SENEM AYDIN – Burcu Kıratlı, şimdilerde yedi yıl aradan sonra dönüş yaptığı ‘Her Aşk Biraz Komiktir’ tiyatro oyununun heyecanını yaşıyor. Projede boşanma aşamasında bir kadını canlandıran Kıratlı, “Tesadüf… Tamamen oyunun kaderini yaşadım” diyor. Eş zamanlı olarak Sinan Akçıl ile boşanma sürecinde olan Kıratlı ile W İstanbul’da buluştuk, hayatını ve projelerini konuştuk.
– ‘Her Aşk Biraz Komiktir’ tiyatro oyunu ile yedi yıl aradan sonra sahneye döndünüz. Özlemiş misiniz?
İnanılmaz özlemişim. Yaptığın esprilerin anında tepkisini almak, ara alkış almak çok keyifli ve özlediğim bir şeydi. Her oyun ilk oyun gibi…
– Oyunda fikir ayrılıklarına düşen ve boşanma aşamasında olan bir kadını canlandırıyorsunuz. Projeyi kabul ederken özel hayatınızdaki boşanma süreci başlamış mıydı yoksa tesadüf mü oldu?
Sevgili İrfan Kangı, partnerim Gürkan Tavukçuoğlu, Emre Özkan bana dört oyun göndermişti, içlerinden bunu seçtim. Çünkü duygu geçişlerinin çok olduğu, ciddi performans isteyen bir hikayeydi. Biraz kendimi zorlamak istedim. Oyunu seçerken hayatımda böyle bir durum söz konusu değildi. Konuşması bile yoktu. Provaların ortasında oldu. Hatta İrfan’a hep diyordum, “Lanetledin mi, ne yaptın?” Tesadüf… Oyunun kaderini yaşadım.
– Hayatınızda yeni bir dönem başlıyor, bu süreci nasıl anlatırsınız?
Bilmiyorum bazen insan yaşadığı duyguları kelimeye dökemiyor. İşlerim de çok arka arkaya geldi… Tiyatro başladı. Kendall+Kylie markasının reklam filmini çektim. Şimdi dizi görüşmemiz var. Biraz iş yoğunluğu ile karışık bir dönem. İyi-kötü tüm duyguları iç içe yaşıyorum.
– Sinan Akçıl ile ikinci kez boşanma aşamasına geldiniz. Bu kez kesin bitti, geri dönüşü yok diyor musunuz?
Şu dönemde böyle hissediyorum ve böyle yaşıyorum. Asla düşman olamayız çünkü birbirimizin gururunu kıracak ya da rencide edecek bir şey yaşatmadık. Biz sadece aşkın verdiği tutkuyu doğru yönetemedik.
– Evliliğinizin bitişiyle ilgili birçok iddia konuşuldu. Bu haberler sizi yıprattı mı?
Hayır çünkü artık bunların maalesef işimizin gereği olduğunu kabullendim diyebilirim. Özellikle Sinan ile ilişkimden sonra. Biliyorsun ben hep magazinden uzak yaşayan biri oldum. Ailem magazinin içinde olmasına rağmen… İşimle gündeme geleyim, projelerimle konuşulayım istedim. Ama Sinan’dan sonra çıkan haberlere alışıp, gülüp geçmeyi öğrendim. Geçen en yakın arkadaşımla “Sevgili mi?” diye yazıldı. Bir başka 10 yıllık arkadaşımla da haberlerim çıktı. Eskiden olsa anksiyete geçirirdim. Artık takılmıyorum ve kendimi yıpratmıyorum.
– Çocuk sahibi olmak istemediğiniz için yollarınızı ayırdığınız da söylendi. Anneliği yaşamak ister misiniz?
Bazen bir şeyin bitmesinin tek sebebi olmuyor. O an doğru zaman değildi, olmadı. Tabii ki anne olmak istiyorum ama şu an önceliğim kariyerim.
– Hep beğenilen biri miydiniz?
