Kuruluşundan bugüne sürdürülebilir, yenilikçi, çevreye ve insana değer katan anlayışından taviz vermedi. Sektördeki liderliğini bilim ve teknolojiyi içselleştirerek güçlü alt yapısıyla pekiştirdi.
İGDAŞ, doğal gaz dağıtım sektöründe lisanslı ilk ve tek Ar-Ge Merkezi’ni kurarak bir ilke daha imza attı. Burada İstanbullulara ve İstanbul için akıllı şehirciliğe fayda sağlayacak çalışmalar yürüten İGDAŞ adından sıklıkla söz ettiriyor.
Ar-Ge Merkezi’ni ve çalışmalarını İGDAŞ Genel Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen anlattı.
İGDAŞ Ar-Ge Merkezi’ni kurma sürecinde neler yaptınız, neler yaşadınız?
Ar-Ge Merkezi’nin temellerini yeni yönetim anlayışıyla 2019 yılının ikinci yarısı itibarıyla atmaya başladık. Hazırlıklarımızı tamamlamamız yaklaşık bir yıl sürdü. Bu süreçte mevcuttaki personel sayımızı, laboratuvarlarımızı, ekipmanlarımızı ve diğer tüm fizikî alt yapımızı başvuru süreçlerine uygun hale getirdik. Farklı sektörlere dair benchmarking raporları hazırladık. Ardından İGDAŞ’ın prosedür ve yönetmeliklerini Ar-Ge Merkezi faaliyetlerine göre güncelledik, tüm personelimize gerekli eğitimleri verdik.
Bu hazırlıklarla birlikte İGDAŞ ihtiyaçlarını da değerlendirerek Ar-Ge Merkezi’nin çerçevesini çizdik. Tüm hazırlıklarımızı tamamlamamızın ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na lisans başvurusu yaptık. Başvurumuzun olumlu sonuçlanmasının ardından Türkiye’nin Ar-Ge Merkezi lisanslı ilk doğal gaz dağıtım şirketi olduk.
Başlıca çalışma alanlarınız neler?
Biz burada ülkemize ve sektöre artı değer katacak, sürdürülebilir çevre ve akıllı şehirciliği önceliğine alan birçok proje üzerinde çalışıyoruz. Şimdiye kadar yaptığımız ve şu an yapmakta olduğumuz çalışmalar akıllı şehircilik, enerji verimliliği, karbonsuzlaştırma, çevre koruma, iklim değişikliği, şebeke güvenliği ve yerlileştirme gibi farklı birçok konuyu içeriyor. Tamamladığımız projelerle ilgili akademik çalışmalar hazırlıyor, fikrî sınaî hak başvuruları yapıyor, AB ve TÜBİTAK destekli çalışmalar gerçekleştirmeye devam ediyoruz.
Son iki yılda, tamamladığımız bu projeleri de kapsayan sekiz patent, üç faydalı model, üç endüstriyel tasarım ve üç marka başvurusu olmak üzere, Türk Patent ve Marka Kurumu’na toplam 17 fikrî mülkiyet hakkı başvurusu yaptık. Bunlardan sekiz tanesi kabul edildi. Diğer başvuruların değerlendirme süreçleri devam ediyor.
Gelelim öne çıkan projelerinize. İGDAŞ, bundan 36 yıl önce çevre ve hava kirliliği sorunuyla mücadele kapsamında kurulmuş bir kurum. Ar-Ge Merkezi’nde çevreyi koruma amacıyla yaptığınız çalışmalarınız var mı?
Çok doğru özetlediniz. Çalışmada en az yüzde 90 metan içeren saflaştırılmış yeşil gaz üretmek, doğal gaz hattına enjekte etmek ve çıkan karbondioksitin tutulmasını sağlamak temel hedeflerimiz.
İGDAŞ Ar-Ge Merkezi’nin oldukça ses getiren çalışmalarından biri de Robot Göz Projesi. Akıllı şehircilik çalışmalarına büyük destek sunan bu projeden bahseder misiniz?
İGDAŞ olarak iki bin kilometrenin üzerinde çelik hat uzunluğuyla tabiri caizse İstanbul’u çelik ağlarla örüyoruz. Tüm İstanbul’a doğal gazı kesintisiz ve güvenli bir şekilde ulaştırıyoruz. Çelik hatlarda oluşabilecek en ufak bozulmanın tespiti oldukça önemli. Bunun için TÜBİTAK RUTE iş birliğiyle Robot Göz adı verilen Boru İçi Denetleme Robotu’nu geliştirdik.
