Genital siğiller ile bağışıklık arasında nasıl bir ilişki var?

HPV enfeksiyonu tüm dünyada en sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalık olduğunun altını çizen Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Yanaral, “En sık genital siğil nedeni HPV 6 ve HPV 11 tipleridir. Genital siğil hem erkek hem kadınlarda ortaya çıkabilir. En sık bulaşma yolu enfekte bir cilt veya mukoza ile direkt temastır. Genital siğiller genellikle cinsel yol ile bulaşır. Virüsün derideki çatlaklardan içeri girmesi ve yerleşmesi bulaşıcılık için yeterlidir. Ancak genital siğiller çok daha fazla sayıda HPV içerdiği için bulaş riski daha fazladır. HPV virüsü cilt çatlaklarından girip yerleştikten sonra latent olarak kalıp herhangi bir bulguya yol açmadan aylarca bekleyebilir ve kişinin bağışıklık sistemi zayıfladığında genital siğiller ortaya çıkabilir” dedi. 

Genital siğilde hijyenin çok önemli olduğuna da dikkat çeken Yanaral, “Tuvalet sonrası ellerini yıkamayan virüsü taşıyan bir kişi ile tokalaşmak bulaş için risk oluşturur. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi de hastalığın ortaya çıkmasını ve tekrarlamasını önlemek için önemli. Genital siğil bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle korunmasız cinsel ilişki yoluyla bulaşır. Ancak cildinde HPV bulunan biriyle doğrudan cilt teması yoluyla da bulaşabilir. Genital siğil sarılmak, havlu paylaşımı, ortak çatal bıçak ve tuvalet kullanımı ile bulaşmıyor. Kadınlarda ve erkeklerde görülme oranları benzerdir. Erkekte HPV enfeksiyonu görülme sıklığı yaşa göre değişmez ancak kadında yaşla beraber değişiyor. Özellikle 25-30 yaşa kadar artmakta sonra düşmekte ardında menopoz dönemde yine artıyor. Kadınlarda cinsel temasla bulaşan siğillerde en sık yüksek riskli HPV saptanırken, erkekte saptanan düşük ve yüksek riskli HPV tipi oranları aynı” şeklinde konuştu. 

Genital siğil risk faktörlerini  birden fazla partnerle korunmasız cinsel ilişki, cinsel yolla bulaşan başka bir enfeksiyonun olması, genç yaşta cinsel hayata başlamak ve bağışıklık sisteminin zayıf olması olarak sıralayan Yanaral, genital siğil tanı, tedavi ve korunma yöntemleri hakkında ise şu bilgileri verdi: 

“Genellikle gözle muayene sırasında kolay bir şekilde tanı konulabiliyor. Şüpheli durumlarda biyopsi alınarak patolojik inceleme ile tanı kesinleştiriliyor. Genital siğil tedavisinde temel hedef siğilin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaçla cerrahi yöntemler ve ilaçla tedavi yöntemleri kullanılabiliyor. Siğillerin büyüklüğüne, sayısına ve yerleşimine göre tedavi yöntemine karar verilir. Genital siğil tedavi seçenekleri arasında siğilin cerrahi olarak çıkartılması, koter ve lazer ile lezyonun yakılması, kriyoterapi yöntemi ile genital siğilin dondurulması bulunuyor. Krem tedavisi siğilin neden olduğu şikayetleri azaltmak, lezyonu küçültmek için kullanılabilir. Bunlar siğil dokusunu kimyasal olarak yakarak tedavi sağlayan ilaçlardır.

Bu tedaviler siğile neden olan HPV’ye yönelik olmadığı için virüsü vücuduna almış bir kişide dönem dönem siğilin tekrarlaması görülebilir. Siğiller tamamen ortadan kaldırıldıktan sonra tekrarlamasının önleyebilmek için bağışıklık sistemini güçlendirici takviye ilaçlar kullanılabilir. Genital siğiller tedavi edilmediğinde kendi kendine kaybolabilir veya daha büyük hale gelebilir. HPV taşıyıcılarında sigara içme alışkanlığı, ailede kanser öyküsü de varsa kanser riski daha da artıyor. Bu nedenle HPV enfeksiyonu geçiren her hastanın tarama testleri ile rutin takibi önemli. HPV ile ilişkili hastalıklardan en etkin korunma yöntemi ilk cinsel ilişki öncesi HPV aşısı yaptırıyor. Bu aşılar ile HPV tip 6 ve 11 ile oluşan genital siğiller önlenebiliyor. Genital siğil için en önemlisi korunmak ve hastalık oluşturacak bir duruma mahal vermiyor. Bu konuda aşıyı mutlaka değerlendirmek gerekli. Eğer ufakta olsa bir siğil gelişir ise doktora başvurulmalı ve gerekli tedavi uygulanmalı.” 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir