Yılbaşından bugüne yüzde 34’lük getiri sağlayan Borsa İstanbul, tarihi rekor düzeylere ulaştı. Üç aylık bilançolarla ilgili beklentiler ve artan iyimserlik borsalarda yükselişi destekliyor. Halkın son dönemde borsaya yöneldiğini söyleyen Yatırım Danışmanı Eda Karadağ, “Aslında borsa her zaman en iyi yatırım aracı olarak görülür. Hisse senedi piyasasında her yatırımcıya bir seçenek sunuluyor. Riski seven veya sevmeyen yatırımcı, kendine göre bir şirket seçimi yaparak piyasada yer alıyor. Son dönemde borsadaki hareketin sebebi, enflasyondaki yükseliş olarak görülüyor. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar sürüyor. Böyle bir ortamda yatırımcı kendisine riskten korunma amaçlı enstrümanlar tercih etmek ister. Şimdilik borsaya ciddi bir yatırım yapıldı. Birçok şirketin ucuz olmasının da etkisi fazla. Bu ihtimaller bir süre daha endeksi destekleyecek gibi gözüküyor” diye konuştu.
“Borsanın yükselişinde birinci çeyrek 2022 kâr tahminlerinin de etkili olduğunu söyleyebilirim. Birinci çeyrek 2022 finansalları nisan ayı sonu itibariyle açıklanmaya başlayacak. Döviz kurlarındaki oynaklığın azalması ve yatay seyirlerin görülmesi de endeks üzerindeki baskının sınırlı da olsa azalmasını sağladı. Türkiye’nin özellikle Batılı ülkeler ve ABD ile olan ilişkilerinden olumlu sinyaller geliyor. Siyasi ilişkilerinde yurtiçi piyasaların seyrinde etkisi yüksek. Geçtiğimiz yıllarda bunun örneklerini yaşadık. Sonuç olarak Borsa İstanbul’daki alımların şimdilik bilanço dönemine kadar devam etmesi bekleniyor.” Yatırım Danışmanı Eda Karadağ
‘YATIRIMCILAR SEKTÖR SEÇİMLERİNDE DİKKATLİ OLMALI’
Pandemi döneminde gıda-perakende, telekomünikasyon ve sağlık sektörlerinin ön planda olduğunu ileten Karadağ, normalleşme başlayınca sektörlerde de hızlı bir şekilde toparlanmaların izlendiğini belirtti. Ancak savaş devreye girince işlerin değiştiğini söyleyen Karadağ, “Özellikle kısa vadede havacılık ve turizm sektörleri baskı altına girdi. Emtialardaki yükseliş, enerji maliyeti olan şirketleri baskılamaya başladı. Buna rağmen eskisi kadar hisseler üzerinde savaş kaynaklı bir baskının olduğu görülmüyor. Yine de jeopolitik riskler, emtialardaki dalgalanmalar, enflasyondaki seyir derken yatırımcılar sektör seçimlerinde dikkatli olmalı. Borsanın ön planda olduğu bu dönemde, bankalar, bilişim-yazılım, demir çelik, havacılık, beyaz eşya, otomotiv, perakende, holding, cam, petro kimya sektörlerini takip edilebilir” açıklamasını yaptı.
Piyasa hangi yöne hareket ediyorsa, yatırımcının da o yöne doğru bir strateji belirlemeye çalıştığına değinen Karadağ, “Ani hareketlerde sakin kalmak yerine agresif davranabiliyorlar ve bu durumda zararlar artıyor. Her ne kadar enflasyondan koruma amaçlı da olsa borsada bir yükseliş beklentisi görülmesine karşın, devam eden Ukrayna-Rusya savaşı ve büyük merkez bankalarının politikalarında sıkılaşmaya başlaması, önemli gelişmeler olarak yerini koruyor. Özellikle Fed’in önümüzdeki dönemde faiz konusunda daha sert adımlar atma ihtimali, Türkiye gibi gelişmekte olan ülke borsalarını baskı altında bırakabilir. Bu nedenle yatırımcı bunları göz önünde bulundurmalı ve aktif bir zarar durdur stratejisine bağlı kalarak hareket etmeli” uyarılarında bulundu.
