“Sevgili kent sakinlerimiz… Lütfen yerel hükümetin salgın önleme kurallarına harfiyen uyunuz. Ruhunuzun özgürlük arzusunu kontrol altına alınız ve şarkı söylemek için camlara çıkmaktan kaçınınız. Bu davranış bulaş riski taşımaktadır.”
Şanghay’ın batısında bulunan bir gökdelende yaşayanlar, Çin’in Covid-19 pandemisinin başından beri uyguladığı en sıkı karantinanın üçüncü haftasında, yaşadıkları can sıkıntısını camlardan şarkı söyleyerek aşmak isterken hoparlörlü bir insansız hava aracı, binanın yakınlarında dolanıp bu mesajı yineleyerek, halkı evlere sokmaya çalışıyordu.
Resmi verilere göre, pandeminin ilk gününden bu yana dünyada toplam 499 milyon vaka kaydedildi, can kayıplarının sayısı ise 6,18 milyonu buldu. Sadece ABD’de açıklanan vefat sayısı 1 milyon seviyesine yaklaşmışken 1,4 milyar nüfuslu Çin’de resmi verilere göre can kaybı 4600’ün biraz üzerinde.
Çinli yetkililer bu düşük oranın ilk günden bu yana uygulanan “sıfır Covid” politikasının bir başarısı olduğunu savunuyor. Ancak nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ının aşılandığı ülkeyi yakından takip eden analistler, “sıfır Covid” yaklaşımının sürdürülebilir olmaktan çıktığı yorumlarını yapıyor. Son günlerde özellikle ülkenin 25 milyon nüfuslu finans merkezi Şanghay’dan gelen görüntüler, tüm dünyaya “Çin neden bu yüksek maliyetli politikayı sürdürüyor?” sorusunu sorduruyor.
VUHAN’DAKİ SALGINI DA O KONTROL ALTINA ALMIŞTI
Geçtiğimiz hafta sonu Şanghay oldukça önemli bir ziyaretçiyi ağırladı. Ülkenin Covid’le mücadele politikaları konusunda en önemli isimlerinden biri olan Başbakan Yardımcısı Sun Chunlan, Şanghay’a gitti.
Sun, 2020 ilkbaharında Covid vakalarının patlak verdiği dönemde salgının başlangıç noktası kabul edilen Vuhan’da deyim yerindeyse karargâh kurmuş ve şehirdeki karantina sona erene kadar de Pekin’e dönmemişti. Hızla yayılan Omicron BA.2 varyantı nedeniyle son bir aydır neredeyse her gün yeni vaka sayılarında rekorlar kırılmasıyla Sun bir kez daha devreye girdi.
Çin’in en kalabalık şehri olan Şanghay, Mart ortasından beri neredeyse tamamen kapanmış durumda. Şehirde yaşayan neredeyse herkesin test edilmesi için çalışmalar sürerken sergi salonları birer birer karantina merkezlerine dönüştürülüyor. Atılan bu adımlar akıllara 2020 ilkbaharında Vuhan’dan gelen görüntüleri getiriyor. SARS-CoV-2 virüsünün yarattığı riskin tam olarak bilinmediği o günlerde de Çin, hastalığın kökünü kazıyabilmek için ani ve katı bir kapanmaya gitmişti.
Şanghay makamlarından dün yaptıkları açıklamada, 25.000’den fazla yeni vaka sayısı kaydedilmesine rağmen, şehrin bazı bölgelerinde kapatma kurallarının gevşetileceği belirtildi. Gu Honghui’nin yaptığı açıklamada en az iki hafta boyunca hiç pozitif vaka görülmemiş bazı mahallelerde “uygun etkinlikler”e izin verileceği belirtildi. Ancak bu mahallelerin sakinlerinin yoğun kapatma uygulamasının devam ettiği bölgelere girişine izin verilmeyecek. Hangi mahallelerde gevşek kurallar uygulanacağı bölge yetkilileri tarafından duyurulacak. Son 24 saatte açıklanan vakaların 914’ünün semptomatik, 25.173’ünün asemptomatik olduğu belirtildi.
BİR KİŞİ UMUMİ TUVALETTE KARANTİNADA KALDI
Milyonların günlerdir evlerinden ve iş yerlerinden çıkamadıkları, hatta bir kişinin bir umumi tuvalette kapalı kaldığı Şanghay’da durum biraz daha farklı. Zira resmi verilere göre, kent genelinde şu ana kadar sadece 1 ağır vaka görüldü, can kaybı ise yaşanmadı. Testi pozitif çıkan 100 binden fazla kişinin ise hastalığı asemptomatik (belirti göstermeden) geçirdiği belirtildi.
