Önder Yılmaz / ANKARA – TMSF Başkanı Fatin Rüştü Karakaş ve Varlık Fonu yöneticileri faaliyetlerine ilişkin TBMM’de detaylı bilgilendirme yaptı. Kayyum tartışmalarına “Firmalara biz el koymuyoruz, mahkeme bizi kayyum olarak atıyor. Vallahi, mahkemenin kararlarına karışamayız” ifadeleriyle karşılık veren kuruluş temsilcileri çarpıcı rakamları ve bilgileri özetle şöyle açıkladı:
134.7 MİLYON KİŞİNİN HESABI VAR: Bütün bankalarda toplam 134 milyon 788 bin 145 kişinin hesabı var. Ticari mevduatlara baktığımız zaman 8 milyon 765 bin 159 kişinin hesabı var. Bir kişinin her bankada 200 bin lirası güvence kapsamında. Geri ödemelerde eğer herhangi bir sorun olursa üç ay içerisinde şahıslara ödeme yapılacak. 97,1 milyar TL tutarında mevduat sigortalı rezervimiz var. Bugün itibarıyla sigorta kapsamına alınan tüzel kişileri de eklersek 1 trilyon 457 milyarı sigortalı rezerv söz konusu. Risk esaslı sigorta prim tarifesi uyarınca bankalardan üç ayda bir prim topluyoruz.
KAYYUMA TEK MAAŞ: Şu anda kayyum firmalarında 281 kayyum görev yapıyor; bunun 161’i TMSF çalışanı, 120’si dışarıdan uzman kişilerden atama. Kaç firmada görev alırsa alsınlar tek bir ücret alıyorlar.
FETÖ DAVALARI: Beş uluslararası davamız var. Davalardan biri İpek Holding ortağı Akın İpek tarafından; “Akfel Grubu” dediğimiz Baltacı Ailesinin açtığı dava; yine Kaynak Grubundan “Cascade Ltd.” dediğimiz firmanın ortakları tarafından açılmış bir dava var; “Aydınlı Grubu”ndan küçük ortak olan, ama FETÖ’cü olmayan kâr payını alamadığı iddiasıyla açtığı bir UNCITRAL ticari tahkim davamız var. Bir de İpek Koza’yla ilgili İngiltere’de devam eden bir dava var.
KÂRLA KAPATTIK: Geçen sene için 10 milyar liranın üzerinde konsolide bir kârla kapattık. Bir önceki seneye göre de yüzde 17’lik bir kâr artışı söz konusu. Dolayısıyla, Türkiye Varlık Fonu’nun konsolide mali tablolarının dip toplamı da önceki seneye göre kârını artırmış biçimde kapatmış durumdadır.
KAMU BANKALARINA SERMAYE DESTEĞİ: Kamu bankalarının ana hissedarı olarak her daim bankalarımızın arkasında olmaya ve onlara sermaye desteği vermeye devam edeceğiz.
SÜRAT KARGO: Sürat Kargo konusu mahkemelik. 8 bin kişinin ekmek yediği bir tesis. Değerinin üzerinde bir fiyatla satış oldu. Satış vadeli ama teminat mektubu alıyoruz bütün riski kapsayacak kadar ve devlet ne faiz uyguluyorsa onu da bütün taksitlerini de faiz olarak tahsil ediyoruz.
Neden satın aldık?
Türk Telekom’daki birinci konu; imtiyaz bitiyor, zaten 2026’da devlete bu bilabedel geri dönecek. Niye satın alındı? 2026’da biten sabit altyapı imtiyazı. Şirkette bitmeyen, devam edecek olan da mobil, 52 milyon müşteri, tüm insan kaynağı, markalar bunların hepsi Türk Telekom’da kalmaya devam edecek. Devlete iade olacak olan sadece sabit altyapıydı. İkincisi, Türk Telekom’daki varlığın üçte biri zaten kamu varlığı, dolayısıyla bu bir kamu malına, milli servete sahip çıkma. Biz eğer böyle bir aksiyon almasak dört sene daha imtiyaz bitene kadar internet altyapısına yönelik olan yatırımlara hız vermeyeceklerdi. Biz çok hızlı biçimde fiber altyapıyı hızlandırarak ülkemizin layık olduğu internet hızına ulaşabilecek seviyeye gelmesini istiyoruz.
ÇAY-KUR ZARARI: ÇAY-KUR’un bulunduğu bölgede vatandaşın ürettiği çayların tamamını satın almak gibi bir sosyal fayda yükümlülüğü var. Yüklü miktarda bir stoğa katlanmak durumunda ve vatandaşın parasını da peşin ve zamanında ödemesi gerektiği için sadece finansman yükü var. Finansman yükünden kaynaklı bir zarar söz konusu ama onun dışında şirket faaliyetleri itibarıyla da operasyonlarını düzgün biçimde de yönetebilecek durumda.
TEMİNAT, İPOTEK YOK: Türk Telekom konusuna baktığınızda borç deniyor ama bizim aldığımız borçların hepsinin karşılığı bir yatırım aslında. Türk Telekom’un satın almasında hiçbir şekilde teminat verilmedi, hisse lehine ya da herhangi bir ipotek, temlik söz konusu değil. Zaten herhangi bir varlığımızın şu ana kadar ne teminatı ne de ipoteği yok.