TBMM Başkanı Şentop, Müslüman ülkelerde her yıl Ramazan ayının 15’incü günü kutlanan ‘Dünya Yetimler Günü’ nedeniyle bir mesaj yayımladı. Şentop mesajında, Ramazan ayının 15’inci gününün ‘Dünya Yetimler Günü’ olarak kabulünün Müslümanlar kadar bütün insanlık için büyük önem arz ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Yetimlerin bağışlanmaya vesile olması bakımından da ayrıca düşünülmesi gereken bu özel günü, bugün de yeniden idrak ediyor ve dikkatlerimizi dünyanın her yanına serpilmiş yetimlerimize çevirip, insani ana gündemlerimizden biriyle daha yakından hemhal olmaya çalışıyoruz. Bireyler kadar toplumların da yalnızlaşıp yüzüstü bırakılabildiği bir çağda, UNICEF rakamlarına göre muhtelif sebeplere bağlı olarak dünyada 140 milyon yetim çocuk bulunuyor. Gerçekte bu sayının daha yüksek olduğuna inanılıyor ve her yıl bu rakama 3 milyon yeni çocuk ekleniyor. Küresel olduğu ölçüde kırılganlığı da artan dünyamızda zincirleme reaksiyonlar zayıf ve güçsüz toplumları bir anda yıkım ve sosyal çalkantılarla yüzyüze bırakabiliyor. Böyle bir vasatta çoğu İslam coğrafyasında olan yetim yavrularımızın sorumluluğu, içimizde ağırlık noktası oluşturuyor. Yetim kardeşlerimize karşı olan davranışlarımızı ilahi öğretiyle öğrendiğimiz gerçeğini ve alemlere rahmet Peygamber Efendimizin yetim olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu konudaki sorumluluk ve hassasiyetimiz bir kat daha artıyor.”
‘YETİMLERİ İHMAL, KALBİ İHMALDİR’
Halihazırda sivil toplum kuruluşlarının yüzlerce ülkede hiç bir ayırım yapmaksızın yetim çocuklarla ilgili çeşitli projeler yaptığını ve sponsorların desteğiyle kalıcı ve çözüm odaklı çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü vurgulayan Şentop, mesajının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Sivil toplum kuruluşlarımızın gönüllülerini ve çalışanlarını bu özel ilgi ve çalışmaları için tebrik ve takdir ediyorum. Sistematik iyilik bilinci ve eylemi dünyayı bütünüyle kurtaramasa da yetim çocuklarımız için her zaman hayati bir dokunuş olacaktır. İyiliğin onarıcılığına sığınarak, ramazan ayında biraz daha yoğunlaşan ve incelen duygularımız toplumsal hayatın akışını etkileyip, başkalarını da düşünmenin köprülerini kuruyor. Bu gönül köprülerinde adımlarken yetimlerimizi, güçsüz insanlarımızı yeni bir bakışla selamlıyor, geçip gitmek yerine durup bakmanın ve bir şeyler yapmanın değerli bahçesine giriyoruz. Yetimlerimizle çiçekleniyor, dünyayı daha tahammül edilebilir bir yere dönüştürdüğümüzü hissediyoruz. Yetimleri ihmal etmenin kalbimizi ihmal etmek ve çürümeye terk etmek olduğu inancıyla; yeryüzünde iyilik için çalışan bütün kardeşlerimizi en içten duygularımla selamlıyorum.”