Ancak bu hafif tablo, Pekin’in “dinamik sıfır Covid” olarak nitelendirdiği politikadan vazgeçileceği anlamına gelmiyor. Aksine Çin Komünist Partisi’nin 25 kişilik Politbüro’sunun tek kadın üyesi olan Sun, Şanghay’a ayak basar basmaz yaptığı açıklamada, Covid önlemlerini daha da yoğunlaştırma kararı alındığının altını çizdi.
Ancak Şanghay’dan gelen haberler, yerel liderlerin bu kadar sıkı önlemler almaya hiç ama hiç hazır olmadığına işaret ediyor.
Şanghaylıların gıda alışverişi için bile evden çıkmaları yasaklandı. Temassız internet siparişi kanallarının da yetersiz kalmasıyla, milyonlarca insan açlık riskiyle karşı karşıya kaldı. “Çin’in Twitter’ı” olarak bilinen Weibo’da açılan ve erzak alımına ya da erzakların uzun zaman dayanmasını sağlamaya yönelik ipuçları paylaşılan “Şanghay’da gıda alışverişi” etiketi bir anda çok popüler oldu. Etiket kısa süre içinde Pekin hükümetinin müdahalesiyle platformdan kaldırıldı ancak benzer etiketler halen aktif. Kullanıcılar paylaşılarında yoğunluğu aşıp boş bir teslimat saati bulabilmek gün ağarmadan uyanıp sipariş verdiklerini belirtiyor. WeChat’te kurulan gruplar üzerinden örgütlenen komşular, toplu siparişler verip yoklukla mücadele etmeye çalışıyor. Diğer yandan dün bölge sakinlerinin temel ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli adımların atıldığı açıklanmıştı. Ancak sosyal medyada paylaşılan görüntüler gerçeğin bunu tam tersi olduğuna işaret ediyor. Sky News’da yayımlanan görüntülerde, kentte bir depo yüzlerce kişi tarafından yağmalandı. Güvenlik güçleri yağma sırasında kalabalığı durdurmadı.
BÜYÜME HEDEFLERİNİ BİLE ETKİLEDİ
Geçen ay ilk olarak pozitif vakaların tespit edildiği konutların bulunduğu mahalleler kapatıldı. Ancak ekonomik faaliyetlerin korunması adına şehir, Huangpu Irmağı sınır olacak biçimde ikiye ayrıldı ve iki aşamalı bir kapatma politikası benimsendi. Ancak 27 Mart’ta bütün şehri kapsayan açık uçlu bir kapanmaya geçilince, birçok Şanghaylı ve yerel yetkililer hazırlıksız yakalandı.
Yukarıda da dediğimiz gibi Şanghay Çin’in finans başkenti. Üstelik otomobil, elektronik, yarıiletken çip gibi birçok kritik sektörü fabrikalarına da ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en işlek kargo limanı da Şanghay’da. Dolayısıyla şehrin tamamen kapanmasının ekonomiye etki yapmaması neredeyse imkansızdı.
Şanghay’ın pandemiyle mücadele sorumlularından Wu Fan da 26 Mart günü yaptığı açıklamada buna dikkat çekerek şöyle diyordu: “Eğer Şanghay, şehrimiz, tamamen kapanacak olursa, Doğu Çin Denizi’ndeki birçok uluslararası kargo gemisi başıboş kalır. Bu bütün ulusal ekonomiyi ve küresel ekonomiyi etkileyecektir.” (Nitekim geçtiğimiz hafta için Fransız yatırım bankası Natixis, Çin’in ilk çeyrekteki yüzde 5,5 olan büyüme hedefini 1,8 puan düşürdü.)
Şanghay’daki finans şirketlerinde çalışanların önemli bir kısmı ofislerinde karantinada. Günlerdir uyku tulumlarında, kamp yataklarında yatan çalışanların fotoğrafları sosyal medyada sık sık paylaşılıyor.
Şanghay’daki finans şirketlerinde çalışanların önemli bir kısmı ofislerinde karantinada. Günlerdir uyku tulumlarında, kamp yataklarında yatan çalışanların fotoğrafları sosyal medyada sık sık paylaşılıyor.
EN KÖTÜ SENARYO: 1 MİLYONDAN FAZLA VEFAT
ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nde küresel sağlık alanında çalışan Yanzhong Huang, Şanghay’ın Covid politikasını “tuhaf bir U dönüşü” olarak nitelendirdi. Huang bu politikanın, destekleyenlerin nezdinde hem siyasi olarak hem de “özellikle en kötü senaryolar düşünüldüğünde” kamu sağlığı bağlamında mantıklı olduğunu ifade etti.
