Ramazan ayı süresince uzun süreli açlık ve susuzluk dönemi, bazı sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle sahur ve iftar arası sürenin uzaması ile birlikte yeme içme düzeni ve uyku düzeninde değişiklikler olailiyor.
Son olarak Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Sevil Alagüney, konuya ilişkin uyarılarda bulundu.
Uzm. Dr. Alagüney, “Diyabetik bireylerde bu durum daha ağır sağlık problemlerine yol açabilir. Ramazan ayında diyabetik bireylerin karşılaşabileceği sorunlar kan şeker düşüklüğü, iftar sonrası ani kan şeker yüksekliği, uzun süreli susuz kalmasına bağlı tansiyon düşüklüğü, susuzluğa bağlı böbrek hasarı riskidir. Ayrıca uzun süreli dehidratasyon damar içi pıhtılaşmaya yatkınlık oluşturup kalp damar hastalıkları ve nörolojik hastalıklar riskini artırabilir. Ramazan ayında oruç tutması sakıncalı olan hastalar, sık sık kan şeker düşüklüğü yaşayanlar, çoklu insülin tedavisi alanlar, diyabet regülasyonu bozuk olanlar, gebeler, diyabete bağlı organ hasarı olan hastalardır” diye konuştu.
‘RAMAZANDAN EN AZ 1-2 AY ÖNCE HEKİMİNE BAŞVURMALI’
Diyabetik hastanın oruç tutup tutamayacağı her bir birey için ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Alagüney, “Hastanın sağlık durumuna, kullandığı ilaç tedavisine, kan şeker regülasyon durumuna ek hastalıkları olup olmamasına, sosyal yaşamı göz önünde bulundurularak her birey için ayrı olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle oruç tutmak isteyen diyabetli hastalar ramazandan en az 1-2 ay önce hekimine başvurmalı ve bu açıdan değerlendirilmelidir. Hastanın kullanacağı ilaçlar gözden geçirilmeli, diyet eğitimi verilmeli ve ramazan ayında dikkat etmesi gerektiği konular konusunda bilgilendirilmelidir“ sözlerini kullandı.
Alagüney, şöyle konuştu:
“Hastalarda yakın kan şeker takibi yapmaları önerilir. Özellikle ilk günler kan şeker takibi daha önemlidir. Şeker hastaları gün içinde birkaç defa ve iftardan iki saat sonra mutlaka kan şekeri ölçümü yapmalıdır. Hastalara hipoglisemi belirtileri konusunda eğitim verilmelidir. Ellerde titreme, soğuk terleme, çarpıntı, acıkma, baş dönmesi, baş ağrısı şikâyetleri olması durumunda mutlaka kan şekeri ölçümü yapmaları gerektiği konusunda uyarılmalıdır. Kan şekerinin 70 mg/dl’nin altında ya da 300 mg/dl’nin üstünde saptanması durumunda oruç hemen sonlandırılmalıdır. Diyabetli hastaların hipoglisemi riskine karşı mutlaka yanlarında meyve suyu ve şeker gibi bir gıda bulundurması gerekmektedir.”
‘SAHUR MUTLAKA YAPILMALI’
Uzun süreli açlığa bağlı iftar sonrası ani şeker yükselmesinin önüne geçmek içinde önerilerde bulunan Uzm. Dr. Alagüney, “İftarda dengeli besinler tüketilmeli, sıvı tüketimini artırmalı, sahur öğünü mutlaka yapılmalı, doktorunun önerdiği ve devam etmesi gereken ilaçları düzenli kullanılmalıdır. Ayrıca oruçlu olduğu dönmede aşırı fiziksel aktiviteden kaçınmaları önerilmektedir” ifadelerini kullandı.