Engin Özkoç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elektrik kesintisi eylemini anlatarak, şunları kaydetti:
“KILIÇDAROĞLU ÇAREYİ DE SÖYLEDİ”
* Yarın 23 Nisan ve Türkiye’de 3,5 milyon hanenin elektriği kesik. Niçin? Borçlarını ödeyemedikleri için. Çocuklar karanlıkta 23 Nisan’ı kutlayacaklar. 21’inci Yüzyıl’da Türkiye’nin çocukları, annelerinin babalarının yüzlerine bakarak ‘neden bu?’ diye soracaklar. Bu hale neden düştüklerini soracaklar. İşte ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun içini acıtan buydu.
* O yüzden dedi ki: ‘Eğer elektriğe yapılan yüzde 125, ticarethanelere yapılan yüzde 162, sanayiye yapılan yüzde 185’lik zamları geriye çekmezsen, yapılan zamları geriye çekmezsen, ben o insanların sesi olmak için elektrik faturamı ödemeyeceğim. Elektriğim kesilirse de karanlıkta tüm dünyaya sesleneceğim. Benim ülkemin çocukları bunu hak etmiyor diyeceğim.’ Aslında mantıklı bir lider, muhalefetten gelen bu çağrının gereğini yapıp, gerçeğine ülkesinin çocuklarına bunu yaşatmamalıydı.
* Kemal Kılıçdaroğlu sadece soruna parmak basmadı, çareyi de söyledi: ‘Tüm bu gelinen noktalarda yapman gereken şu’ dedi. ‘Temel insan hakkı olan elektriğe ve diğer enerji kalemlerine yapılan zamları geri çek, enerjiden KDV’yi sıfırla, KDV’yi kaldır’ dedi. ‘Asgari ücretten düşük geliri olan abonelerin faturasını da enerji çekleriyle karşılayın’ dedi.
* Yani acilen yapılması gerekeni, bir an önce yapılması gerekeni madde madde, 3 maddede sıralayıp sadece sorunu değil, çözümü de söyledi Kılıçdaroğlu. Ancak tüm bu önerilere karşı iktidar kulağını tıkadı. Onun için sarayın bin odasının yanan ışığı yeterli. Onun için yandaşlarının, köşklerde, konaklarda oturan yandaşlarının şatafatlı hayatlarına yanan elektrikleriyle beraber kaldırdıkları şampanyalarda kutladıkları hayatları önemli. Onun için varsa yoksa 5’li çete.
“SOYLU, SARAYIN TETİKÇİLİĞİNİ YAPIYOR”
* İktidar Türkiye’nin hiçbir derdine çare olmuyor. Ülkede açlık var, yoksulluk var, gerçekten sorunlar birbiri ardına geliyor ama ülke başka bir şeyden daha korkuyor. Ülke, kendi ülkesinde yaşanan terör olaylarından bıkmış usanmış durumda.
* Türkiye’deki anneler şehit vermek istemiyor. Evlatlar şehit düşsün istemiyor. Bunun için devlete ve iktidara güvenmek istiyor. Güvenecekleri kişi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. O, Türkiye’de yaşanan terör olaylarıyla, Türkiye’de yaşanan kargaşalarla değil; sarayın tetikçiliğini yapıyor. O, ‘Saraya nasıl yağ çekerim, nasıl Tayyip Erdoğan’ın gözüne girerim, nasıl bu makamdan beni almaz’ diyor. Söylediklerinin arkasında gerçekler yok. ‘Türkiye’de terörü bitirdik’ dediler.
* Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratı gerçekten bu kadar zayıf mı? Mesele, bomba patlatılmadan önce müdahale edebilmektir. Mesele, terörü önceden engelleyebilmektir. Engellemedin, şehit düşen var. Sen kendi mazeretini söylüyorsun. ‘Biz PKK ile uğraşıyoruz ya onların taşeronları geliyor bu bombaları patlatıyor’ diyorsun.
* Senin sadece PKK ile değil tüm terör örgütleriyle, tüm mafya ile uğraşman gerekiyor. Sen, uyuşturucu baronları ve mafyayla kol kola dolaşıyorsun, resim çektiriyorsun, onların hakkını hukukunu koruyorsun.
“SOYLU GÖÇ İSTİLASINI BİLE ENGELLEYEMEDİ”
* Türkiye’nin başına bunlar neden geliyor biliyor musun Süleyman Soylu? Türkiye, dünyada eşi benzeri olmayan bir göç istilasında sınırlarını yeterince düzgün tutamadı. Türkiye, bu yaşanan göç istilasında diğer ülkelerle doğru bir diplomasi kurup, sadece bunun yükünü Türkiye’nin çekmesini engelleyemedi.
