Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz aylarda TÜİK ve MEB’in kapısına dayanmış, randevu talebine dönülmediği için kurum önlerinde basın açıklaması yapmıştı. Kılıçdaroğlu, geçen hafta da Et ve Süt Kurumu’ndan randevu istediği ancak dönüş yapılmadığını, bunun üzerine ertesi gün saat 10.00’da kuruma gideceğini açıklamıştı.
EN SON ET VE SÜT KURUMU’NA GİTTİ
Tam dediği saatte Et ve Süt Kurumu’na giden ve içeri alınmayan Kılıçdaroğlu, kurum önünde bir basın açıklaması düzenledi. CHP lideri, konuşmasında “Bugün Et Ve Süt Kurumu’nun önündeyim. Burada bulunmamın temel nedeni çocukların haklarını savunmak. Kadın milletvekilleri ile beraberim. Kadın milletvekilleri, bütün anneler çocuklarının iyi beslenmesini isterler. Beslenme bir haktır. Yeterli beslenme bütün çocuklar için bir haktır. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi lazım. Bu çok ama çok önemlidir. Tarım Bakanı dün katıldığı bir televizyon programında ‘Türkiye’de aç ve açıkta kimse yok. Herkesin karnı tok’ diye bir açıklama yapıyor. Tarım Bakanı’nın Türkiye gerçeklerinden haberi yok.” ifadelerini kullandı.
“KUM TORBASI KOYARLAR”
Kılıçdaroğlu bugün de gittiği kurumların kapılarına vurulan zincirlere gönderme yaparak yeni rotasını paylaştı. Göç İdaresi Başkanlığı’nın kuruluş yıl dönümü ile ilgili bir tweet’i alıntılayan CHP lideri, şu paylaşımı yaptı: “Bu, şiirlerle romantize edilecek bir mesele değildir. Sığınmacılar kaçak yollarla hala ülkemize geliyor. Ülke yolgeçen hanına döndü! Göç İdaresi’ne milletimiz adına gitmem gerekiyor ama sonucun ne olacağını herkes biliyor. Zincirler, teller; şimdi kum torbası koyarlar herhalde.
3 TANE SORU YÖNELTTİ
Milletimiz adına Göç İdaresi’ne soruyorum:
1. Sığınmacıların eski kimlik bilgileri elinizde mevcut mu?
2. Kaçına vatandaşlık verdiniz ve hangi güvenlik soruşturmalarından geçirdiniz?
3. Sınırlarımızın delik deşik edilmesini neden izliyorsunuz? Amaç ne? Neyin hazırlığındasınız?
“RANDEVU İSTEMEDEN ÖNCE SORULARIMA YANIT BEKLEYECEĞİM”
Göç İdaresi’nden randevu talep etmeden önce, milletimiz adına sabırla bu soruların yanıtlarını bekleyeceğim. Bu arada şiir yazmayı bırakın, işinizi yapın!”