Hacı Bayram Veli’de örtünen, Ayasofya’da tahiyyetü’l-mescid namaz kılan ve her fırsatta ‘Hacı’ olduğunu söylemesine rağmen 2017’de gerçekleştirdiği Anıtkabir ziyaretinde, “İmanımızı tazelemek için buradayız” ifadelerini kullanan İP Genel Başkanı Meral Akşener, son çıkışıyla yine şaşırtmadı.
CHP’ye payanda ettiği İyi Parti’nin kuruluşunun ardından ziyaret ettiği Hacı Bayram-ı Veli türbesinde örtünen, Ayasofya-i Kebir Camii’nde namaz kılan ve her fırsatta ‘Hacı’ olduğundan dem vuran Meral Akşener, yine şaşırtmadı. Anıtkabir ziyaretinde, “imanımızı tazelemek için buradayız” diyen Akşener, şimdi de içerisinde “Muhammed’in dini”, “Beyni sulanmış hafızlar” şeklinde ağır hakaretlerin yer aldığı ve Mustafa Kemal’in manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan tarafından kaleme alınan “Medeni Bilgiler’ adlı kitabı, okullarda ders kitabı olarak okutacaklarını söyledi. TBMM Başkan Vekili sıfatıyla 2013 yılında ziyaret ettiği kutsal topraklarda Hac farizasını yerine getiren Hacı Meral Akşener’in söz konusu kitabı okullarda okutacağını söylemesi, infiale sebep oldu.
BU BİLGİLER Mİ MEDENİ?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’rin partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda ballandıra ballandıra anlattığı 1932-1940 yılları arasında ders kitabı olarak dayatılan
Medenî Bilgiler adlı kitapta şu dehşet verici ifadeler yer alıyor:
Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde (üzerinde) bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.
Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir fikri yoktur; din dediği şey, bilinmeyen inanç temellerine ve meçhullerle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir…”
Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur.
KAFALARINI ÖRÜMCEK BAĞLAMIŞ
Konuyla ilgili Akit’e konuşan Milli Beka Hareketi YİK Üyesi Hasan İlter, “Tek kelimeyle bunları tarif edecek olursak, bunların adı gerici. 21. Yüzyıla gelmişiz, dünyanın özlediği Başkanlık sistemine geçmişiz, bunlar tutturmuş, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ diye geriye gitmeye çalışıyorlar. Bunlar tâ Atatürk zamanında okutulan ve gelen tepkiler, yapılan yanlışlar anlaşıldıktan sonra tekrar kaldırılmış Medeni Bilgiler kitabını yine geriye gidip müfredata sokmayı vaat ediyorlar. Bu özgürlük çağında, tekrar bizim başımıza musallat etmek istiyorlar. Bunlar, kafaları örümcek bağlamış gerici yobazlar. Bunları başka türlü tarif etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı. Malum zihniyetin gerekirse şeytanla bile işbirliği yapacak kadar ilkesiz siyaset yürüttüğünü kaydeden kadar İlter şöyle devam etti: “Bu zihniyet işine geldiği zaman gidiyor Hacı Bayram-ı Veli türbesinde başını kapatıyor. Gidiyor Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde namaz kılıyor, öbür taraftan dönüyor Anıtkabir’de iman tazeliyor. Hangi imanınızı nerede tazeliyorsunuz? Hacı Bayram-ı Veli’deki imanlarınızı mı? Anıtkabir’deki imanlarınızı mı? Hangisi gerçek imanınız? İki iman mı taşıyor bu arkadaşlar. Bir Allah’a, bir de Atatürk’e mi iman ediyor bu arkadaşlar. Birileri bize bunu açıklasın. Her şeyleri böyle bunların. Tutarlı değiller. Gericilikten, yobazlıktan başka bildikleri bir şey yok. Tayyip Erdoğan’ı indirmek için şeytanla işbirliği yapmak gerekirse, onu bile yapacak kadar kendilerini düşürüyorlar ve ilkesiz bir siyaset yürütüyorlar.”
GERÇEK KİMLİĞİ ORTAYA ÇIKIYOR
Gazeteci Mehmet Fırat, “Meral Akşener’in yaptıklarına, konuştuklarına hiçbir şekilde şaşırmıyoruz. Zaten, pozisyon itibariyle milliyetçi muhafazakâr bir role büründürülmüş birisiydi. Bu parti kurulurken milliyetçi kesimin desteğine ihtiyacı vardı, onu aldı. Sonra da CHP’nin vekilleri ile parti kurdu. İnanın bunun Mustafa Kemal sevgisi bile sahtedir. İktidar hırsı için yapmayacak bir şey bırakmıyor. Partisine LGBTİ sevicilerini alması, HDPKK ittifakı uğruna parti yönetiminden milliyetçi, mukaddesatçı kişilerin uzaklaştırılması ve son açıklaması, partinin gerçek kimliğine kavuşma çalışması olarak düşünülmelidir” dedi. Fırat şöyle devam etti: “28 Şubat’ta da benzer bir tutum içindeydi. MGK kararlarını içtenlikle uygulayan bir bakandı. Fettoş’un referansıyla bakan olduğu açıklanmıştı.”
İP, CHP’DEN DAHA TEHLİKELİDİR
Araştırmacı Yazar Mustafa Albayrak ise, “İyi Parti’yi milliyetçi ve muhafazakâr bir parti olarak görmek mümkün değil. Zaten kendileri de bu yüzden MHP’den ayrıldılar. Ancak bu şekilde de oy toplayamadıkları için kendilerini yine suret-i Hak’tan göstermek istiyorlar. Gerçekte ise İyi Parti, daha çok yönü CHP’de olan, fakat CHP’nin kifayetsizliği yüzünden arayışta olan laik, seküler ve Şamanist kesimlerce desteklenmektedir. İktidara gelmeleri halinde, içerisinde homoseksüelliğe prim veren maddelerin yer aldığı İstanbul Sözleşmesini koltuğa oturmadan tekrar yürürlüğe sokacak imzayı atacağını belirtmeleri de, bunun çok açık bir göstergesidir. Yani parti CHP’nin sözde sağcı görünümlüsüdür. Ama bunu da becerememektedir. Hatta kısmen ırkçı ve mülteci düşmanı olması hasebiyle CHP’den daha tehlikeli bir partidir” açıklamasında bulundu.