MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli, Millet İttifakı’na Cumhurbaşkanı adayını açıklama çağrısı yaparak, “Cumhur İttifakı’nın adayı bellidir. Sizin çürük adayınız ne zaman ortaya çıkacaktır? Neyi bekliyorsunuz? Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten aciz bir ittifakın Türkiye’yi yönetmesinden, geleceğe taşıma iradesinden bahsetmek mümkün müdür? Zillet İttifakının belirleyeceği aday göstermelik olacağına göre müstakbel başbakan hazırda beklediği biliniyorken bu kadar ayak oyununa ne gerek vardır? İlan edin adayınızı da boyunuzun ölçüsünü görelim.” dedi.
Satırbaşları şöyle:
Küresel ve bölgesel gelişmelerin sancılı seyrine baktığımızda güçlü bir devlete, tarihi ve kültürel birikimiyle öne çıkmış köklü bir millet geleneğine sahip olmanın ne kadar önemli olduğu daha iyi görülecektir. Uzak geçmişten bu güne devletini kaybetmiş toplumlarla, iç barış ve dengesini kuramamış bu nedenle istikbalinden mahrum kalmış devletin yol açtığı vahim karmaşa dünya genelinde büyük krizlere davetiye çıkartmıştır. Hayatın ve siyasetin olağan akışı içinde sorunlar hiçbir zaman eksik olmayacaktır. Asıl marifet dönem dönem yeşeren sorunlara teslim olmak değil, onları çözecek irade maharetini sergileyebilmektir. Meselenin can alıcı noktası çözümün bir parçası olabilmektir.
Vatan olmadıktan, millet yaşamadıktan sonra az yesek ne olur, çok yesek neye yarar. Vatan namustur. Namusun fiyatı ve ekonomik değeri ise asla olamayacaktır. Sakarya Savaşı öncesi yayınlanan Tekalifi Milliye emirlerini hatırlayınız. Kimisi bir çift çorap, kimisi bir torba bulgur, kimisi sahip olduğu bir binek hayvanı gönül huzuruyla ordusuna vermişti. Türk milleti bütün maddi ve manevi varlığını vatanı için ortaya koymuştu. Taktir edilecek bir gerçektir ki, milletten alınan ne varsa Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından hak sahiplerine iade edilmişti.
Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nı hedef aldı
Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde CHP Parti Okulu’nda ‘Atatürk’ü Anlamak’ konulu ders verdiği medyaya yansımıştı. Acaba anladığı neydi, anlattığı neydi? Bilmediği ve tanımadığı bir şeyi, bir kişiyi anlatmaya çalışmak sadece cahillere özgü bir tutumdur. Kaldı ki bugünkü CHP’nin neresi Atatürk’ün CHP’sine benzemektedir? Atatürk Tam bağımsızlıktır, Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı tam bağımlılıktır. Atatürk, milli mücadelededir. Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı gayri milli odaktır.
Zillet İttifakı’na kulak verirse, sürekli olarak battığımızı, bittiğimizi, iflas ettiğimizi, heba ve heder olduğumuzu takılmış plak gibi söyleyip duruyorlar. Kılı kırk yaran tecrübeyi akıldan yoksun kalmışlar. İradeleri yalçın kayalıkların ardına hapsedilmiş, millete hem şuur hem de duygu planında mensubiyet duymaktan da acizler. Zilletin kurduğu tuzakları işaret ediyoruz.
Bunların aralarında hiçbir fark yoktur. Ağızlarına ne milleti, ne de devletin hak ve çıkarlarını alırlar. Sanki ağaç kovuğundan çıkmış gibilerdir. Sadece kötümserlik servisi yapmazlar aynı şekilde kötülük de yayarlar. Dünyayı okuyamazlar, Türkiye’nin nereden nereye ulaştığını fark edemedikleri için gerçekleri küstahça çarpıtırlar.
‘Fiyat artışlar, zamlar, hayat pahalılığı gelip geçicidir’
Fiyat artışlar, zamlar, hayat pahalılığı gelip geçicidir. Dün böyleydi bugünde böyledir. Yarın da akıbet aynı olacaktır. Müslümana karamsarlık haramdır. Türkiye’nin zora girmesini siyasal rant olarak görenler, bu suretle bir iktidar devşireceklerini zannedenler tek kelimeyle kifayetsizlerdir. Bunlar Türk milletinin ekmeğine, erdemine, enerjisine, emeğine hasıl olmuş meymenetsizlerdir. Biz, bir tas hoşaf, kuru bir ekmek yiyerek Çanakkale’de direnmiş bir milletiz. Dangıl dungul konuşan Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı neyden bahsediyor? Türkiye’yi hangi hakla kötü gösteriyor. Bozgunda fetih rüyası görüyorlarsa bu rüyalarının kabusla biteceğini görmeleri mukadderdir.