Şımarıklık gibi algılanmasın ama evet, hiç aksi bir şey duymadım. Lisede de, üniversitede de öyleydi. Okulun popüler kızı vardır ya, ben oydum işte (gülüyor). Asi ve popüler kız.
– Asi tarafınız devam ediyor mu?
Ediyor, asiliğim hiç eksilmedi. Özellikle ilişkiler konusunda biraz zorum. Genelde benim yüzümden oluyor her şey (gülüyor). Bunu da itiraf etmiş olayım. En azından kabul ediyorum. Karşımdakini zorluyorum biraz.
Ama beni mutlu etmek bir o kadar da kolaydır. Ve hayata karşı hep cesurum. Olaylara, risklere, aşka, her şeye karşı…
‘Telefon solunum cihazım olabilir’
– Sosyal medyayla aranız nasıl?
El alışkanlığı oldu her şeyden önce. Sabah gözümü açar açmaz elime alıyorum. Sonra yüzümü yıkayıp, kahvemi alıp, güne devam ediyorum.
– Hiç dijital detoks yaptınız mı?
Telefon benim solunum cihazım olabilir (gülüyor). Detoks bana göre değil, yapamam.
‘İşimi aşkla yapıyorum’
– Röportajdan önce “Hayatım haftalık değişiyor” dediniz..
Evet, biraz olayları üzerine çeken bir kadınım galiba. Çok üzen ya da yıpratan bir olay yaşamıyorum şükür ama her hafta hayatımda bir şeyler değişiyor diyebilirim. O yüzden çok büyük konuşmuyorum artık…
– Büyük konuştuğunuz her şey başınıza mı geldi?
Gelmedi ama bilemiyorsun, hayat o kadar sürprizlerle dolu ki… Hayatın bana getireceği sürprizleri kabul ediyorum ve ona göre yaşıyorum.
– Aşka kapıları kapadınız mı?
Ben aşk kadınıyım. Aşk hayatımın her zaman en önemli parçası olacak. Köpeğime de, en yakın arkadaşıma da, anneme de, işime de aşığım. Her şeyi aşkla yapıyorum.
– Kendall ve Kylie Jenner kardeşlerin markası olan Kendall+Kylie’nin Türkiye’deki tanıtımında yer alıyorsunuz. Bu iş birliği hakkında neler söylersiniz?
İnanılmaz heyecanlıyım. Bir sonraki reklam çekimimiz Abu Dabi’de olacak. İşlerinde gerçekten titizler. Kendall+Kylie ekibi her şeyle bizzat ilgileniyor.
– Kendinizi Kendall-Kylie Jenner kardeşlere benzetiyor musunuz?
Kendall Jenner’ın giyim ve makyaj tarzı bana daha yakın. Benzer bir havamız olduğunu söylüyorlar ama ben kendime benziyorum (gülüyor).
‘İleride oyunculuk okulu açmak istiyorum’
– Bundan sonrası için kariyer hedeflerinizde neler var?
25-30 sene sonra kesinlikle bir oyunculuk okulu açmak istiyorum. 25-30 yıl dedim çünkü onun için daha çok gencim. Kendall+Kylie’nin toplantılardan sonra altı ay kadar yurt dışında kalmayı düşünüyorum. Orada aktör stüdyolara gitmeyi düşünüyorum.
– Yurt dışında oyunculuk yapmak istiyor musunuz?
Oyunculuğu kendi ülkemde yapmak bana her zaman daha keyif verir. Tabii ki film, marka anlaşmaları gibi kısa süreli işler olabilir ama mesleğimi her zaman Türkiye’de yapmak isterim.
– Yıllar önce bir proje için saçınızı kazıtmıştınız. Yine olsa yine yapar mısınız?
Yaparım. Bir rol geldiğinde, o karaktere aşık olursam 30 kilo da alırım, 45 kiloya da düşerim, saçımı da kazıtırım. Yurt dışında bunlar çok normal. Bizde bir tık daha konuşuluyor.