Robot Göz çelik hatların içinde 24 saat gezebilecek, böylece oluşabilecek korozyonlar önceden tespit edilebilecek. Çıkarılan üç boyutlu haritalarla çelik hatlarının güvenliği sağlanarak erken teşhisle tedbirlerimizi almış olacağız. Bu sayede hizmet kalitemizi ve maliyetimizi optimum seviyeye ulaştırarak, uzun vadeli ve düşük maliyetli planlamalar yapabileceğiz.
Robot Göz’ün özellikleri neler?
Bir kere Robot Göz, taşınabilir uzaktan kontrol birimiyle kumanda edilebiliyor. Bu, ciddi bir zaman ve maliyet tasarrufu anlamına geliyor. Ayrıca kamera modülleri sayesinde boru hattı içinden anlık görüntü alabiliyor. Boru içinde gaz akışı devam ederken, hat içinde çift yönlü hareket edebiliyor, çelik hat üzerindeki geometrik bozulma ve metal kayıplarının da tespitini yapabiliyor. Tespit edilen tüm kusurlar konum, derinlik, uzunluk, genişlik ve hasar türü bilgileriyle detaylı olarak raporlanabiliyor. Robotun aralıklarla yaydığı düşük frekans radyo dalgaları sayesinde ise kullanılacak el cihazlarıyla toprak üstünden robotun nerede olduğu belirlenebiliyor.
Robot Göz teknolojisi dünyada kullanılıyor mu?
Bu özelliklere sahip robotlar yalnızca ABD’nin ürettiği ve ihtiyaç duyan ülkelerin hizmet kiralama yoluyla kullanabildiği bir teknolojiye sahip. Yüksek maliyet karşısında kendi alternatifini geliştirmeyi tercih eden İGDAŞ’la Türkiye, bu teknolojiye sahip dünyada ikinci ülke olacak.
Akıllı şehircilik vizyonuyla gerçekleştirdiğiniz bir diğer çalışmanız da doğal gaz sayaçlarının uzaktan yönetimiyle ilgili. Bu projenizden bahseder misiniz?
Akıllı şehir alt yapılarının kurulması kapsamında, İGDAŞ olarak uzaktan okunabilen yüksek teknoloji ürünü sayaçların kullanımı ve haberleşme alt yapılarının kurulmasıyla ilgili bir proje yürütüyoruz. Bu çalışma sonucunda bu tip sayaçlara geçiş için ideal teknolojik özelliklerin belirlenmesi, İstanbul şartlarında en verimli haberleşme alt yapısının oluşturulması ve sayaçların uzaktan yönetilmesi için gerekli IoT sistemlerinin geliştirilmesi hedeflerimiz arasında.
Üzerinde çalıştığınız önemli bir projeniz var. doğal gazı kokulandıran maddeyi üretme üzerinde çalışıyorsunuz. Bu çalışmanızı anlatır mısınız?
Bildiğiniz üzere doğal gaz renksiz ve kokusuzdur. Olası gaz kaçaklarının fark edilmesi için çürük sarımsak kokusunu andıran bir kimyasal maddeyle kokulandırılır. Bu kimyasalın Türkiye’de kullanılan türünün dünyada çok sınırlı sayıda üreticisi var. Olası bir tedarik sorununda yaşanacak sıkıntının önüne geçmek için doğal gaz kokulandırıcı maddeyi üretmek üzere bir çalışma yürütüyoruz. Projenin hayata geçmesiyle birlikte ülkemiz adına katma değeri yüksek önemli bir iş yapmış olacağız.
İstanbul, fay hatları üzerinde olmasından dolayı her zaman deprem riski bulunan bir şehir. Bu riske karşı sizin de bir deprem erken uyarı sistemi geliştirme projeniz olduğunu biliyorum. Bu proje nedir ve çalışmalarda hangi aşamadasınız?
İstanbul’da bir deprem olması durumunda, doğal gaz kaynaklı ikincil felaketlerin önüne geçmek için bir projeye başladık. İsmi, Fiberoptik (FO) Tabanlı Deprem Erken Uyarı Sistemi Geliştirilmesi Projesi. Aslında İGDAŞ’ın bir Deprem Erken Uyarı Sistemi var. Mevcuttaki sistemimiz erken uyarı sinyallerini Kandili Rasathanesi’ne ait cihazlardan alıyor. Üzerinde çalıştığımız projede ise erken uyarı sinyallerinin FO kablolar kullanılarak üretilmesi amaçlanıyor. Yani Marmara Denizi tabanında bulunan mevcut FO kablolarını, erken uyarı sensörü olarak kullanmayı hedefliyoruz.
