Bakan Soylu 2 ay öncesinde sinyali vermişti! Esed yanlılarının neden kaçtığı belli oldu

Yazar Acet köşesinde “yeni ve ilginç bir bilgi”diye tanımladığı İçişleri bakanı Soylu’nun 2 ay önce “Daha önce iç savaşın olduğu bölgelerden gelenlerin dışında hafif bir karakter değiştiren ve Şam’dan kaçak yolları kullanmak suretiyle gelmek isteyenlerin olduğu ortada. Bu göç akımı biter mi? Bizim kanaatimiz yeni başladı.” sözleriyle anlattığı Suriye’deki yeni durumu ve Türkiye olan etkisini irdeledi. 

İşte Mehmet Acet’in “Suriye’den Esed yanlıları da kaçıyor: Savaş korkusundan değil…” başlıklı yazısı;.

İki ay önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ev sahipliğinde ‘göç’ konulu bir toplantıya katılmıştım.

O toplantıda Soylu, Suriyeli sığınmacılar bahsinde konuşurken, çok ilginç yeni bir bilgi vermişti.

Bu yeni bilgi, Suriye’den son dönemde gelenlerin önemli bir bölümünün Şam bölgesinden, yani Esed rejiminin kontrolü altında olan yerlerden gelenlerden oluştuğu bilgisiydi.

Şunları söylemişti Bakan Soylu:

Esed rejiminin güvencesi altında savaş korkusu yaşamadığı halde Şam bölgesinden insanların kaçıp gelmesinin tek bir sebebi vardı:

Büyük ekonomik sıkıntılar, hatta açlık tehlikesi.

Bu bilginin, Türkiye içinde sığınmacı düşmanlığı yapanlara dönük olarak da önemli bir tarafı var.

Her fırsatta Suriyeli sığınmacıların ülkelerine gönderilmesini öneren bu çevreler, Esed’in kendisine sadakat gösteren insanları bile evlerinde tutamamasına bir gerekçe üretmek zorunda kalacaklar.

Gerekçe demeyelim, bahane daha doğru bir tabir olur.

Zaten evini barkını terk ederek can korkusuyla Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin Esed rejiminin güvencesi altında geri dönüşlerinin bir zemini bulunmuyor.

Rejim, kendisine sadakat göstermeyen milyonlara katliam ya da kaçmak dışında bir seçenek sunmuş değil.

Ancak, savaşın olmadığı bölgelerde Esed yanlısı grupların açlık nedeniyle ülkeyi terk etmeye başlaması, o bölgelerde hayat şartlarının çok vahim seviyelerde olduğuna işaret ediyor.

TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER ARASINDA SUÇ ORANLARI ÇOK DÜŞÜK SEVİYELERDE

Süleyman Soylu İçişleri Bakanı sıfatıyla ülkenin bütün asayiş olaylarını yakından takip ediyor.

O günkü buluşmamızda kendisi, ülkemizdeki Suriyelilerle ilgili şikayet edici bir dil kullanmamıştı.

Zaten zulümden kaçıp gelen bu insanlara Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan sonra en fazla sahip çıkan isimler arasında yer alıyor kendisi.

Türkiye’deki Suriyelilerin durumuyla ilgili şöyle demişti Soylu o toplantıda:

“Hem üretim hayatına, eğitim hayatına katılmalarında görüyoruz ki birkaç olayın dışında çok büyük bir toplumsal kırılmanın yaşanmadığı, büyük toplumsal olayların olmadığı bir durum var.”

Demek ki, takdim edildiği gibi çok büyük bir negatif durum söz konusu değil.

Rakamlar da bunu gösteriyor zaten.

Suriyelilerin suça karışma oranı, Türklerin suça karışma oranının çok gerilerinde.

Karıştıkları suçların büyük bölümü de kendi aralarında yaşadıkları ihtilaflardan kaynaklanıyor.

İçişleri Bakanı Soylu’nun verdiği rakamlara göre;

2020’de Türkiye’deki Suriyelilerin kendi nüfusları içinde suça karışma oranının yüzde 1,1 iken, Türk vatandaşların yüzde 1,9, 2021’de ise Suriyelilerin yüzde 1,3, Türk vatandaşların yüzde 2,1 olarak istatistiklere yansımıştı.

DİKKAT! SEÇİM DÖNEMİNDE İSTİSMARLAR, KIŞKIRTMALAR ARTABİLİR

Muhalefet, özellikle de CHP ve İYİ Partililer, sığınmacılar üzerinden provokasyon dilini kullanmaktan vazgeçmiyorlar.

Bunu iktidarın zayıf karnı olarak düşündükleri için fırsat buldukça topluma karşı kışkırtıcı bir argüman olarak devreye sokuyorlar.

İYİ Parti içindeki ulusalcılar, CHP içindeki Baas yanlıları bunu en çok yapıyor.

Halbuki, Suriyelilerin çok büyük bölümü toplumsal ve ekonomik hayata da entegre oldular.

İnşaat, mobilya, tarım gibi emek yoğun alanlarda ekonomiye ciddi katkı sağlıyorlar.

Hep yük oldukları gibi bir algı var ama gerçekte yük olmaktan çok yük alıyorlar.

Hep demişimdir, tekrar edeyim.

Göç, iyi yönetildiği zaman ülkeler için zenginliktir.

Bundan korkmamak lazım.

KAYNAK: MEHMET ACET

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir