Başlıktaki gizli büyük müzisyen betimlemesini tamı tamına hak eden çok değerli piyanist Tomris Öziş’i yakınlarda yitirdik. Ülkemizde, müzik ortamlarına ve genel kültür dünyasına yerleşmiş sıradanlığın bir ürünü olarak, insanlarımız gerçek sanatsal yaratıcılık değeri taşıyan kişilere gittikçe daha az ilgi ve duyarlık gösteriyor oluyor. Öziş’in aramızdan ayrılması da bu edilgenliğin toplumumuzda gittikçe yaygınlaştığı bir döneme rastladı. Ama, tutkulu ve gerçek müzik meraklıları ortamında geçmişin güzel anılarının canlanmasına yol açtı.
İzmir-Münih-Ankara ağırlıklı bir sanatsal ilişkiler ortamında, Tomris Öziş çok genç yaşlarda kendini kanıtlamış ve büyük yetenek olarak kabul edilmiş bir müzisyendi. Münih’teki yüksek eğitim programları bile henüz tamamlanmamışken başladığı konser piyanistliği kariyeri başarılarla dolu olarak uzun yıllar sürdü. Kıvrak bir bilek ve parmak beceresine dayalı çok kuvvetli bir tekniğin yanı sıra alabildiğine yumuşak bir tuşeyle sürdürdüğü konser piyanisti etkinliğini geniş bir repertuvara dayandırdı. Barok-klasik-romantik ve çağdaş müzik çağlarının geniş piyano dünyasına, derin kültürlü bir sanatsal bilgi birikimi çerçevesinde, yaklaştı ve hepsinin altından başarıyla kalktı.
Ancak bu yolculuğun kaçınılmaz fiziksel ve zihinsel yıpratıcılığına, özellikle “uluslararası müzik piyasası” denen o tartışmalı ve sağlıksız ortamın hırpalayıcılığı da eklendi. Kıskançlıklar, ucuza kaçmalar, derinlemesine yorumlayıcılık yerine yüzeyden tatmincilik anlayışının yaygınlığı Öziş’in de dahil olduğu bir ciddi gerçek müzisyenler çevresini çok rahatsız eder olmuştu. Eşi, değerli bilim adamı ve kültür dünyası insanı Ünal Öziş’in yanı sıra kardeşi, bir diğer yetenekleri gizli kalmış, çok değerli müzisyen rahmetli Doğan Yalaz’ın yakın çevre gayretlerine rağmen Tomris Öziş, bu işlerde daha uzun devam etmeme yolunu seçti. Ani bir kararla konser piyanistliği etkinliklerine ve ses kayıt işlemlerine ara verdi. Bu durum kendisini insan olarak ve müzisyen kişiliği ile tanıyıp takdir edenlerin kabullenemediği bir süreç yarattı. Ancak, çok tatlı bir raslantının ürünü olarak Tomri, Öziş son yıllarda ulusal ve uluslararası müzik dünyasına derin anlamlı bir dönüş gerçekleştirdi. Uzun yıllardır tanıştığı, kuvvetli dostluk ve müzisyen duygularıyla çok takdir ettiği büyük müzik ve piyano insanı İdil Biret ile daha yakın ilişkiye girme durumu ortaya çıktı. Bu harika ilişkinin sonucu olarak da Tomris Öziş’in uzun yıllar boyunca yaptığı çok başarılı ses kayıtlarından bir seçkinin IDIL BIRET ARCHIVE (IBA) müzik etkinlikleri içinde beş CD’lik nefis bir dizi olarak müzik dünyamıza 2017 yılında sunulması şansı ortaya çıktı. Tutkulu müzik meraklılarının bu ürün sayesinde Tomris Öziş’in harika yaratıcılık dünyasını yeniden keşfetmeleri yolu açıldı. İyi ki bu CD dizisi gerçekleşmiş ve iyi ki ben bu çerçevede sevgili Tomris ablamla ilgili bir şeyler yazıp yayımlama fırsatı bulmuşum.
Özgün büyük müzisyen Tomris Öziş’in anısı önünde saygı ile eğilerek…