Millet İttifakı’na aday çağrısı
Kaşıkçı davasını kasten çarpıtanlar, Türkiye’nin üç beş kuruşa adaleti sattığını iddia edenler Zillettedir. Türkiye’nin bir maratoryuma gireceğini yazıp çizenler Zillettedir. Zamlardan şikayet edip sonra da dönüp İstanbul’da ulaşıma yüzde 40 zam yapanlar zillettedir. Terörist Demirtaş ile Soroscu Kavala’nın mahkeme kararları için ‘şaibeli’ diyenler zillettedir. Cumhurbaşkanı adayının hüvviyeti üzerinde tartışmalarının körüklenmesi, o mu olsun bu mu olsun yoksa bir tavşan adayı ifşa edelim de asıl adayı geri tutalım anlayışları zillet bir senaryodur. Henüz bunlara ajansları izin vermemiş, küresel hedefleri bir adayı işaret etmemiştir. Birbirinin kuyusunu kazıp, aday enflasyonuyla vakit geçirenlere diyorum ki Cumhur İttifakı’nın adayı bellidir. Sizin çürük adayınız ne zaman ortaya çıkacaktır? Neyi bekliyorsunuz? Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten aciz bir ittifakın Türkiye’yi yönetmesinden, geleceğe taşıma iradesinden bahsetmek mümkün müdür? Zillet İttifakının belirleyeceği aday göstermelik olacağına göre müstakbel başbakan hazırda beklediği biliniyorken bu kadar ayak oyununa ne gerek vardır? İlan edin adayınızı da boyunuzun ölçüsünü görelim.
Kılıçdaroğlu’na ‘zırva’ ve ‘zillet’ dedi
Son olarak Et ve Süt Kurumu’na musallat olan Kılıçdaroğlu ise etap etap Türkiye Cumhuriyeti’nin sabrını test eden, programlanmış bir işgalin provalarını yapan zırvadır, zillettir. Türkiye zillete düşmeyecek, millet zilletin belini sandıkta kıracaktır, güvence Cumhur İttifakı’dır. İçinde bulunduğumuz zor günler yakında geride kalacaktır.
‘Cumhur İttifakı’nın kesin zaferinden başka hiçbir siyasi sonuç bizim susuzluğumuzu gideremez’
Suriye’den Ukrayna’ya gördüğümüz gerçekler bu ihtiyacın ne denli mühim olduğunu teyit etmiştir. Devlet, milletiyle güçlüdür. Devlet yoksa barış yoktur, ekonomi yoktur, bağımsızlık yoktur. Bizim yönetim felsefemizin özü devletle millet kaderinin bir ve aynı olmasıdır.
Geleceği konuşmaktan korkanların geriye takılıp kalmaları bu yüzdendir. Benim onlara da bir tavsiyem olacaktır; gözlerini ufkuna çevirmeseler bile gafil yönetimler elinde zayıflamış milli kimliğin, tahrip olmuş esenliğin, düşülmüş tuzaklarla çözülen millet birliğinin, yabancılaşmayla bozulan değerlerin ve kaybedilen özgüvenin bir büyük milleti nasıl mahkum ettiğini görebilmeleridir. Türkiye ve Türk milleti tarihin en kritik dönemlerinden birisiyle yüz yüzedir. Zillet ittifakının yanlışı da buradadır. Risk ve tehditleri doğru okuyamayan siyasi garabetlerdir. Kuşatılan Türkiye, sarsılan devlet, yozlaşan ahlak, hançerlenen vatan, kaybolan nesiller, çözülen doku maalesef CHP’sinden İP’ine HDP’sinden diğer marjinal partilere kadar hepsinin ortak gayesidir. Önümüzde zorlu bir dönem vardır. Olup biteni seyretmenin, geleceğin analizini yapmadan mevcutla meşgul olmanın kimseye ve Türkiyemize bir katkısı olmayacaktır. Biz hedefleri büyük, hevesleri küçük bir ülke olarak kalamayız. 2023 yılında Cumhur İttifakı’nın kesin zaferinden başka hiçbir siyasi sonuç bizim susuzluğumuzu gideremez. Bizi bilenler bilir, bizi tanıyanlar tanır, biz kendimiz için hiçbir şey aramayız, istemeyiz.
