İSTİB açıklamasında görüşlerine yer verilen Ali Kopuz, dünyanın gıda konusunda zor zamanlar yaşadığını belirterek, “Bildiğiniz üzere, pandemi kuraklık ve lojistik maliyetler gibi unsurların da etkisi ile fiyatlar zaten tarihi seviyelere ulaşmıştı. Tüm bunların da üzerine Ukrayna-Rusya savaşı eklendi” ifadelerini kullandı.
Kopuz, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün açıkladığı genel gıda fiyatları endeksinin ölçülmeye başladığı 1990 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaştığını aktararak, “Bu zirveye ulaşılmasında en büyük etkenler, kendi rekorlarını kıran bitkisel yağlar, tahıllar ve et fiyatları oldu” açıklamasını yaptı.
Türkiye’deki tarım ve gıda fiyatlarını da dünyadaki durumu göz ardı etmeden tartışmak gerektiğine işaret eden Kopuz, gıda fiyatlarındaki artışa, sadece iç piyasaya bakarak çözüm üretilemeyeceğini kaydetti.
Kopuz, tüm bu sürecin aslında kendi kendine yetebilmenin önemini gösterdiğini aktararak, şunları aktardı:
“Biz aslında gıdada büyük oranda kendi kendine yeten bir ülkeyiz. Yapılan gıda ithalatının önemli bir kısmını işleyip ihraç ediyoruz. Ancak, bunu yeterli bulmayıp daha fazlasını hedeflemeliyiz. Zira dünyanın ve ülkemizin nüfusu hızla artıyor. Ayrıca iklim krizinin etkilerini derinden yaşıyoruz ve tarımın tüm dünyayı beslemeye yeterli olmadığı bir döneme doğru ilerliyoruz. Yani bugün yapacağımız hamleler sadece bugünü değil, geleceğimizi de kurtaracak”
“Malumunuz olduğu üzere geçtiğimiz ay; ay çiçek tohumu, mısır, soya gibi yağların ithalatında uygulanan gümrük vergileri 30 Haziran’a kadar sıfırlanmıştı. Bazı ürünlerin ihracatına kısıtlama getirilmişti. Bununla birlikte, tarımsal desteklerin artırılması için en somut adım geçtiğimiz hafta geldi. Malumlarınız olduğu üzere 15 Mart’ta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı önemli bir açıklama vardı. Çiftçimize müjdeler içeren bu açıklama sonrası çalışmalar hızla tamamlandı.
Geçen hafta hazine destekli tarımsal kredi limitlerinin artırılacağı ve güneş enerjisi ile sulama yatırımlarının destekleneceği açıklandı. Hazine destekli düşük faizli tarım kredilerinde yüzde 50 ile yüzde 233 arasında değişen oranlarda iyileştirmeye gidildi. Uygulama dönemi de 1 yıl daha uzatılarak 2023 sonuna çekildi”
Yatırım ve işletme türüne göre kredi faizlerinin de indirildiğine işaret eden Kopuz, “Gerekli kriterler sağlandığı takdirde indirim oranları artacak ve sıfır faizli kredi kullanımı mümkün olacak. Özellikle geleneksel hayvansal üretimde limitlerin 1,5 milyon liradan 5 milyon liraya çıkarılmış, 200 bin liraya kadar olan kredilerde de sıfır faiz imkânı getirilmiş olması, hayvancılık konusunda yeni bir atılımın müjdesini veriyor. Kontrollü örtü altı tarım desteklerinin yüzde 100 artırılması, seracılığı ve dolayısı ile mevsimsel fiyat dalgalanmalarını olumlu yönde etkileyecektir” açıklamasını yaptı.
“GIDA SEKTÖRÜNDE, SAVAŞ ÖNCESİ DAHİ KIRILGAN BİR KÜRESEL YAPI VARDI”
Kopuz, çiftçinin en büyük sorunlarından biri olan yem bitkisi üretimi konusunda da limitlerin 5 milyon liradan 10 milyon liraya çekilmiş olmasının sevindirici olduğunu aktararak, şunları aktardı:
“Öte yandan, tarım makineleri, traktör, modern basınçlı sulama sistemleri, tarım makineleri parkı, arazi alımı, lisanslı depoculuk yatırımları ELÜS karşılığı kredi, soğuk hava deposu yatırımları, tarımsal ürünlerin işlenmesi, sözleşmeli üretim gibi üretimin daha işlevsel alanlarında da yüzde 50 ile yüzde 100 arasında değişen artışlar yapıldı.
Tüm bu teşvikler, hükümetimiz tarafından, tarımsal üretimin artırılması için kapsamlı bir çalışma yapıldığının en net göstergesidir. Şu an yapılan bu artışlar sonucunda ben inanıyorum ki üreticilerimiz, devletimizin sağladığı bu imkânları sonuna kadar kullanacaktır. Gıda üretimi artık keyfi değil milli bir meseledir. Eğer bugün kendi üretimimizi yapamazsak yarın öbür gün bunun acısını hep beraber çekeriz”
Gıda sektöründe, yaşanan savaş öncesi dahi kırılgan bir küresel yapının olduğunu hatırlatan Kopuz, şunları kaydetti:
“Şimdi sorun daha da büyüdü. Biz de İstanbul Ticaret Borsası olarak bu sorunun çözümü için neler yapabiliriz, gıdada yaşanan sorunlara ne gibi çözümler sunabiliriz, düşüncelerinden hareketle, bir süredir ülkemizin önde gelen akademisyenlerinin, sektör temsilcilerinin ve karar alıcıların katılımı ile ‘Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor’ başlığı altında toplantılar düzenliyoruz.
Şu ana kadar hububat, süt ve süt ürünleri, zeytin ve zeytinyağı gibi sektörlerin temsilcileri katıldılar, değerlendirmelerini yaptılar. Çok yakın zamanda da ‘bal sektörü’ ile bu toplantılarımıza bir yenisini ekleyeceğiz. İnşallah sorunları ve çözüm önerilerini tartışarak gıda sektörüne katkı yapmayı sürdüreceğiz”