Projeyle, Kandilli Rasathanesi’nden gelen veriler mevcuttakinden yaklaşık 6-10 saniye daha erken alınacak. Böylelikle acil bir durumda mevcut sistemin doğal gazı kapatma süresi kısalacak. Özetle olası deprem sonrası yaşanabilecek doğal gaz kaynaklı ikincil felaketlerin önüne geçmek için önemli kazanımlar elde edilecek. FO kabloların Marmara Denizi altında bulunan fay hatları güzergâhında yer alması, her 10 metrede bir sensör özelliği göstermesi, haberleşme için ekstra bir üniteye ihtiyaç olmaması projenin katma değerini artırıyor.
Ayrıca FO sensörlerden alınan veriler sadece doğal gaz şebekesinde değil metro, tren, elektrik şebekesi, petrol hatları, su hatları, büyük veri alt yapıları, büyük endüstriyel işletmeler gibi birçok farklı sektör ve alanda kullanılabilecek.
Sadece Ar-Ge çalışmalarından mı ibaret bu merkezdeki projeleriniz?
Ar-Ge merkezimizde yapılan çalışmalar akademik yayınlarla da destekleniyor. Bu kapsamda, 2021 yılında 12’si uluslararası alanda olmak üzere toplam 16 akademik yayın hazırlandı. Bunların tümü projelerde yer alan İGDAŞ personeli tarafından akademik hayata kazandırıldı. Akademik geçmişi olan biri olarak tüm arkadaşlarımla gurur duyduğumu burada fırsat bulmuşken ifade etmek isterim.
Ulusal ve uluslararası fon kaynaklarını da yakından takip ediyorsunuz. Bu konuda neler yapıyorsunuz şu anda?
Akıllı haberleşme ve alt yapı konulu projemizle 2021 yılı içinde AB hibe programı olan EUREKA çatısı altında yürütülen Eurogia 2030 kümesi Call-18 çağrısı için başvuru yaptık. Projemiz, Avrupa değerlendirmesi aşamasını başarıyla geçti. Şimdi değerlendirme sürecinin ikinci aşaması olan TÜBİTAK değerlendirme aşamasındayız. Bu, Ar-Ge merkezimizin bir diğer heyecan ve gurur verici işlerinden oldu.
Projelerinizde üniversitelerle iş birliğini oldukça önemsiyorsunuz.
Evet. Ar-Ge Merkezi’nin kurulmasıyla birlikte üniversitelerle iş birliklerimiz arttı. Projelerimizi bilimsel temellere oturtmak için akademik çalışmaların öneminin farkındayız. Bu nedenle üniversitelerle iş birliğine gitmeyi tercih ediyoruz. Uluslararası projelerde muhakkak bir ya da iki üniversite ortaklığımız bulunuyor.
Ar-Ge Merkezi’nin kurulması İGDAŞ’a nasıl faydalar sağladı?
Teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişmekte olduğu çağımızda ticari başarı elde edebilmenin en büyük şartı Ar-Ge ve inovasyon kültürünü benimsemek ve bu süreçlere uygun projeler geliştirmektir. Dünya markası olma hedefimizin bir parçası olarak Ar-Ge Merkezi’nin kurulması, üniversitelerle iş birliklerimizi artırdı. Bunun yanında yurt içi ve yurt dışı birçok firmayla ortak proje yürüttüğümüz için know how katkısı oldu.
Bilinirliğimiz birçok firmadan yurt dışı projeleri için ortaklık teklifi almamızı sağladı. Ayrıca fon kaynaklarına ulaşmamızı da kolaylaştırdı. Yürütülen projelerde Kalkınma Ajansı, TÜBİTAK ve Avrupa Birliği fonlarından azami şekilde faydalanıyoruz. Ayrıca bu fonlar sayesinde yaptığımız çalışmalar sonucunda elde ettiğimiz bilgileri ulusal ve uluslararası akademik yayınlarla bilim dünyasına kazandırıyoruz.
Ar-Ge Merkezi’nin gelecek için plan ve hedefleri neler?
İGDAŞ Ar-Ge Merkezi olarak doğal gaz sektörünü ulusal ve uluslararası üniversitelerle bir araya getirerek, bu alanda iş birliği yapmaya devam edeceğiz. Üniversitelerin yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin doğal gaz sektörüne, güvenli ve sürdürülebilir doğal gaz arzına, enerji tasarrufu ve verimliliğine yönelik çalışmalarını destekliyoruz. Yeni teknolojileri takip ederek projelerimizi geliştirip daha da ileriye taşıyacağız. Özetle Ar-Ge Merkezi unvanıyla taçlandırdığımız İGDAŞ adını, bu yola çıktığımız ilk günkü enerjimizle zirveye taşımaya devam edeceğiz.