Nitekim bazı öngörülere göre, Çin’in sıfır Covid politikasını bırakması sağlık sisteminin üzerinde altından kalkamayacağı bir yük oluşturup 1 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açabilir. Huang, “Ama burada asıl soru bu en kötü senaryonun gerçekleşme olasılığına dair. Bence sıfır Covid yaklaşımına inanan birçok politika yapıcı, bu ihtimali abartıyor” diye konuştu.
Huang, Çin’in yüksek aşılama oranları ile Şanghay ve Hong Kong’dan elde edilen epidemiyolojik veriler de göz önünde bulundurulduğunda Çin’de kullanılan CoronaVac ve Sinopharm aşılarının ağır vakaları ve ölümleri engellemekte oldukça etkili olduğunun ortaya çıktığını da söyledi.
Aynı zamanda Seton Hall Üniversitesi’nde görev yapan Huang, “Bence daha düşük maliyetli bir yaklaşım bulunabilir. Kapanma sona erdikten sonra vakaların artışı önlenemese de can kayıpları ve ölümler minimize edilerek hasar da minimize edilebilir. En önemlisi de toplumun ve ekonominin altüst olması önlenebilir” dedi.
SOSYAL MEDYADA İNANILMAZ GÖRÜNTÜLER PAYLAŞILDI
Sıfır Covid uygulamasının toplumun üzerindeki etkileri, günden güne daha fazla hissediliyor. Çin’in sosyal medya platformları, yiyecek, su, kişisel temizlik ürünleri gibi günlük ihtiyaçların yokluğunu protesto eden vatandaşların videolarıyla dolu. Zaman zaman vatandaşlarla karantinayı uygulamaya çalışan polisler arasında çatışmalar olduğuna dair haberler geliyor. Hatta geçtiğimiz hafta bir filyasyon görevlisinin ebeveynini taşıyan karantina minibüsünün ardından koşan corgi cinsi bir köpeği kürekle vurarak öldürdüğüne ilişkin olduğu iddia edilen bir video sosyal medyada gündem oldu. Söylenene göre görevli köpeğin de virüs taşıyıcısı olduğundan endişelenerek böyle bir şey yapmıştı.
Bir başka çaresizlik örneği de 9 dakikalık bir telefon konuşmasında ortaya çıktı. Şanghay’da yaşayan bir anne, mahallesinden sorumlu sağlık görevlisine telefon edip koşullardan şikayet edince hiç beklemediği bir yanıt aldı. Bir anda göz yaşlarına boğulan kadın görevlinin, “Yöneticilerim telefonlarımı açmıyor. Ben de burada oturup Covid taşıması muhtemel öfkeli vatandaşlarla uğraşmaktansa evimde karantinaya girmek istiyorum. Bu iş bir iş değil; benim hayatım tehlikede. Sun Chunlan burada. Umarım ne yapacağını biliyordur” dediği anların ses kaydı sosyal medyada hızla yayıldı.
KRİTİK TARİH: EKİM 2022
Ancak vatandaşların tepkilerinin hükümetin yaklaşımında bir değişikliğin kapısını aralaması pek olası görünmüyor. Zira Pekin için sıfır Covid politikası 2022 yılı için hedeflenen sosyopolitik istikrar hedefinin temel taşlarından biri. Dolayısıyla Ekim ayında yapılacak ve Devlet Başkanı Xi Jinping’in üçüncü dönem için aday olması beklenen Çin Komünist Partisi 20’nci Olağan Ulusal Kongresi’ne kadar sıfır Covid’e de devam edileceği tahmin ediliyor.
Çin Komünist Partisi Şanghay Komitesi’nin 6 Nisan’da yayımlanan bir mektubunda, parti üyelerinden salgınla mücadeleye zarar verecek her türlü eyleme karşı cesurca “kılıçlarını çekip savaşmaları” istendi. Mektupta, “Kritik anlarda öne çıkan ve kriz zamanlarında her şeyi riske atanlar gerçek Komünistlerdir” ifadeleri kullanıldı.
Çin halkı bu seçimlerde söz sahibi değil ancak yöneticilerin meşruiyeti, kongreden çıkan sonuçlarda oldukça etkili. Çin’in Covid vakalarını kontrol altına almada Batı’ya kıyasla çok daha başarılı olması, Xi’nin ülke kamuoyu nezdindeki puanını fazlasıyla artırdı.
Tam iki yıl önce, 8 Nisan 2020’de Vuhan’da uygulanan 76 günlük kapanma sona ermişti. Şehrin yeniden açılmasından iki ay sonra Pekin’de yapılan Komünist Parti kongresinde, Çin’in virüs karşısında bir zafer kazandığı ilan edilirken Batı henüz virüsün karanlık yüzünü doğru düzgün görmemişti bile… O günden bu yana Xi, yaptığı konuşmalarda sık sık ülkesini küresel sağlık alanında lider olarak konumlandırdı. Nitekim geçen ay ortaya çıkan vakalar, Çin’de bir yılı aşkın süredir görülen ilk Covid pozitif kişiler oldu.
