Fransa’da Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin, Pazar günü yapılacak olan ikinci turu öncesinde adaylar Emmanuel Macron ve Marine Le Pen, televizyon düellosunda karşı karşıya geldi. Oldukça hararetli tartışmalara sahne olan buluşmada iki aday da sık sık rakibinin sözünü kesti. Özellikle Paris’in Moskova ile ilişkileri ve Fransa’nın Avrupa Birliği (AB) içinde oynadığı rol hakkında adaylar birbirleri hakkında sert ifadeler kullandı.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin lideri olan rakibi Marine Le Pen’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e bağımlı olduğunu savundu. Le Pen’in, o dönemde adı “Ulusal Cephe” olan partisi, 2014 yılında bir Rus bankasından kredi almış, Marine Le Pen de 2017 yılında Moskova’da, Putin’e konuk olmuştu. Le Pen, Fransa’da sekiz yıl önce parti olarak kredi alamadıkları için böyle bir yola başvurmak zorunda kaldıklarını ve bu işlemin hiçbir şekilde bağımsızlıklarını etkilemediğini öne sürdü.
Rusya ile NATO’yu yakınlaştırma planı
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısının, uluslararası hukukun açık bir şekilde ihlali oldğunu ifade eden 53 yaşındaki Le Pen, diğer yandan Rusya ile NATO arasında bir yakınlaşma için çaba sarfetmek istediğini ancak bunun Ukrayna Savaşı bittikten ve bir barış antlaşması imzalandıktan sonra mümkün olabileceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ülkesi Fransa’yı, Almanya ile yürütülen ortak savunma sanayi projelerinden çıkaracağını ifade eden Le Pen, Macron’u “Berlin’e karşı kör” olmakla itham etti. Almanya’nın izlediği enerji politikasını da eleştiren Le Pen, bu politikanın komşu ülke Almanya’yı “Rus doğal gazına bağımlı hale getirdiğini” ve bu sebepten dolayı hatalı olduğunu dile getirdi. Rusya’ya yönelik yaptırımları desteklediğini vurgulayan Le Pen, diğer yandan bu ülkeden doğal gaz ithalatının tamamen kesilmesinin, kendi yönetiminde söz konusu olmayacağını belirtti. Bunun doğru bir yöntem olmadığını savunan Marine Le Pen, “Rusya’ya zarar verme umuduyla harakiri yapamayız” dedi.
“İslam’a karşı değilim”
Son yıllarda, daha önce takındığı radikal tavırlarında yumuşamalar gözlemlenen Marine Le Pen, Fransa’da yaşanan İslam’a karşı olmadığını ve mücadelesini radikal İslamcılığa karşı yürüttüğünü dile getirdi. Aynı zamanda “yoğun ve anarşik göç sorununun çözülmesi” gerektiğini savunan Le Pen, bu konunun yapılacak bir referandumla halka sorulmasından yana olduğunu aktardı.
2017 yılında yapılan Fransa Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesindeki televizyon düellosuna kıyasla bu kez programa daha iyi hazırlandığı gözlemlenen Marine Le Pen, o dönem seçimi rakibi Emmanuel Macron’a karşı büyük oy farkı ile kaybetmişti. Beş yıl öncesinin aksine bu kez seçim kampanyasında ülkesini Euro Bölgesi’nden çıkarmayı vaat etmeyen Le Pen, Avrupa Birliği’nin yerine bir “Uluslar Avrupası” oluşturulmasını savunuyor.
Cumhurbaşkanı Macron ise rakibinin gizliden gizliye Euro Bölgesi’nden çıkmayı arzuladığını öne sürerek, “Bugün hala çıkmak istiyorsunuz ama bunu dile getirmiyorsunuz” dedi. Avrupa yanlısı çizgisi ile tanınan Macron, Alman-Fransız aksına olan inancını da dile getirirken; Marine Le Pen, Fransa’yı sadece Avrupa’da değil dünyada bir güç olarak görmek istediğini ifade etti. Uzun bir süre Avrupa Parlamentosu milletvekilliği de yapan Marine Le Pen, orada da “Almanların hep Alman çıkarlarını gözettiklerine” şahit olduğunu belirtti. Le Pen, Avrupa Birliği ile ilgili olarak da, Birliği değiştirmek istediğini ancak ülkesini AB’den çıkarmayı düşünmediğini aktardı.
Enflasyon ve alım gücü
Televizyon düellosunda adayların gündemindeki önemli konulardan biri de Fransa’da artan fiyatlar ve buna karşı alınacak önlemler oldu. Tüketicilerin alım gücünü artıracağı vaadini dile getiren Marine Le Pen, “Ben geçim masrafları ile mücadelenin cumhurbaşkanı olacağım” dedi. Emmanuel Macron ise, enerji fiyatlarına uygulanan katma değer vergisini büyük oranda düşürme ve maaşları artırma sözü veren rakibi Le Pen’in önerilerinin kısmen gerçeklerden kopuk olduğunu savundu.
İkinci tur seçimlere üç gün kala, güncel kamuoyu araştırmalarına göre Cumhurbaşkanı Macron bir dönem daha bu görevde kalmaya yakın görünüyor. Yapılan anketler neticesinde Macron’un, yüzde 55,5 ila yüzde 56,5 arasında oy alacağı tahmin ediliyor. Bu rakamlar da aradaki farkın, Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin birinci turu öncesinde sanılandan çok daha az olduğunu ortaya koyuyor. Macron ile Le Pen’i karşı karşıya getiren televizyon düellosu, Ulusal Birlik lideri için, oyları kendi lehine çevirebilmesi adına son fırsat olarak değerlendiriliyordu.
Reuters / ET,EC