* Diğer ülkeler göçmenlere karşı sınırlarını kapattılar ama o sırada siz bütün sınırları açıp, başka bir ülkenin nüfusu kadar 8-9 milyon mültecinin Türkiye’ye girmesini sağladınız. O zaman da sordum, şimdi de soruyorum: Onların arasında kaç tane IŞİD militanı girdi Türkiye’ye? Kaç kişi Afgan militanı ajanı girdi Türkiye’ye? Kaç tane El Nusra, El Kaide ajanı girdi Türkiye’ye? Kaç tane DHKP-C ajanları, militanları girdiler Türkiye’ye.
* Ülkenin sınırlarını bu hale getirir, elini kolunu sallayan Türkiye’ye girerse, terör örgütleri ellerini kollarını sallayıp istedikleri zaman Türkiye’ye girerler, bombaları patlatır ve gene ellerini kollarını sallayıp Türkiye’den çıkarlar. Neden? Sen çünkü Türkiye’yle ilgili tedbir almadın. Sen içişleri bakanlığı yapmadın. Sen Türkiye’nin çıkarını iktidar olarak da zamanında korumadın.
* Türkiye’yi tekrar yaşadığı kaos ortamlarına, seçim öncesinde ve seçim aralarında tüm Türkiye de bombaların patlamasına, kan dökülmesine, masum insanların can vermesine tekrar neden olursanız, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunun hesabını sonuna kadar sizden soracağız. Buradan uyarıyorum, bir kere daha uyarıyorum: Birileri gene düğmeye basıp da Türkiye’de bir oyunlar oynuyorsa, “terörü bitirdik” dediğiniz tam da bugünlerde bombalar Türkiye’de patlıyorsa, bunun arkasında ne var, ne yok sonuna kadar gideceğiz. Bunu bilin.
“GİDENLERİN %60’I MADEM KALIYOR, NEDEN GÖNDERMİYORSUN?”
* Şimdi senin hangi sözüne inanalım Süleyman Soylu? Sen diyorsun ki, ‘biz göçmenleri buradan göndereceğiz.’ Gönder, göçmenler bayramda gidiyorlar. ‘Bayramda gitmelerine izin vermeyeceğiz.’ Daha önce ne dedin? ‘Oradaki güvenlikli bölgelerde yaşayanları, nasıl yaşadığını bilmediklerinden bayramda gönderiyoruz, gidenlerin yüzde 60’ı orada kaldı’ dedin.
* Şimdi sana soruyorum Süleyman Soylu: Madem gidenlerin yüzde 60’ı kalıyor, oradaki güvenlikli bölgeleri görünce kalma gereği hissediyorlarsa, sen buradaki mültecileri neden bayramda gönderip de orada kalmalarını sağlamıyorsun. Suriyeliler Suriye vatandaşı, Türkiye vatandaşı değil. Burada sığınmacı statüsündeler, bayramda gidiyorlar. Onların gidişlerinde senin bir söz söyleme hakkın yok, bırak gitsinler ama ülkene gidişlerinde kendi ülkende kimin gidip çıkacağına sen Türkiye olarak kendin karar vereceksin.
“YASAKLARLA ÜLKE YÖNETİLMEZ”
Engin Özkoç, Süleyman Soylu’nun müzik yasağı ile ilgili açıklamasının sorulması üzerine, “Hep değerlendiriyorlar. Hep daha sonraya sorunlarını atıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan da sağlıkçılar için dedi ki ‘Önümüzdeki yaz değerlendireceğiz ve onların yaşamlarını iyileştireceğiz’ dedi. Şöyle düşünelim; Recep Tayyip Erdoğan hastalandı ve doktora gitti, doktor ‘Siz şimdi gidin, 4-5 ay sonra buna çare buluruz’ dedi. Ne derdi? 100’ün üzerinde müzisyen intihar etmiş. Her meslek grubundan yaşamını sonlandıran insanlar var. Ama pandemi sürecinde koyduğun kuralları, artık 1 yıl, 2 yıl geçmiş, ‘Şu desibel içerisinde müzik çalınabilir’ dersin, bitti. Yasaklarla bir ülke yönetilmez” yanıtını verdi.
“TROL AKLI İLE HAREKET EDENLER”
Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturasını ödemek için AKP kanadından gelen tekliflerinin sorulması üzerine Özkoç, “Doğru bakış açısından bakamazsan böyle yaklaşımlarda bulunursun. Kemal Kılıçdaroğlu, 3,5 milyon hanenin karanlıkta kalmalarına karşı faturasını ödemedi ve mağdurların sesi olmak için bir direnişi sürdürüyor. ‘Benim bu parayı ödeyecek gücüm var ama gücü olmayan milyonlarca kişiyi karanlıkta bırakamaz devlet’ dedi. AKP’li troller ve AKP’li aklı evveller de ‘Biz sana para gönderelim sen öde’ diyorlar. Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Derdi olan ben değilim, derdi olan 3,5 milyon hane, eğer gerçekten bu kadar vicdanlıysanız, komşunuzda elektriği kesik olan varsa onların faturasını ödeyin’ diyor. ‘O mağdur insanların hanelerinin faturalarını ödeyin’ diyor. Aslında bunu o insanlara da söylemiyor. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne söylüyor” dedi.