‘ŞİRKET SEÇİMİ ÇOK İYİ YAPILMALI’
Yatırımcıların şirket seçimlerini çok iyi yapmaları gerektiğine dikkat çeken Karadağ, sosyal medyada gördükleri şirketler yerine aracı kurumların hazırladıkları raporları okumaları ve çalıştıkları kurumların araştırma birimleriyle görüşmeleri tavsiyesinde bulundu. Karadağ, bir şirket seçerken dikkat edilmesi gerekenler için şunları söyledi:
“Şirketin; nakit durumu, borçluluk rasyoları, gelecek dönem projeksiyonları, ihracattaki payı, döviz yükümlülüğü ve sektördeki yeri önemli noktalardır. Bunlara mutlaka bakılmalı. Sonuçta bir şirketin borcu her çeyrek artarsa o şirkete yatırım yapmak biraz sakıncalı olabilir. Buna ek olarak özellikle uzun vadeli yatırımcının vazgeçilmezi, temettü veren şirketlerdir. Şirket her yıl düzenli temettü ödüyorsa bu da yatırımcılar açısından değerlendiriliyor.”
‘KÜRESEL PİYASALARDAN POZİTİF AYRIŞIYOR’
Borsa İstanbul’un 25 Şubat ile biten haftadan itibaren yükseliş hareketine devam ederek, küresel piyasalardan pozitif ayrıştığını dile getiren Yatırım Araştırma Uzman Yardımcısı Makbule Deniz, “Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliğin artması ve jeopolitik risk unsurlarının tetiklenmesiyle beraber 24 Şubat tarihini 1.851 puan seviyesinden kapatan endeks, 13 Nisan itibarıyla yüzde 34 değer kazanarak, tarihi rekor düzeylere ulaşmış durumda. Deniz, diğer yandan 29 Mart’ta İstanbul’da gerçekleştirilen barış müzakerelerinden somut adımların çıkmasının, taraflardan gelen olumlu açıklamaların ve Türkiye’nin garantör devlet olma statüsünün devam etmesine dair söylemlerin de Borsa İstanbul’da yeni bir ivmelenmeye neden olduğunu söyledi.
“Borsaya son zamanlarda özellikle bir ilgi söz konusu. Tarihsel olarak baktığımızda yüksek enflasyonun görüldüğü zamanlarda borsalar her zaman cazip bir yatırım aracı olmuştur. Tasarruflarını reel anlamda korumak isteyen yatırımcıların borsayı tercih ettiklerini söyleyebiliriz.” Yatırım Araştırma Uzman Yardımcısı Makbule Deniz
Deniz, özellikle önümüzdeki süreçte yılın ilk çeyrek bilançolarının gelmesiyle beraber bilanço dönemine girilecek olmasının yükselişin devamını beraberinde getireceğini aktardı. Dolar bazlı endekste 17 Aralık’ta gördüğü zirve seviyeler olan 170 dolar seviyelerin tekrardan gündemde olduğuna değinen Deniz, kısa vadede bu seviyelerin aşılması durumunda 180 dolar seviyelerinin gündeme gelebileceğini, onun da güncel kur ile yaklaşık olarak 2.628 puan seviyesine tekabül ettiğini kaydetti.
“Borsaya bir ‘yatırımcı’ gözüyle bakılarak orta ve uzun vadeli hareket edilebilir. Bu seviyelerden piyasaya katılan ve kısa vadeli düşünen yeni yatırımcıların ise zarar-durdur seviyelerini önceden belirleyip işlem açmalarında fayda var. Diğer yandan portföylerinde çok fazla çeşitliliğe gitmeyerek belli başlı hisseleri tercih ederek portföy yapılabilir. Özellikle bilanço döneminin geliyor olmasıyla beraber döviz açık pozisyonu olmayan, kârlılıkları ve satışları yüksek güçlü finansal tablolara sahip, temettü verimliliği yüksek şirketlere yatırım yapabilirler.” Yatırım Araştırma Uzman Yardımcısı Makbule Deniz
‘PERAKENDE, GIDA, BANKACILIK VE ENERJİ SEKTÖRLERİNDE FIRSAT VAR’
Borsadaki yükselişlerin ana taşıyıcı sektörlerinin ulaştırma ve holding olurken, tarihi rekor seviyelerinin geçilmesinde ise bankacılığın etkili olduğunu söyleyen Deniz, “Fırsat yaratabilecek sektörler arasında enflasyonist bir ortamda cirolarını artıracağını düşündüğüm perakende ve gıda bulunuyor. Makro riskler yüksek seyretse de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, öz sermaye kârlılıkların arttığı bir ortamda enflasyona endeksli tahvil getirileri, kredi makasları, komisyon gelirleri ve toparlanan marjlar kârlılıkları destekleyeceğinden bankacılık sektörü de fırsat sunuyor. Aynı zamanda spot elektrik fiyatlarındaki artıştan nemalanabilecek enerji sektörünün de önümüzdeki süreçte fırsat barındırdığını düşünüyorum” görüşünü paylaştı.