Tabii ki Rusya-Ukrayna savaşı en önemli gündem maddemiz. Başladığından beri, uluslararası alandaki diğer önemli sorunları neredeyse unutturdu hepimize. Dikkatleri üzerine çekmesi elbette doğal. Bu uğursuz savaş uluslararası etkili aktörlerin hesaplaşma alanlarından birine dönüştü biraz da. O nedenle uzun zaman gündemde de kalacak gibi.
Savaşın “unutturdu” dediğim önemli konulardan biri Afganistan tabii ki. Ülkenin ellerine teslim edildiği Taliban’ın canı cehenneme ama bu uğursuz örgüt bahane edilerek batılı güçlerin 2021’de Afganistan Merkez Bankası’nın varlıklarını dondurması çok ciddi bir insan kıyımına yol açacak. 2.1 milyar ABD doları tutarındaki rezervler Avrupa bankalarında tutuluyor. 7 milyar ABD doları tutarında bir kaynak da ABD bankalarında. ABD Başkanı Joe Biden 11 Şubat’ta dondurulan Afgan varlıklarının yarısına el konulmasını emretmiş, tazminat olarak 11 Eylül 2001 kurbanlarına verilmesini şart koşmuştu. Bakın bu tek kelimeyle eşkıyalıktır. 11 Eylül saldırılarını gerçekleştirenin El Kaide olduğunu söyleyen ABD, bu örgütün günahını Afganistan’a yükleyerek Afganistan halkının parasına çökecek.
“En korkunç insani kriz”
BM tahminlerine göre, 42 milyonluk Afganistan nüfusunun yaklaşık 23 milyonu açlıkla karşı karşıya. 13 milyon çocuk insani yardıma muhtaç, neredeyse dört milyon çocuk yetersiz besleniyor, 1 milyon çocuk ise açlığın pençesinde. Birleşmiş Milletler, “dünyanın şimdiye kadar tanık olduğu en korkunç insani krizlerden biri”nin yaşanacağı konusunda uyarılarda bulunuyor. Çünkü ülkede kıtlık var. Bunun ilk nedeni, son yıllarda yaşanan büyük kuraklık. Üstüne Covid-19 salgını geldi, ABD öncülüğündeki emperyalist güçlerin çekilmesiyle bu ülkelere bağlı olan ekonomisi de çöktü Afganistan’ın. Ülkeye yapılan dış yardımlar da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesi üzerine kesildi. Taliban nedeniyle uygulanan yaptırımlar, ülkenin SWIFT üyesi olmaması nedeniyle küresel finans sisteminden kopuk olmasının getirdiği zorluklar ülkeye mali yardım göndermenin de önünü tıkamış durumda.
Rezervlerinin dondurulmasıyla Afganistan Merkez Bankası’nın düzgün bir biçimde çalışmasına da olanak yok. Bu ne demek? Başta sağlık çalışanları olmak üzere memurlara maaş ödeyememek, ülkenin yeniden inşasına başlayamamak demek.
Rezervler serbest bırakılmalı
Şu toz duman arasında kim bu sesi duyabilir bilmem ama şu sıralar Afganistan Merkez Bankası’nın rezervlerinin serbest bırakılması için büyük bir kampanya başlatılmış durumda. Bunun yapılmasının Batılı hükümetlere fazla bir maliyeti olmayacak ama Afganistan’ın kuraklıkla mücadelesinde çok ama çok büyük yararı olacak. ABD’ye Almanya’ya bu konuda baskılar yapılıyor bu yüzden.
Taliban’a olan karşıtlıkla çelişik değil bu tür bir kampanyaya destek vermek. Günahım kadar sevmem lanet örgütü. Nasyonalsosyalist molla gibi Taliban’ı antiemperyalist falan gördüğüm de yok. Ama rezervlerin serbest bırakılması yaşamsal önemde. Taliban da olsa ülkeyi yöneten, bu rezervler serbest bırakılmalı. Rezervlerin serbest bırakılmasından sonra Taliban tarafından çarçur edilmesini denetlemek de mümkün. Başta Çin olmak üzere, başı şimdi hayli sıkıntıda olan Rusya, Pakistan, BM bu denetlemeyi yapabilir, ihlal durumunda Taliban’ı durduracak yaptırımlar uygulayabilir.
ABD ile Almanya Taliban’ın yönetimde olmasını bir halkın parasına el koyma gerekçesi yapıyorlar. Biden, düpedüz “başkalarının işlediği suçtan” Afganistan’ı da sorumlu tutarak parasının bir kısmını gasp etmeye hazırlanıyor. Hırsız bunlar.
Tüm bu uluslararası gelişmeleri izlemekten başka yapacak bir şeyimiz olmayabilir. Karşıtlığımızı pratiğe dökme olanaklarından da yoksunuzdur, olsun. Klavye karşıtlığı bile olsa itirazımız yine de çapımızı, etkimizi küçümsemeyelim. Hiçbir yere kımıldamasak bile, kendimizi bu alçaklıklar karşısında doğrunun yanında konumlandıralım. Kimse fark etmese bile karşılarında milyonlarca insan olduğunu hissettirelim küresel eşkıyalara. En azından vicdanımız rahatlar. Ölmek üzere olan o 1 milyon çocuk öldüğünde, yetersiz beslenen 4 milyon çocuk da ölüme yaklaştığında vicdanımız gerçekten acı verebilir.
Afganistan yok oluyor çünkü.