‘Ülkücüyüm diyen kim varsa ana çatısı MHP’dir’
Gözlerimiz sonsuzluğa kilitlenirken önümüze çıkan çukurlara düşemeyiz. Heyecanları tükenenlerin, bu hedefi sorgulayacaklarının da farkındayız ancak unutmayalım ki 13 asır önce yola çıkan mesajlar bizi milletler mücadelesinde var edebiliyorsa, bugün söyleyeceklerimiz de neden 13 asır daha taşımasın. Çağlayarak ilerleyen bu yolculuğunda önüne çekilmiş engelleri gün gün aşarak kendi mecrasında büyüyerek akmaya devam edecektir. Mutlaka başarmalıdır, bizim doğru yerde, doğru zamanda ve doğru insanlarla buluşmaktan kastımız da budur. Biz dersimizi tarihten aldık, önümüze tarihi kılavuz olarak koyduk. Partimiz günlük siyasete hiç alet olmamıştır. Popülist siyasetin kirliliğinden hep uzak kalmaya çalışmıştır. Zor, zahmetli bir mücadelenin, sağlam bir karakterin sonucu olacaktır. Bu milliyetçi, ülkücü olmanın kaçınılmaz bir bedelidir. Ancak ve ancak bu bedeli göz önüne alanlar bu yolculuğa çıkabilirler. Sorunlardan ve sıkıntılardan ürkmemek, tuzaklardan ve karanlıklardan uzak durmak lazımdır. Herkes milliyetçi olabilir, hatta olmalıdır. Hepsine saygı duyarız ancak milliyetçiliği hayatın her alanında uygulanabilir bir siyaset olarak benimseyen tek parti MHP’dir. Ülkücüyüm diyen kim varsa ana çatısı MHP’dir. MHP artık bölge ülkelerindeki soydaşlarımızı küresel kargaşadan kurtaracak bir anlayışı da sahiptir.
Rusya-Ukrayna savaşı
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan ve 48. güne giren savaşın bir an evvel çözüme ulaşması samimi dileğimizdir. Savaş baronları silahların susmasına karşıdır. NATO Genel Sekreteri savaşın yıllarca devam edebileceğini dile getirmektedir. Türkiye’den başka ikinci bir ülke aransa dahi bulunamayacaktır, Türkiye’nin devrede olması özellikle ABD ve yanında hizalanmış ülkeleri rahatsız etmektedir. Türkiye barış konusunda nettir. Birleşik Krallık Başbakanı’nın Ukrayna’yı ziyaret edip Zelenski’nin üzerinde psikolojik baskı kurması dikkat çekicidir.
Türkiye baskı ve dayatmalara karşı direnmektedir. Kim ne söylerse söylesin, yola çıkan kervan hedefine inşallah ulaşacaktır. Küresel oyunların bitmek bilmeyen yeni senaryoları tedavülde olsa da insanlık değerleri içine çekildiği girdaptan kurtulacaktır. Pakistan’ın mevcut durumu da üzüntü vericidir. Pakistan örneği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin nasıl tarihi bir kazanım olduğunu bir kez daha göstermiştir. Dileğimiz Pakistan’ın toplumsal istikrara bir an evvel kavuşmasıdır.
Azerbaycan ile Ermenistan barış konusunda anlaşmışlardır. Fransa’daki seçimlerin 2. tura kalması, gelecek için tehlike sinyalleri vermektedir. Demokrasiyi, insan haklarını yegane savunan lafta değil, özde savunan herkes bilmelidir ki büyük Türk milletidir. Ülkemizin zarar göreceğini düşündüğümüz her milli meselede son sözü söyleyecek olan millettir. MHP yeni bir siyasi hareket değildir. Stratejik oyunların farkındadır, gelişmeleri kavrayıp tahlil yapacak vizyonu ve kadroları vardır. Bizim geçmişte dile getirdiğimiz ilkesi bu hassasiyetin bir ifadesidir. Kamuoyu partimizin ne dediğine ve kadrolarımızın ne yapacağına dikkat kesilmiştir. Türkiye’nin karşısına hizalanmış zillet cephesi milletimizin yürüyüşünü durduramayacaktır. Ya zillet cephesi Türkiye’nin birlikte yaşama iradesini kıracak ya da Türk milleti zilletin belini kıracaktır.