BİLİMSEL YAKLAŞIM MI, SİYASAL YAKLAŞIM MI?
Aralık ayında hükümetin programının belirlendiği Merkezi Ekonomik Çalışma Konferansı’nın sonuç bildirgesinde “istikrar” kelimesi 25 kez kullanıldı. 17 Mart’ta Xi, Çin’in Covid önlemlerinin ekonomik ve sosyal kalkınma üzerindeki etkilerini azaltmak için “en düşük maliyet en yüksek etkili önleme ve kontrol” politikasını benimseyeceğini söyledi. Xi bu konuşmaları yaptığı sırada, Şanghay’daki vakalar Çin’in toplam vaka sayısının yüzde 15’inin altındaydı. Bugün ise Çin’deki pozitif vakaların yüzde 85’inden fazlasının Şanghay’da olduğu belirtiliyor.
Huang’a göre, Çin Devlet Başkanı’nın geçen ayki sözleri maliyetler ile faydaları dengelemeyi amaçlıyordu. “Ancak şu an bilimsel yaklaşım yerini siyasi yaklaşıma bırakmış gibi görünüyor. Şu anki uygulamanın kararı, kamu sağlığı uzmanlarınca alınmamış tamamen siyasi bir karar” diyen Huang şöyle devam etti:
“‘Sıfır Covid mi yoksa virüsle birlikte yaşamak mı?’ tartışması artık sadece hangi metodun daha etkili olduğu ile alakalı değil. Bu tartışma bugün iki siyasi sistemin, hatta iki medeniyetin arasındaki bir yarışma olarak değerlendiriliyor.”
SIFIR COVID STRATEJİSİ BAĞIŞIKLIK BOŞLUĞUNU SÜRDÜRÜYOR
Londra’da bulunan SOAS Çin Enstitüsü Direktörü Profesör Steve Tsang ise sıfır Covid politikasının ancak Xi “bitti” deyince biteceğini belirtti. Tsang, “İstikrara bu kadar öncelik atfedilmesinin sebebi, Xi’nin 20’nci Parti Kongresi’nde üçüncü ve dolayısıyla sınırsız iktidar süresini elde etme zorunluluğu” diye konuştu.
Tsang şunları söyledi: “Sıfır Covid politikası Xi’nin uygulamaya koyduğu bir politika. Bu nedenle Xi devamlılığının kendisine faydadan çok zarar getirdiğini görene kadar, ki ortada buna dair bir kanıt da yok, terk edilemez. Nihayetinde Çin hükümetinin birinci önceliği Xi’nin iktidarda kalması.”
Huang Pekin’in sıfır Covid politikasını terk etmesi için, bu politikanın yarattığı kısır döngüyü görmesi gerektiğini belirtti:
“Virüse karşı hassas durumda olan geniş bir nüfus var. Bu nüfus virüsü besleyebilir. Virüs nüfusun yüzde 50’sini enfekte etmeden girmeyecek. Pandemi var oldukça risk de var olmaya devam edecek. Sıfır Covid stratejisi yayılımı önleyebilecek olsa da bu bağışıklık boşluğunu kapatmakta etkili olamaz. Bir bakıma sıfır Covid politikası bağışıklık boşluğunun sürmesine neden oluyor. Hassas durumda olan geniş segmentin hassasiyetinin sürmesini sağlıyor.”
20 yıl önce de SARS salgınını kontrol altına almayı başarmış olan Çinli sağlık uzmanları, bu zor gerçeklerin farkında. Ancak bir noktaya kadar çok başarılı olan sıfır Covid yaklaşımının sürdürülebilir olup olmadığına karar vermek son durumda siyasi liderlere düşüyor. Diğer yandan Pekin hükümeti politikaya bağlılığını her fırsatta dile getiriyor. Son olarak 6 Nisan günü Çin Ulusal Sağlık Komisyonu Sözcüsü Mi Feng, pandemi bitene kadar dinamik sıfır Covid politikasına devam edileceğini söyledi.
Sözün kısası, Şanghay gibi bir şehri tamamen kapatmak Çin için oldukça maliyetli. Ancak yaklaşan seçimler düşünüldüğünde, tam tersi bir hamle yapmanın Xi için maliyeti çok daha yüksek görünüyor.
Newsweek’in “Why China Sticks With Costly Lockdowns and ‘Zero COVID'” ve Insider’ın “China’s ‘Twitter’ appears to be censoring content about food shortages in Shanghai as residents struggle amid a harsh COVID-19 lockdown” başlıklı haberlerinden derlenmiştir.