Bunun için, bir şey ilginç göründüğünde sinyal gönderen donanımımızın belirli parçalarını kullanıyoruz.” diye de sözlerine ekliyor.
Üçüncü çalıştırmanın 2025’in sonuna kadar sürmesi planlanıyor. Öte yandan bilim insanlarının, LHC’nin Yüksek Parlaklık aşaması için 3. çalışmadan sonra uygulanacak ve eşzamanlı çarpışmaların ve enerjilerin sayısını daha da artıracak ve enstrüman hassasiyetlerini iyileştirecek bir sonraki yükseltme turunu tartışmaya başladığı belirtiliyor.