Boğaziçi Üniversitesi’nde 2 Ocak 2021’de Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolar, Bulu’nun görevden alınmasının ardından da devam ediyor. Direnişin 467’nci gününde Boğaziçili akademisyenler bir araya gelerek rektörlük binasına sırtlarını döndüler ve Bulu’nun ardından rektörlüğe atanan Naci İnci’yi protesto ettiler.
Direnişin 67’nci haftasında yayımlanan bilgi notunda şu ifadelere yer verildi:
“Bugün 15 Nisan 2022, Cuma. Boğaziçi Üniversitesi’nde direnişin 1. yılı doldu ve 67. haftası sona eriyor. Bugün direnişin 467. günü.
Naci İnci’nin ilgili kurullarının hiçbiri muhatap alınmadan, kurum iradesi hiçe sayılarak şeffaf olmayan bir şekilde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının iki yüz otuz ikinci, 30 Temmuz günü gerçekleştirdiğimiz destek oylamasında akademisyenlerin yüzde 95 oranında rektör adaylığına karşı olduğu açıklanan İnci’nin Matematik Bölümü tam zamanlı öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ı hiçbir gerekçe göstermeden dönem ortasında görevden almasının ise yüz elli birinci günü !!!
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de 12:15’’te #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 320. kez rektörlük binasına döndüler.
Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz” “Vazgeçmiyoruz” ve “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite” yazan dövizler taşıdılar.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 320. nöbetlerinin ardından haftanın her son iş gününde olduğu gibi haftalık açıklamalarını okudular:
Bugün 15 Nisan Cuma. Nöbetimizin 320., direnişimizin 467. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.
Siyasi saiklerle göreve getirilmiş olan Naci İnci yönetiminin hukuksuz uygulamaları uluslararası akademik camianın tepkilerini çekmeye devam ediyor. Mart ayında Türkiye ve dünyadan 1000’den fazla akademisyen ve 35 kurumun imzasıyla yayınlanan “Boğaziçi Direnişine Destek” metninin imzacılarından olan Fransa Matematik Derneği (SMF) 6 Nisan tarihinde yayınladığı bildiriyle haksızca görevine son verilmiş olan meslektaşımız Mohan Ravichandran’a desteğini bildirdi. Bildiride, nedensizce işine son verilen matematikçi Ravichandran’ın durumundan hareketle Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekildi, bu bağlamda akademisyenlerin verdiği özgürlük, özerklik ve demokrasi mücadelesinin önemi vurgulandı.
On dört aydır sürdürdüğümüz bu mücadelenin devamlı etkinliklerden biri olan açık derslere bu hafta Güney Meydanda bir yenisi eklendi. SÖZ-101’de bu çarşamba Erol Köroğlu “İntihal 101: Akademinin Yıkımı ve Akademisyenin Özkıyımı” adlı dersi verdi*. Derste, yaygınlaşan ve üst mevkilere atanan akademisyenlere kadar uzanan intihalciliğin, yükseköğretim alanında yaşanan nicel büyüme ve metalaşma ile ilişkisi irdelendi, intihale karşı tavizsiz duruşun önemi vurgulandı. Kampüslerimizde akademik, sosyal ve kültürel alışverişlere özgürce alan açan diğer tüm etkinlikler gibi SÖZ-101 dersleri de hocalarımızın katılımıyla dönem boyunca devam edecek.
Her hafta olduğu gibi süregiden hukuksuzluklara dair yaptığımız çağrımızı yineliyoruz:
Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm ve fakültelerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.
Türkiye’de özgür, özerk ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,
Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz!” (HABER MERKEZİ)